Sadece diploması değil, kurultay, hatta kendisi de mutlak butlanla malûl olacak

Okuduğunuz Yazı
Sadece diploması değil, kurultay, hatta kendisi de mutlak butlanla malûl olacak

İçerik

Bu yazı ve aşağıda sıraladığım maddeler herkese lâzım.

Sadece okurlar değil, yargı mensupları ve hukukçular için de geçerli bu.

Eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve hakkında, örgüt lideri vasfıyla soruşturmalar açılmasına sebep olan yolsuzluklar, rüşvet, irtikap, delege avcılığıyla kazanılmış hırsızlama kurultay, yasa dışı yatay geçişle üniversite diploması almak gibi akla hayale gelmez skandallarla birlikte MUTLAK BUTLAN diye bir hukuki terimle karşılaştı kamuoyu.

Biz bu tanımı üniversite yıllarında amentü gibi ezberliyorduk. Çünkü hem İdare Hukuku hem de Medeni Hukuk derslerinden bu konuda mutlaka bir soru gelirdi.

MUTLAK BUTLAN, hukukta bir işlemin başından itibaren geçerlilik şartlarından yoksun, temelsiz, çürük olduğu durumu ifade ediyor.

Örneğin bir idari işlem Mutlak Butlan ile Malûl (Kesin geçersiz, hükümsüz ve temelsizlikle sakatlanmış) olarak nitelendiriliyorsa baştan itibaren yok sayılır. Bu durumda, söz konusu işlem olay hiç olmamış, yapılmamış sayılır, bu da olaydan doğan tüm hakları geçersiz kılar…

Yukarıdaki cümleyi tekrar okuyun.

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptalinde iki esas nokta var. Birincisi idari işlemlerde AÇIK HATA olması, diğeri de yine aynı işlemlerin MUTLAK BUTLANLA MALUL sayılması. Yani YOKLUK.

Çünkü İmamoğlu’nun yatay geçişi baştan itibaren geçerlilik şartlarından yoksun. Bu durum da onun bu olaydan doğan tüm haklarını DİPLOMA DÂHİL geçersiz kılmakta. Diplomasının iptali de bunun sonucu.

Bunu bildiği için, çıkmadık canda ümit vardır zannıyla Özgür Özel’i, adamın yıpranacağını hiç düşünmeden tepe tepe kullanıyor. En sonunda meydanlarda “Diiplomaaasız Erdoğan” diye amigo gibi bağırttırmayı başardı. Özgür Özel’in vaziyeti çok acıklıydı. Meşrebi böylesine hafifleyen birini artık lider olarak muhatap almak da zor. Hiçbir ağırlığı kalmadı ne yazık ki.

Ekrem İmamoğlu’nun istediği de bu. Seçeneksiz kalmak.

Bu nihayetsiz sloganı attırmaktaki amacı da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir zamanlar köpürtülen ama hiç BOŞLUK BIRAKMAYAN, şüphe uyandırmayan GERÇEK BELGELERLE ve bizzat CHP’li isimlerin tanıklığıyla boşa çıkarılan diploma tartışmasını alevlendirmek. Benim yoksa onun da yok algısını yaymak amacı.

Nafile çaba tabii.

Girne’de bir apartmanın üç dört katında Southeastern University (Washington D.C.) nin Girne Kampüsü adıyla kurulan dandik bir okuldan, iki yıl üst üste girdiği üniversite sınavlarında aldığı puanlarla yanına bile yaklaşamadığı İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’ne yasa dışı, sahteciliklerle dolu yatay geçişini gargaraya getirmek ve unutturmak niyeti.

BİZ UNUTTURMAYIZ BU HUKUK DIŞI YATAY GEÇİŞİ

Önce şunu belirteyim. Mesele diplomanın iptali değil, İmamoğlu’nun yatay geçişinin hukuka aykırı olması. Yani yatay geçiş mutlak butlanla malûl olduğundan buna bağlı tüm sonuçlar da diploma dâhil iptal edilmiş oluyor.

Şimdi MADDE MADDE hatırlatalım. Bu maddeler konuyla ilgili incelemelerde bulunan yargı mensupları ile hukukçular için de veri oluştursun isterim.

1-YÖK’ün Girne Amerikan Üniversitesi’ne denklik verip vermemesi bir yana geçiş yapılan dönemde İmamoğlu’nun okulu kuş mu deve mi belli değil. Adı Girne Amerikan Üniversitesi yoksa Southeastern University (Washington D.C.) nin Girne Kampüsü mü belirsiz. Ama sonuçta bir şirket okulu.

