Seçim konuşmaya utanmıyorlar
Savaş muhabirleri “ne Afganistan ne de Beyrut’ta böyle bir manzara gördük” diyorlar deprem mağduru şehirlerimiz için.
Dile kolay 10 ilimiz yerle bir oldu. Ve on beş milyondan fazla vatandaşımız deprem mağduru.
Böyle bir tablo içerisinde en fazla altı gün susabildiler.
CHP, İYİ Parti ve medyaları…
Harıl harıl seçim konuşuyorlar hiç utanmadan.
Hem de arama-kurtarma çalışmaları sahada devam ediyorken.
Acımızı, yitip giden hatıralarımızı, kaybolan sokaklarımızı ganimet bilip buradan nemalanma gayreti; insanlık dışı bir yaklaşım.
Neymiş bu iktidar olma hırsı ve isteği… Anlamak mümkün değil.
Oysa deprem bize çok farklı mesajlar veriyor. Tabii ki tüm mesajlar alabilene, görebilene…
Sol-seküler medyanın gündemi şu şekilde; Meclis Eski Başkanı Bülent Arınç bir öneride bulundu. Açıklama şöyle; “Seçim bu şartlarda hukuken ve fiilen mümkün değil, seçim ertelenmeli. Seçimler ya 2023 Kasım ayına ertelenebilir ya da 2024’te gerçekleştirilecek yerel seçimlerle birleştirilebilir.” Bülent Arınç’ın şu an fiili olarak bir görevi yok. Bireysel bir açıklama yapıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener ise hemen cevap yetiştirmeyi tercih ediyorlar. CHP ve İYİ Parti, “Seçimler zamanında yapılmalıdır” açıklamasını yaptılar.
Bunun üzerine malum medyaları hiç vakit kaybetmeden harekete geçti. Seçim de seçim, seçim de seçim…
İnsan hayret ediyor. Bu kadar mı uzaksınız, halka, halkın acılarına, halkımızın gerçek gündemine.
Yazık. Sadece ve sadece acıyorum.
TEKBİR EN DERİN DUYGUMUZDA VAR
Can Ataklı, “biz bu depremde tekbir getirilmesini duyduk. Bu kadar absürt bir şey olamaz. Tekbir üç yerde getirilir; cenazede, kurban kesilirken ve bayram namazında ” buyurmuş!
Yani en azından üç şeyi uygun görmüş mü desek acaba?
O kadar uzaklar ki bu halka.
Hatırlayın! 140. saatte Kahramanmaraş’ta enkazdan çıkan Muhammed’i.
Ne yapmıştı?
6 gün boyunca enkazda aç susuz kalmış Muhammed, dışarı çıkarılırken şehadet parmağını yukarı kaldırıp Allahu Ekber naraları atıyordu.
Ne yapacaksın şimdi Can Ataklı?
Bizi tanımıyorsunuz? Bu halka çok uzaksınız. Senin şahsında tüm medya, siyaset, akademi ve bilumum yabancılaşmış şahıslara söylüyorum.
Biz (halkımız); sevincimizi, hayretimizi, korkumuzu, heyecanımızı Allah-u Ekber nidasıyla ifade eder ve yaşarız.
“Allah büyüktür” diyerek başarının da hüznün de ondan geldiği bilinciyle kul olma makamında, pozisyonumuzu belirtiriz Rabb’imize.
“An”ın, zamanın ve mekânın sahibi Allah’tır.
Dünya çapında bir başarı da elde etsek; tekbir getirir secdeye varır şükrederiz, en acılı gelişme anında da tekbir getirir yine secdeye gider Allah’tan yardım dileriz.
Maalesef ki halkın kodlarını taşımadığınız gibi tanımaya da çalışmıyorsunuz.
Reflekslerimizi bilmiyor, anlamıyor ve üstenci bakıyorsunuz.
O nedenle hiç gelişemiyor, hep farklı dilde konuşuyorsunuz.
Evet sizin dilde konuşan bir yüzde onluk kitleyi mutlu edebilirsiniz. Ama sadece o kadar.