SGK’ya takan takana…
İlgilenen herkes bilir, belediyeler geçmişten bu yana Sosyal Güvenlik Kurumu’na(SGK) prim borçlusudurlar. Bu borç “Devlet kurumları arasındaki mahsuplaşma” gibi görülüp elden geldiğince ertelenir ama nihayetinde her belediye SGK primlerini er ya da geç, peyderpey öderler.
Tablo yakın tarihlere kadar böyleydi.
Ancak bu durum 2019 yılından itibaren farklılaşmaya başladı. İçlerinde CHP’li belediyelerin ağırlıklı olduğu epey sayıda belediyenin SGK prim borçları devasa oranda arttı. Üstelik çağrılara rağmen borçlarını ödemeye yanaşmadılar. Hatırlayacaksınız Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yaşanan soruna aylar öncesinden işaret etmiş ve belediyeleri borçlarını ödemeye çağırmıştı.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da aynı konuya değinip, kararlı bir tutumla duruşunu ortaya koyunca işin ciddiyeti anlaşıldı ve paçalar tutuştu.
Sonunda Bakan Işıkhan SGK’nın belediyelerden 96 milyar lira, yani 2 milyar 909 milyon dolarlık prim alacağının tahsili için harekete geçti:
Şimdi CHP’li belediyeler, SGK’nın bu kararını kendilerine karşı bir hareket olarak niteleyip “Bizim para kaynaklarımızı kesip, sonra da seçim döneminde başarısız olduğumuzu söyleyecekler” diye konuşuyorlar.
İşin ilginç yanı, iktidara aday olduğunu 80 yıldır açıklayan CHP Genel Merkezi ve mevcut Genel Başkanı Özgür Özel de aynı minvalde açıklamalar yapıyor.
BU İDDİA NEDEN DOĞRU DEĞİL?
1-Doğru değil çünkü, SGK sadece CHP’li belediyeler değil, AK Partili, MHP’li, İyi Partili, DEM’li, hatta kayyumdaki tüm belediyeler için aynı işlemi başlatacak ve iyi de edecek. Burada bir parti ayrımı yapıldığı görülürse o zaman çıkıp söylerler. Ama asıl korkuları şu, CHP’li belediyelerin borçları devasa boyutlarda. Misal 30 büyükşehir belediyesinin 11’i CHP’de ama borçları toplam borcun yüzde 75’i civarında.
2-Eğer “Bizim para kaynaklarımızı kesip, sonra da seçim döneminde başarısız oldular diye propaganda yapacaklar” diyorsanız o vakit neden sabah akşam “Emekli maaşları düşük, hükümet başarısız” propagandası yaptığınızı da izah etmek zorundasınız. Bu emekli maaşlarını kim ödüyor? Sosyal Güvenlik Kurumu SGK. Sen ödeme, öteki ödemesin ama SGK maaş ödesin öyle mi? Hem de en yüksekten. Hem de özellikle ve kasıtlı olarak “EYT meselesini iktidara gelirsek biz çözeceğiz” diye kampanyalar düzenleyerek, iktidarı seçim kazanmak için bu vaatte bulunmaya mecbur eden ve SGK’nın kasasına on milyarlarca dolarlık yükü bindiren onlarken.
Kimse elini taşın altına koymaktan yana değil.
Tekrar hatırlatalım.
EMEKLİ MAAŞLARININ DÜŞÜKLÜĞÜNÜN BİR SORUMLUSU DA MUHALEFET
Ülkemizde emekli maaşlarının düşüklüğünün temel sebeplerini anlamayan kalmadı artık.
Tüm dünyada olduğu gibi yaşlanan nüfus, artan işsizlik, çalışan-emekli dengesinin giderek bozulması gibi sebepler yüzünden ortaya çıkan sosyal güvenlik sisteminin açıkları, kamu maliyesine giderek daha fazla yük bindiriyor.