2-Madem Girne Amerikan üniversitesi tanınmıyor biz de Southeastern University Girne Kampüsü diyelim numarasını da yutmamış o zaman YÖK. Elimize geçen 18 Kasım 1991 tarihli belgeye göre YÖK“Biz Southeastern University adlı bu okulu tanıyoruz ama onun KAMPÜS adı altında Girne dâhil çeşitli ülkelerde kampüs adı altındaki öğrenim kurumlarını tanımıyoruz” kararını vermiş.

İMAMOĞLU’NUN REFERANSI OLAN REKTÖR; “HER ÖĞRENCİ BİLİR YÖK BİZİM OKULU TANIMAZDI”

3-Kaldı ki İmamoğlu yatay geçiş başvuru formunda Univercity College Northern Cyprus, yani UCNC-Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) ibaresi yazmış durumda. Keza Girne Amerikan Üniversitesi de YÖK tarafından tanınmamakta o tarihte.

4-İmamoğlu’nun yatay geçiş sürecindeki iki referans veriyor. Onlardan biri olan Girne Amerikan Üniversitesi’nin o zamanki Rektörü Özalp Tazan savcılığa verdiği ifadede “Bizim okuldan Türkiye’deki bir üniversiteye geçmek Türkiye’nin Anayasası ve yasaları gereği mümkün değil çünkü tanınan okullar arasında şirket üniversitesi yok. Biz bunu okula başvuran tüm öğrencilere söyledik diyor. Ama muhtemelen o Rektör de işin içinde ve Türkiye’deki üniversitelere yatay geçiş vadiyle öğrenci alıyorlar. Nitekim İmamoğlu ile beraber aynı okuldan 9 kişi geçmiş.

5-İmamoğlu’nun ikinci referansı da darbe aparatı Encümen-i Daniş adlı yapılanmanın başkanlığını yıllarca yapan eski ANAP’lı Trabzon Vekili Necmettin Karaduman. Aynı zamanda nikah şahidi. Dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Cem’i Demiroğlu ve o zamanki İşletme Fakültesi Dekanı Fuat Çelebioğlu ile teşrik-i mesaileri çok güçlü. Ne Karaduman ne de Demiroğlu hayatta değil. Fuat Çelebioğlu ise yaşıyor ama demans hastası. Anlatacakları yasal olarak kabul edilemez.

YATAY GEÇİŞ KARARI 7 KİŞİLİK FAKÜLTE YÖNETİM KURULU’NUN ÜÇÜ TARAFINDAN ALINDI

6-Üniversite, başvuru süresinin 14 Eylül’e kadar olduğunu ilan etmiş ama 12 Eylül’de kapatmış.

7-Geçiş kararı 7 kişilik fakülte yönetiminin 3’ünün imzasıyla alınmış. Tüm üyeler toplantıda hazır bulunduğu halde geçiş kararını sadece 3 kişi imzalamış. Ayrıca öğrenci listesinde bazı isimlerin silindiği, yerine farklı punto ve karakterde başka isimler yazıldığı tespit edilmiş. Evrakta çok fazla tahrifat varmış.

8-Kontenjan artırma yetkisi YÖK’te olduğu halde fakülte başvuru süresinde kontenjan artırmış ve dağılımını değiştirmiş. Tümü İngilizce İşletme 2. Sınıfa kaydırılmış. Hatta İmamoğlu 3. sınıfa geçmek için başvurmuş ama fakültenin yaptığı kontenjan dağılımına göre 2. sınıfa kayıt yapılabilmesi mümkün olmuş.

9-İmamoğlu ile beraber aynı okuldan gelen 8 kişinin adı ÜNİVERSİTE KÜTÜĞÜ’ne ne hikmetse “Doğu Akdeniz Üniversitesi” nden geçiş yaptıkları yazılmış. Çünkü Doğu Akdeniz Üniversitesi o dönemde Kıbrıs’tan Türkiye’deki üniversitelere yatay geçiş hakkı olan, yani YÖK TARAFINDAN TANINAN yegâne üniversite. Bu konuda adayların yalan beyanda bulunduğu konusunda bir delil yok ama o okuldan başvuran 9 kişi için de aynı “hata” nın yapılması son derece manidar. Bu da İdare’nin Mutlak Butlanla Malûl olan bir diğer hatası.

TÜM BAŞVURUCULARIN PUANLARININ YERALDIĞI LİSTE KAYIP!

