Şımarık

Birkaç gün önce Suriye’den 3 kadın PKK’lı güvenlik güçlerimize teslim oldu. İlginç itiraflarda bulundular.
Bunlardan biri de Amerika’nın Suriye’de eğitim verdiği kamplarda MLSB, TİKKO gibi komünist örgütlerin PKK çatısı altında birleştiğini söylemeleriydi. Adı üzerinde Türkiye’ye komünizm getirmek hayaliyle yaşayan zavallılar bunlar. PKK da komünist örgüt olduğu için bir çatı altında toplanmalarını anlarım.

Tuhaf olan bu örgütlerin ideolojilerinde en büyük düşman Amerika ve kapitalizmdir. Paraya savaş açan, işçi sınıfının hakim olduğu, burjuva karşıtı bir ideoloji “Kahrolsun Amerika” diye sloganlarla büyüyüp yeşermiştir.

Ancak bugün “Yaşasın ezilenleri ezen vahşi kapitalizm” diyen ve paraya tapan ABD bu komünist örgütlere komutanlık yapıyor. Amerikalılar masaya oturuyor, kahvelerini yudumluyor. Haritaları açıyor ve planlar yapıyorlar. Ardından bu örgütlerin zavallı ahmaklarını çağırıp “Oğlum biz şu planı yaptık. Hadi git şimdi o planın uygulayıcı maşası ol ve ölyavrucum” diyorlar. Bu ahmaklar da tıpış tıpış ölmeye gidiyor.

Dünyayı daha çok sömürmek, Çin’den başlayıp Londra’da son bulacak trilyon dolarlık İPEKYOLU’NU kontrol etmek isteyen bir Amerika var.
Adamlar vahşi kapitalist. Doğal olarak taptıkları parayı kazanmak istiyorlar. Bu uğurda komünist ve kapitalizm düşmanı örgütlere milyarlarca dolar harcıyorlar.
Yani komünist örgütler kapitalist Amerika tarafından dolara boğuluyor. Parayla satın alınıyorlar. Ne ideoloji kalıyor ne de idealler. Sonuçta paraya tapanlara tapar hale geliyorlar. Düşünebiliyor musunuz Çin ve Rusya komünizmin merkeziydi.

Şimdi komünistler bu ülkelere gizli savaş ilan eden Amerika’ya çalışıyor. Aslında bunu yadırgamamak lazım. Doların gücü, komünist örgütlere diz çöktürüp biat ettiriyor, mezarlarını kazdırıyor. Çünkü bu örgütlerin hepsi de birer proje. O projelerde liderleri satın aldığın zaman alt taraftakiler koyun gibi mezbahaya koşması normal.

FETÖ de dinle yola çıktı, binlerce taraftar topladı. Ancak o da projeydi. Yıllarca liderleri Amerika’nın kucağındaydı. Şimdi cennete gideceklerini zanneden bu zavallı ahmaklar da PARAYA TAPANLARA uşaklık ediyor. Benjamin onları öyle bir uyuşturuyor ki, kendilerini kollayan CIA bile kör olan gözlerini açamıyor. “Yahu bu CIA bizi neden koruyor” diye asla sorgulamıyorlar. Dünyada ezilen tüm halkları kaos ve fitneyle soyan Paranın Firavunlarının yönettiği ülkeye verdikleri hizmetle cennete gidebileceklerine inandırabilen bir zavallılar grubunu bu hale ancak bir proje getirebilir.

Mesela DEAŞ da İsrail’in kontrolündeki bölgede “Filistin’e savaş” ilan ediyor. Oradaki ahmakların hiçbiri de “Yahu bunda bir yanlış var.
Biz neden İsrail’e değil de Filistin’e savaş açıyoruz” demiyor. Savaş ilanı yaparken arkada yer alan MOSSAD’a ait baz istasyonunu hiç umursamıyor.
Ve onlar da tıpkı FETÖ gibi cennete gideceklerini zannediyorlar. Bu ahmaklığı da yadırgamıyorum. Çünkü Benjamin’in hazırladığı her proje afyon etkisi yapıp beyinleri uyuşturuyor. Düşünemez hale getiriyor.

ABD’nin Başkanı bile “DEAŞ’ı biz kurduk” diyor. Ancak en yetkili ağızdan yapılan bu açıklamaya rağmen hala bu örgüte koşanların olması beyinlerde örülen ahmaklık duvarını belgeliyor adeta.
Benjamin’in projelerin efendisidir. Mesela CHP’ye geçtiğimiz yıllarda taa Amerika’dan bir Genel Başkan Yardımcısı getirilmişti.
O dönemde “Bu bir proje. Adamı Amerika’dan CHP’yi HDP’lileştirmek için gönderdiler” diye yazmıştım. Banaküfür yağdıranlar oldu. Sonra o ithal Genel Başkan Yardımcısı seçimlerde ailece HDP’ye oy verdiğini açıklayınca herkes sus pus oldu. Proje kullanışlı elemanlarla tüm hızıyla devam ediyor. Son olarak birbaşka örneği yaşıyor ve yaşatılıyor şimdi.

PKK’nın siyasi kolu HDP’lilerle CHP’nin yaptığı ittifakı yadırgayanlara acıyan bir kızımız vardı. Bu ittifaktan duyduğu sevinci sosyal medyada haykırıyordu. Şimdi o da CHP İstanbul İl Başkanı oldu. E gayet normal…

Terörist PKK’lıkların cenazelerine giden, FETÖCÜ’lerle iş tutan partililerin olduğu bir yerde PKK-HDP sevici bir il başkanının olması neden yadırganıyor ki?
Benim anlamakta zorlandığım bu. CHP, HDP’leşecek. Yarın bu partiden çıkacak “APO’ya özgürlük” diyenlere bile hazırlıklı olalım. Benjamin’i şımartmaları gerekiyor. Zaten Benjamin’in sözlükteki bir anamı da “Şımartılmış kimse” demek! Lütfen yadırgamayalım şımarığın elemanlarını!