Rusya ve Suriye: Karşılıklı beklentiler

Okuduğunuz Yazı
Rusya ve Suriye: Karşılıklı beklentiler

İçerik

Suriye Devlet Başkanı Ahmet Şara, beklenilen Rusya ziyaretini gerçekleştirdi. Bu, Putin’in uzun süredir beklediği bir görüşmeydi. Açıkçası arka plan çalışmaları da yapılmış, süreç Ankara üzerinden dizayn edilmişti. Türkiye, bu yakınlaşmaya olumlu bakıyor. Rusya’nın Suriye’de ekonomik çıkarları bulunuyor.

 

Esad dönemiyle sınırlı olmayan, Sovyetler Birliği’ne kadar uzanan Rusya-Suriye ilişkileri tarihsel bir derinliğe sahip. Şimdi ise Esad’ın düşmesine zımnen yeşil ışık yakan Rusya, yeni dönemde ilişkileri yeniden düzenlemek istiyor. Hatta Suriye’nin kalkınmasına yönelik yeni yatırımlar da gündemde.

 

Ancak bunun için Suriye’nin yeni yönetiminin, yani eski düşmanlarıyla ortak paydada buluşması gerekiyor. Tahıl, enerji, doğalgaz, limanlar ve askerî varlık, bu görüşmelerin temel başlıkları arasında yer alıyor.

 

Rusya Devlet Başkanı Putin ile Suriye Devlet Başkanı Şara arasındaki diyalog dikkat çekiciydi. Şara’nın esprili üslubu, görüşmenin havasını yumuşattı. Özellikle “Merdivenler çok yüksek, iyi ki spor yapıyoruz; zorlanmadık” cümlesi, Putin’e yönelik sarkastik bir yaklaşım içeriyordu. Şara’nın bu tutumu, diplomatik nezaket içinde siyasi zekâsını da yansıtıyordu.

 

Putin’in tavrı, beden dili ve kelimeleri birçok itirafı barındırıyordu. Karşısındaki kişiye gösterdiği saygı dikkat çekiciydi. Eski düşman dahi olsa Putin, “davası olan” kişilere saygı duyar. Ancak bu “dava” anlayışı Rusya’yı hedef aldığı anda, “terörist” tanımı devreye girer…

 

Sonuç itibarıyla Rusya, Suriye’de kalmak istiyor. Ankara da buna sıcak bakıyor; bu konuda arka plan çalışmaları hem yapılmış hem de sürdürülüyor. Şara, yeni ilişki biçimini benimsemiş görünüyor. Eğer karşılıklı çıkarlar üzerinde uzlaşılırsa, bu durum bölgesel dengeleri değiştirebilecek nitelikte olur.

 

Rusya’yı İsrail-ABD ittifakına karşı bir denge unsuru olarak tanımlamak mümkün. Suriye’nin istikrara, yatırıma ve sermayeye ihtiyacı var. Zira herkes biliyor ki ekonomik çıkarların benimsendiği yerde, istikrar da tesis edilir.

Putin’in “Bizim için Suriye halkının çıkarları her zaman önemli oldu” cümlesi aslında şu anlama geliyor:
“Dün Esad, bugün siz… Eğer halkın tercihi sizseniz, benim tarafım da sizsiniz.”

 

Ahmet Şara’nın Esad’ı geri istemesi ihtimal dâhilinde; ancak bunun Tartus karşılığında bir pazarlık unsuru hâline getirilmesi gerçekçi görünmüyor. Öte yandan Esad’ın kontrolündeki finansal kaynaklar dikkat çekici; Suriye Devleti bu varlıkların geri kazanılması için adım atmalıdır.

 

Rusya, meseleye sadece Tartus Limanı veya askerî üs penceresinden bakmıyor; daha kapsamlı ve uzun vadeli yatırımlarla sistemin içine dâhil olmayı hedefliyor. Aslında eski ilişkileri yeniden canlandırmak istiyor.

 

Şara zeki bir lider. Rusya’nın tekliflerini ne zaman ve ne ölçüde kullanabileceğini iyi hesaplamış durumda. Görünen o ki bu süreçten pozitif bir ivme çıkabilir. Bu durum Ankara açısından da anlamlı olacaktır.

 

İsrail’in saldırgan yapısı ve Suriye üzerindeki hamleleri, Rusya faktörü devreye alınarak dengeye oturtulmak isteniyor olabilir. Nihayetinde siyaset, çıkarların sahnesidir.

 

Akdeniz-Suriye-Türkiye hattı, önümüzdeki paylaşım sürecinin en önemli gündemlerinden biridir. Rusya, Türkiye’nin karşısında değil, paralelinde yer almak istiyor. Şimdilik tüm eylemleri de bunun yansıması.

 

Türkiye, Rusya’yı bu süreçte bir denge unsuru olarak görüyor. Bu nedenle hiçbir provokasyona gelmeden, ilişkilerini doğru istikamette ilerletiyor.

 

Bugünkü Trump-Putin ilişkileri de aslında bu sürecin küresel yansımasıdır.

 

Yeni dönemde paylaşım süreci tüm ezberleri bozuyor. Dün düşman olanlar, bugün ortak, müttefik veya paydaş olabiliyor. Kısacası, siyasette “asla” kelimesi asla kullanılmamalı.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%