10-Yatay Geçiş Yönetmeliği gereği tüm başvurucuların, yapılan hesaplamalar sonrası, toplam puanlarının yer aldığı bir liste oluşturulur. Ve kaç kişi alınacaksa o listeden en yüksek puandan başlayarak seçilir. Bu liste yok, bulunamıyor. Muhtemelen de yok edilmiş. Çünkü böylece geçiş yapabilen öğrencilerin puanlarını başvurusu reddedilenlerle karşılaştırma imkânı ortadan kalkıyor.

11-Dönemin fakülte sekreteri, önce konuya dair bir şeyler anlatıyor ancak daha sonra “konuşamayacağını” söylüyor. Tehdit edilmiş olduğu düşünülüyor.

12-Not ortalaması konusu: Normalde geçiş yapmak için not ortalamasının en az 2.4 olması gerekiyor. İmamoğlu geçiş başvurusu yaptığında Kıbrıs’ta 2 sene okumuş. Ama orada, İstanbul Üniversitesi’nden farklı olarak, her sene 3 yarı yıl. Yani 2 sene 6 yarı yıla denk geliyor. Her ne kadar 3. sınıf için başvurmuş olsa da düzenlenen kontenjan dağılımı gereği 2. sınıfa kayıt yaptırması mümkün olduğundan 1. Sınıftaki (yani ilk 3 yarı yıldaki) not ortalamasının en az 2.4 olması gerekiyor. Ve bu ortalama 2.4’ten az. Ancak orada okuduğu toplam 6 yarıyıl göz önünde tutulduğunda not ortalaması 2.6.
13-İnceleme komisyonu YÖK’e hangi ortalamanın esas alınması gerektiğini soruyor ama YÖK inisiyatif almıyor. Komisyon 2.6’yı esas alıyor ama başvuran öğrencilerin tümünün puanlarının yer aldığı liste bulunmadığı için başvurusu reddedilenlerle kabul edilenleri mukayese etme imkânı olmuyor.

ANAHTAR, VAKFA YAPILAN BİNLERCE DOLARLIK BAĞIŞLAR MI?

14-Öyle korkunç iddialar var ki izahı çok zor. İşletme Fakültesi için o dönem en az 2.4 puan gerekirken 0.35 not ortalamasıyla bile geçiş yapılmasını kabul etmiş. Geçiş yapanların öncelikle vakıfa binlerce dolar bağış yaptığı konuşuluyor.

15- CHP Genel Başkanı olduğu dönemde Kemal Kılıçdaroğlu Ekrem İmamoğlu’nu Beylikdüzü belediye Başkanlığı için aday göstermek istediğinde duruma vakıf. Yani henüz savcılık konuya müdahil olmadan önce diplomayla ilgili bir sorun olduğundan haberdar. Nitekim İmamoğlu Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’na lise diploması ile başvuruyor.

16-Galatasaray Üniversitesi’nde diploması iptal edilen hocanın babasının o dönem İÜ İşletme Fakültesi’nde öğretim üyesi olduğu bildiriliyor. Hatta yatay geçiş için 30 kredi gerekirken 21 krediyle geçişi yapıldığı iddiaları var.

USUL İTİRAZLARININ NEDEN HİÇBİR FAYDASI YOK?

17-İnceleme raporunda hem “açık hata” hem de “yetkisizlik” tespiti yapılmış. “Yetkisizlik” yapılan geçiş işlemini yok hükmünde kılacağı için usul itirazlarının bir karşılığı yok.

18-İmamoğlu’nun diploma sorgulaması ilk defa yapılmıyor.
Dolayısıyla bu koşullardaki bir geçişi o dönemde onaylayanlar kadar daha sonra “Bu geçiş usule uygundur” diye rapor yazan dekan ve rektörün de sorumluluklarını göz ardı etmemek gerekiyor.

Evet, İmamoğlu’nun diplomasının iptali ile ilgili hususları unutturmayacağımı, çarpıtılmaması için teyakkuzda olacağımızı söyledik. Takipçisiyiz aynı zamanda sürecin.

Ama Ekrem İmamoğlu’nun sadece diploması değil ki mutlak butlanla malûl olan. Yakında Özgür Özel’e genel başkanlık koltuğunu altın tepside ikram ettiğini tescilleyen bir başka yargı kararıyla CHP kurultayı da yoklukla malul sayılabilir.

Eh, hakkındaki örgüt lideri olmaktan kaynaklı yolsuzluk, rüşvet, irtikap gibi suçlamaları, itirafçıları, tanıkları, ortalığa saçılan belgeleri dikkate aldığımızda öyle anlaşılıyor ki Ekrem İmamoğlu’nun bizatihi kendisi de öyle görünüyor ki YOKLUKLA MALUL olacak.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Fuat UĞUR