Yukarıda da söyledim, CHP ile İyi Parti’nin ve adeta Türkiye’nin düşmanı gibi davranan sorumsuz Kemal Kılıçdaroğlu’nun kışkırtmaları yüzünden, bu aptalca EYT uygulaması başta olmak üzere erken emeklilikle SGK’nın üzerine korkunç bir gider kalemi yüklendi.
Dahası var.
ÖMÜR BOYU EMEKLİ MAAŞI; KENDİSİNE, EŞİNE VE KIZINA
Bir emeklimiz öldükten sonra maaşı eşine ve evlenmediği takdirde kız çocuklarına ömür boyu ödenmek koşuluyla kalıyor.
Örneklerle açıklayalım…
Türkiye’de ortalama ömür erkeklerde 76, kadınlarda 78. Avrupa’dakinden 3-4 yıl daha az sadece. Bizde EYT gibi erken emeklilik uygulaması yüzünden bir vatandaş 42 yaşında emekli oluyor, erkekse 76 yaşında ölüyor diyelim. Devlet ona 34 yıl maaş ödüyor. Eş kendisinden 6 yaş küçükse 78 yaşında öldüğü varsayılarak ona da 8 yıl ödeniyor. Geride kalan kızı da bekar kalırsa bir 6 yıl da o maaş alıyor. Toplayın bakalım ne kadar emekli maaşı ödüyor SGK? Tam 48 yıl. Oysa Avrupa’da bir işçi 65 yaşında emekli oluyor. Ortalama ömrü 80 yaş ise sadece 15 yıl emeklilik kurumu ona para ödüyor ve her şey orada bitiyor. Aradaki fark 33 yıl. Sonra emekli maaşları neden düşük?
Ha bu arada ülkemiz insanının bazı konulardaki ahlaki sorununu dile getirmeyi de ihmal etmeyelim. Babasının emekli maaşı almak için 1,5 milyon kadının fiili olarak evlendiği eşiyle nikahlı oturmadığını da not olarak düşelim. Bu hırsızlığı yapanların ahlak timsali kesilmeleri ve düşük maaştan yakınıyor olmaları da ibretlik bir durum tabii.
SGK öte yandan sadece emeklilerimizin, dul ve yetimlerinin aylıklarını ödemiyor. Tüm sigortalılar ve emekliler dâhil, 85 milyon insanın sağlık, tedavi ve ilaç harcamalarını da karşılıyor.
SİSTEM BÖYLEYSE BELEDİYELER DE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYACAK
Durum bu iken; Belediyeler gibi büyük çaplı işverenlerin yıllardır prim borçlarını ödemeye yanaşmamaları, borç tahsil edilmek istendiğinde ödememek için siyasi kulplar takılması anlaşılır gibi değil.
Ne yapsın SGK?
Ne ile ödenecek emekli aylıkları?
Ne ile karşılanacak vatandaşların sağlık giderleri?
Yerel seçimler öncesi CHP’li belediyeler bol keseden attı. Bazıları “Her ay emeklilere 5000 lira vereceğiz” ya da “Emeklilerden su faturalarını tahsil etmeyeceğiz” gibi vaatlerle oy avcılığı yaptıklarını unutuyor.
Peki, CHP’li Belediye Başkanları bu vaatlerini yerine getirdiler mi? Hayır, bunu yapmadıkları gibi SGK’ya olan borçlarını da ödemeyerek emeklilerin durumunu daha da zorlaştırıyorlar.
Soruyorum, emekli maaşları da SGK`nın topladığı sigorta prim gelirleri ile ödenmiyor mu?
Üstelik bir de suya zam yapıyorlar.
Milyarlarca lirayı CHP’li belediye başkanlarına yalakalık sırasına giren şarkıcılara konser verdirterek dağıtmasını iyi biliyorlar ama.
İŞTİRAKLER Mİ BELEDİYE PERSONELİ Mİ?
Şimdi başta İBB Belediyesi olmak üzere CHP’li belediyeler “Bizim prim borçlarımız çok düşük, iştiraklerimizi de işin içine katarak rakamı yüksek gösteriyorlar” diyorlar.
