Sağlam yalancı

Okuduğunuz Yazı
Sağlam yalancı

İçerik

CHP adayı bu kadar çok yalanı neden söylüyor? “Ajans” mı zorluyor, seçmen mi istiyor, yoksa fıtrattan mı kaynaklı?

Öyle büyük yalanlardan bahsetmiyorum; “şu projem var, bunu gerçekleştireceğim, İstanbul’u sizle, hep birlikte yöneteceğim ” falan değil. Bunlara yetişmek zaten imkansız. Mazbata aldıktan sonraki ilk icraatının belediyenin veri tabanını kopyalatmak olduğunu biliyoruz.

CHP adayının fındık fıstık yer gibi her gün onlarcasını sarf ettiği küçük yalanlarına yetişsek şimdilik kafi.

Yeni makamına astığı Atatürk portresini AK Parti’nin indirdiğini söyledi mesela. “Ah Atam, vah Atam” diye üzerinde iyice tepindikten bir gün sonra söz konusu Atatürk portresinin CHP adayının adamları tarafından alınıp götürüldüğü ortaya çıktı.

Katıldığı programı çeken kameramanların işten atıldığını söylemesi ise intikam için her türlü iftiraya başvuracağını da gösterdi.

Arama motorlarına adını arattığında AK Parti reklamları çıktığını söylemesi ise pişkinlikte zirveydi.

Katıldığı şehit itfaiye erinin anmasına dair haber ve görüntülerin belediyenin internet sitesinden çıkarıldığını, kendisine dair hiç bir bilginin bırakılmadığını, silindiğini söylemesi de ayak üstü yalanlarından sadece biri.

CHP adayı, katıldığı her televizyon programına birkaç yalan sığdırarak biraz ağlama seansı biraz mağduriyet edebiyatı yaparak önündeki yalanlara bakıyor.

Eskiden büyük yalanlar daha çok işe yarardı. Ama baktılar ki küçük yalanlar da az işe yaramıyor. Her gün birkaç yalan uydurup televizyon programlarında ağlaşarak seçim çalışması yürütüyorlar. “Ajans”ın burada ciddi bir övgüyü hak ettiğini söyleyelim. Büyüklü küçüklü seri yalanlarla İmamoğlu’nun gerçeklikten sıyrılmasını nerdeyse başardılar. Bu sayede İmamoğlu yer çekiminden tamamen kurtulmuş vaziyette seçim kampanyasını yürütebiliyor.

CHP adayının yalanlarından kim etkilenir, kim kim etkilenmez, kim kime oy verir vermez bu yazının konusu dışında; burada işi zor olan hakikat yolundan ayrılamayacak olan AK Parti adayı Binali Yıldırım’dır. Sabah akşam tek ayak üzerinde 10 tane yalan söyletemezsiniz kendisine. Hiç bir “Ajans” ona tek bir yalan söyletemez. Bu büyük şehri yönetmeyi hak eden -bu seçimlerdeki- tek aday O’dur. İstanbul’u yönetmek biraz da hak etme işidir. Olgunluk, tecrübe, samimiyet, dürüstlük işidir. İstanbul’u çapsız bir yalancıya teslim etmek ülke için büyük bir trajedi olacaktır. Daha ötesini, kötüsünü düşünemiyorum.  

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