RACON KESMEKTEN İTİBAR CELLATLIĞINA
Sosyal medyanın adeta silah gibi kullanılıp ülkenin kaos ortamında boğulması denemelerine yakın tarihimizde çok şahit olduk.
Yalanlarla, iftiralarla ve dedikodularla yapılan tahribatın acısını çok çekti bu millet.
Süleyman Soylu’ nun memleketinde yaptığı duygusal konuşmanın satır aralarından çıkardıkları şifrelerle, Bakanın istifa edeceğini hükmetmek nasıl bir analiz yeteneğidir?
Bununla da kalmayıp kabine revizyonu yapılacağını öngörüp “bakan toto” oynamaktan utanmayacak kadar hadsizlik çıtasını yükseltmek…
Sadece kabine revizyonunun zamanını belirlemekle kalmayıp, en alçakça dedikoduları da dillendirmekten utanmayacak kadar ahlak yoksunu olmak…
Milletin yüreği Afrin’de savaşan Mehmetçiklerimiz için çarpıp, dualarla onları korumaya çalışırken, gündemi kahve muhabbeti ağzıyla kirletmek…
Üstelik ilk defa yaptıkları bir çirkinlik değil bu.
Daha önce de defalarca gerçekleştirdikleri ve ne vicdani endişe ne de ahlaki kontrolden yoksun eylemlerinin devamı gibi.
Milletin adına konuşan bir lidere ayar verip, yön çizecek kadar hadsizleşmelerinin geldiği son nokta.
Yolun sonu bir bakıma.
Ya da geri dönüşü olmayan bir yol ayrımı.
Ama, fakat, aslında, ben Onu kastetmedim gibi cümlelerle hafifletilmeyecek kadar ciddi bir yol ayrımı.
“Kimse benim adıma racon kesmesin” uyarısını kulaklarına küpe yapacaklarına, dedikodu zillerini bellerine dolayıp meydanları işgal etmelerine kayıtsız kalmak mümkün değil.
Sosyal medyayı silah gibi kullanmayı alışkanlık edenlere dur demenin vakti geldi, geçiyor bile.
Profillerindeki “vatan, millet, bayrak, Reis, 15 Temmuz” fotoğraflarıyla, algı operasyonlarına malzeme olan paylaşımlarını örtüştürmek imkansız.
Masumiyet karinesi rehberliğinde göz atsanız bile hepsinin yazdıkları sıkıntılı içeriklere sahip.
Gündemi değiştirip, milletin ilgisini dağıtmak, oyun içinde oyun kurmak isteyenlerin algı silahlarına sosyal medya kurşunu olmaları tesadüf değil.
Zira ülke gündemini meşgul eden ve gerçek gündemi perdeleyen haberlerin çıkış kaynağının bu sosyal medya hesaplarının olması dikkat çekici.
Yazsınlar, çizsinler inanan inanır, inanmayan gülüp geçer diyerek hafife alınmaması lazım bu durumun.
Ülkenin yaşadığı her kaosta işaret fişeğinin sosyal medyadan yakıldığı gerçeği asla unutulmamalı.
Bu işaret fişeğinin nasıl yangına dönüştürülmek istendiğini de yaşadığımız acı tecrübelerle gördük.
Bize gösterdikleri yüzleriyle tanıdığımız ama aslında çirkin yüzlerini maskelemek için kılıktan kılığa girebilen algı teröristlerinin yaptıkları sır değil.
Demokrasi kalkanıyla, özgürlük naralarıyla devleti hançerlemek, itibar cellatlığı yapmak ortak özellikleri.
Yönü kestirilemeyen, duruşu test edilemeyen bir cepheden atılan kurşunu kimin attığı o kadar önemli değil.
Amaçlarına hedeflerine dikkat kesilirsek, milletin karşısındaki cepheyle, sureti Haktan görünenlerin yumurta ikizi kadar birbirlerine benzediklerini görürüz.
Bu sebeple sosyal medya üstünden yapılan algı operasyonlarına karşı uyanık olmak lazım.
FETÖ’ cü şeytanların uzmanlık alanlarından birinin de sosyal medya olduğu gerçeğini hatırlarsak, bu gün sosyal medyayı ve sosyal medyanın sahte fenomenlerini asla hafife alma lüksümüz yok.
Sözde Reis” ciler…
Görünen yüzleri FETÖ düşmanı makyajlı…
AK Partiye olan sevgileri ummanlar kadar sonsuz…
Vicdani kriterleri, attıkları tweetlerin etkinliğiyle ölçülü…
Afrin harekatında askerin izleyeceği taktikler bunlara sorulmalı.
Bakanların başarısı bu trollerin verdiği karnedeki notlara bağlı.
Eğer geçer not almayan varsa hemen görevi bırakması için kampanyalar düzenleyip sosyal medyayı da bu emellerine alet etmeleri asli görevleri…
Dış politikadan, terörle mücadelede izlenmesi gereken yöntemlere,
AK Parti il ve ilçe yöneticilerinin kim olacağına karar vermekten,
Milli Güvenlik Kurulunda nelerin gündeme gelmesini belirlemeye kadar geniş bir yelpazeye yayılan uzmanlık alanları var.
Kısaca hadsizlik diyelim bu duruma.
Ama en Reisci, en AK Partili, en FETÖ düşmanı en, en, en… Hepsi onlar…
Niyet okuma gibi gaipten gelen bir Allah vergisi yeteneğe sahipler!
Cümlelerin arasındaki kelimelere anlam yükleyip, gelecekte olacakları görmek hepsinin ortak özelliği.
Takipçi sayılarını, el attıkları konuları, paylaşımlarını, paylaşımlarını referans alanları ve bu referansı gündem yapıp millete yön verme denemelerine hepimiz yaşayarak şahit oluyoruz.
Milletin yüreğine “şüphe” düşürüp, birlik ve beraberliğe en ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda “dedikodularla” ülke düşmanlarının taşeronluğuna soyunmayı meslek edinmişler.
Ülkenin Afrin operasyonu gibi milli ve hayati bir gündemi varken bu gündemi bırakın değiştirmek, değiştirmeye teşebbüs etmek bile alçaklıktır.
Üstelik Erdoğan’ı her seferinde bu duruma müdahale edip, bu hadsizlere haddini bildirmek zorunda bırakmaları da affedilir bir suç değil.
Günün sonunda bir takım malum cephenin, Erdoğan sosyal medyaya ve sosyal medya paylaşımlarına ve buradan da medyaya“müdahale ediyor “ algısını sinsice ve alçakça işlemeleri de yürütülen operasyonun planlı bir parçası.
Ne bu algı operasyonlarına müsade ederiz ne de bu operasyona tetikçilik yapanlara sabrımız sonsuz değil.
Oyunu görüyoruz, oyuncuları biliyoruz. Milletçe el ele bu oyunu bozarız