Şaka gibi.
Alemi sersem, kendilerini akıllı sanmak gibi ciddi bir sağlık problemleri var.
Yahu, belediyelerin kendi personelinin zaten çoğu memur ve kamu işçisi. Onların sigorta primleri zaten otomatik olarak yatmakta. Esas borçların, belediyelerin şirketlerinin borçları olduğunu bilmeyen yok. Bu iştirakleri kim yönetiyor? O yöneticileri kim tayin ediyor oraya? Tabii ki belediyelerin kendi ana bünyesindeki borçları her belediye için geçerli olmak üzere düşük. Asıl borç ki bu toplamın yüzde 80’ini oluşturmakta, iştiraklere, şirketlere ait.
Bu açıklamayı yapanlardan biri de İBB Başkanı İmamoğlu’nun sağ kolu Murat Ongun. 30 İBB şirketinde kimlerin yönetici yapıldığını da biz biliyoruz. Geçmişte en azından iki tanesinin İyi Parti’den olduğu Meral Akşener açıklamıştı hatırlarsanız.
EN BÜYÜK ÜÇ BORÇLU: ANKARA-İSTANBUL-İZMİR
Bir başka argümanları da “Biz borçlu devraldık” yalanı.
İZMİR kimden borçlu devraldı?
Tam 5,3 milyar lira SGK prim borcu var. Utanır insan.
ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a gelelim.
CHP adayı Mansur Yavaş ABB’yi 2019 yılında devraldığında SGK prim borcu 225 milyon liraydı. Yani 38 milyon 330 bin dolar. 2024 tarihi itibariyle ABB’nin SGK borcu 5,7 milyar lira. Mansur Yavaş azaltmak bir yana bunu 25,5 katına çıkardı. Yani 172 milyon 727 bin dolara. Demek oluyor ki 134 milyon 397 dolar borcunu artırmış.
İSTANBUL 3,3 milyar lira.
Ekrem İmamoğlu doğru bir iş yapmış. İstanbul Personel yönetim anonim Şirketi İSPER, İBB’nin yaklaşık 1 milyar liralık sigorta prim borcunu yapılandırmak için SGK İstanbul İl Müdürlüğü’ne başvurulmuş.
ADANA’nın borcu 3 milyar lira.
Şişli İlçe Belediyesi bile tek başına 1,8 milyar lira.
Geliri en yüksek ilçenin belediyesi ol ve bu kadar borç yap.
Akıl alır gibi değil.
Ha DEVRALMAKTAN mı söz ediyorsunuz?
Hatay’ın AK Partili Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Öntürk’e kulak verelim.
Geçen 31 Mart tarihinde belediye devraldıklarında belediyenin 73 milyon 304 bin liralık, iştiraklerle birlikte 1 milyar 688 milyon liralık SGK borcu olduğunu ve ÖDEMEYE BAŞLADIKLARINI söylüyor ve ekliyor:
“SGK borcunu ödüyoruz. Tıpkı depremle yıkılmış şehrimizin kasasına seçime 35 gün kala 1,9 milyar lira daha eklenen ve toplam 8 milyar liraya varan borcumuzu ödediğimiz gibi. Bunun 4 milyar lirasını ödedik, ödemeye de devam ediyoruz. Hatay’ı ayağa kaldırıyoruz”
İsteyen belediye başkanı yapar. Cevabı bu kadar basit işte.
İlginç olduğu için TUNCELİ BELEDİYESİ’nden de sözetmek istiyorum.
2019 yılında belediyeyi “Komünist Başkan” namıyla tanınan Türkiye Komünist Partisi (TKP) adayı Fatih Mehmet Maçoğlu Kayyum’dan devraldığında SGK borcu 4 milyon 457 bin 766 liraydı. 759 bin 284 dolar. 31 Mart’ta nasıl oldu da bu borç 120 milyon liranın üzerinde, yani 3 milyon 636 bin dolar oldu? Kayyum döneminde şirketlere çalışan işçi sayısı 145’ti, bugün 300’ü geçiyor.
