Rusya sivil halkı bombalamaktan vazgeçmeli
Almanlar İkinci Dünya Savaşı’nda, Amerikalılar Vietnam’da kentleri, köyleri, toplu oturma alanlarını bombaladılar; üzerinde Kızılay ve Kızılhaç simgeleri bulunduğu halde hastaneleri, ilk yardım çadırlarını yerle bir ettiler.
Rusya şimdi aynı katliamı Ukrayna’da sürdürüyor. Bütün dünya, Çin gazeteleri dahi, Rusya’ya Ukrayna’daki bu insanlık dışı işgali durdurma çağrısı yapıyor; ama nafile. Geçen hafta insan kollarının, bacaklarının, kafalarının konfeti gibi havaya savrulup, itfaiyeciler tarafından bahçeden toplandığı Dnipro’ya BM Genel Sekreteri Guterres ve Güvenlik Konseyi tarafından yöneltilen kınamaların mürekkebi kurumadan, Donetsk bölgesindeki Bakhmut çevresinde 15 apartman sitesi topa tutuldu. Burada da 40’a yakın sivilin öldüğü, çöken binaların enkazında yaralı kişiler bulunduğu bildiriliyor.
Dnipro’da olduğu gibi burada da enkaz altında kalanların çoğu çıkartılmayacak ve sesi çıkan haykırarak, çıkamayansa sessizce can verecek. Can verecekler çünkü bütün kabadayılığına, bütün artistliğine rağmen, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in elinde ne yeterli itfaiye aracı ne de kurtarma görevlisi kaldı. 50 santimlik SİHA’ların icadıyla çağı çoktan kapanmış olan Alman ve Amerikan tanklarından ne kadar çok gelirse, Rus işgalini durdurmasının o kadar kolay olacağını sanan Ukraynalı yöneticiler, halkı korumanın biricik yolunun barış masasına koşarak, görüşmelere başlamak olduğunu idrak edemiyorlar. Putin ve generalleri de bir milleti oturduğu apartmanlarda, yemek masalarının başında, yatak odalarında katletmekle savaş kazanmış bir ülkenin mevcut olmadığını bilmek zorundalar. (Örnek olarak Japonya’nın 1945’te teslim oluşunu gösterebilirler; ancak o bir nükleer savaşın sonuydu. Putin ve generalleri o tarafa hiç bakmasalar çok daha iyi olur.
Putin, Rus siyasetçileri ve genelkurmayının haklı oldukları tek nokta, ABD ve onun peşine takılmış olan AB’nin, Ukrayna üzerinden Rusya’ya ve Rusya üzerinden Çin’e “Great Armageddon” (Büyük Kıyamet) senaryosunu başlattıklarıdır. Fransa’nın altı yıldır işbaşında olduğu halde, hâlâ dünya siyasetinden habersiz başkanı Macron ile, bulundukları makama dünya siyasetinden habersiz oldukları için getirilmiş olan İngiltere ve Almanya başbakanları, bu an itibarıyla Ukrayna üzerinden Rusya’ya çekidüzen verme harekâtını onaylıyor olsalar bile bu ülkelerin halkları bir Üçüncü Dünya Savaşı ihtimalini içinde barındıran Mahşer teorilerine rağbet etmeyeceklerdir. İtalya’nın (12 yıldan beri ilk kez seçimle işbaşına gelen) yeni başbakanı Giorgia Meloni ile onun kadar olmasa da bir ölçüde İspanya Başbakanı Pedro Sánchez Ukrayna’daki savaşa bu ülkeye silah ve para yığarak değil, tarafları görüşme masasına dönmeye ikna ederek son verilmesi gerektiğini söylüyorlar.
ABD ve AB’nin Ukrayna siyasetini değerlendiren bir gazete, geçenlerde “NATO son Ukraynalı can verinceye kadar Rusya ile savaşa kararlı!” diye başlık attı. Bu cümledeki gizli istihza, gerçekte çok acı bir gerçeği yansıtıyor.
NATO, yemek masasında ölen, kolları, bacakları ve kafaları bahçelerine savrulan Ukraynalıların hesabını tutmuyor. Ama Putin, bu hesabı yapmak zorunda, çünkü bu insanlık dışı olduğu kadar ahlaka aykırı savaşı durdurabilecek tek kişi, o.