BİR CHP’Lİ İLÇENİN BEŞ AK PARTİLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNE BEDEL OLAN BORCU
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut AK Parti’den CHP’ye geçen Balıkesir, Bursa ve Denizli büyükşehir belediyelerinin toplam prim borcunun 789 milyon 835 bin lira olduğunu açıkladı. Toplam üç büyükşehir belediyesi… Ama üçü birden 1,8 milyar lira borcu olan CHP’li Şişli Belediyesi etmiyor, varın gerisini siz düşünün.
Şimdi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer, tutup AK Parti’nin KKM gibi uygulamalarının Hazine’ye getirdiği yüke atıfta bulunuyor. Buna Whataboutism deniyor. Son derece haklı bir eleştiriye karşılık “Ama sen de şunu şöyle yapmışsın” diye alakasız bir konuda eleştiri getirmek.
CHP’li Kahramanmaraş Belediye Başkanı Ali Öztunç da farklı tarzda bir yalana imza atarak, İller Bankası’nın prim borçlarını ödeyen belediyelerden diğer borçlarına binaen kesinti yaptığını söyledi. Oysa bu kesinti yalnızca belediyelerin kendi personelinin prim borçları üzerinden oluyor. Asıl büyük kalem borçların yükümlüsü iştiraklerin borçlarının yapılandırmasında böyle bir kesinti yok.
Ucuz yöntemler bunlar. Ya da bilmediklerinden böyle konuşuyorlar.
SGK’NIN SIKINTISI SADECE BELEDİYELERİN PRİM BOÇLARI DEĞİL
Şunu da belirtelim.
SGK’nın borçlarını toplamasında yaşadığı sıkıntı sadece belediyelerin prim borçlarını ödememesiyle sınırlı değil.
Ciddi bir açık var ortada.
KİM BU BORÇ TAKANLAR?
Hepsinin belediyeler olmadığı açık.
O zaman ciddi şekilde SGK’nın tahsilat yoluna gitmesi gerek.
2024-2028 yılları için yapılan projeksiyona göre yüzde 85 tahsilat oranı öngörülüyor. Aylık 168 milyar liralık prim geliri olması gerektiğine göre her ay 25 milyar lira tahsil edilemeyecek anlamına geliyor ki bu aslında gerçekleşen prim tahsil oranları dikkate alındığında çok düşük ve iyimser bir oran.
Öte yandan, SGK belediyelerin prim borçlarını icra yoluyla tahsil edeceğini de açıkladı. Bir bilgi daha vereyim. Son 7 yıl içinde icra tahsilatı ortalama 38 milyar lira…
YAKLAŞIK 8 MİLYON İŞÇİLİK KAYIT DIŞI İSTİHDAM
İşin bir başka yanı da kayıt dışı istihdam.
TÜİK İstatistiklerine göre Türkiye’de çalışan sayısı 32 milyon 920 bin kişi.
SGK verilerine göre; sigortalı çalışan sayısı ise 25 milyon 193 bin kişi.
Yukarıda da anlattım. 16 milyonu aşkın emeklimiz var. Bu durumda 1,5 işçi 1 emekliye bakıyor.
Soru şu:
Çalışan sayısı 32 milyon 920 bin kişiyken, aktif sigorta kaydı olan işçi sayısı neden 25 milyon 193 bin kişi?
Ama bu iki farklı çalışan sayısı bize bir gerçeği gösteriyor.
TÜİK ile SGK verileri arasındaki fark, yaklaşık olarak KAYIT DIŞI İSTİHDAM SAYISINI vermekte.
Görünen o ki 7 MİLYON 727 BİN KAYIT DIŞI ÇALIŞAN var ülkemizde.
Eğer onlar da kayıt altına alınırsa SGK’nın toplam gelirinin, çalışan işçi emekli oranının hayli iyileşeceği de aşikâr.