Şiştiler ve patladılar
Ben söylemiştim” demeyi pek sevmiyorum. Ama bazen gerekli oluyor. Evet, ben söylemiştim. 2018 Yılının Temmuz ve Ekim aylarında yazmıştım. Üzerine sosyal medyada saldırıya uğramıştım.
“Fazla gitmez, sürdürülemez” yorumunu yapmıştım:
“İyi Parti, sağdan soldan toplama bir partidir, dağılır.”
Nitekim öyle de oldu. İstifalar birbirini izliyor. Ayrılıp gidenler, önemli gerekçeler ortaya koyuyor, ağır suçlamalarda bulunuyor. Her birinin gidişi derin izler bırakıyor. Sırada bekleyenlere yol açıyor.
Kaynamalar var içeride. Hem de uzun süredir fokurduyor. İyi Parti, beklediğini bulamayanlarla dolu. Çoğu dişini sıkıyor. “Rahatsızım, ben de gidebilirim” diyenlerin sayısı hiç de az değil.
Yine kızacaklar, ama durum bu!
İyi Partililerle yaptığım konuşmaları aktarıyorum size. Onların söyledikleri üzerine yorum yapıyorum.
***
Siyaset halkla yapılır.
İyi Partililer de cam bir fanus içinde yaşamıyorlar. Sokağa çıkıyorlar, çarşıda pazarda seçmenlerle bir araya geliyorlar. Onların tepkileriyle karşılaşıyorlar. CHP’nin garip ve tahrik dolu söylemleri, HDP ile ilişkiler ve omuz verdikleri Ekrem İmamoğlu gibi isimlerin attıkları adımlarla sorgulanıyorlar. Tasvip etmediklerinin, kendilerine ters gelen icraatların hesabını vermek zorunda kalıyorlar!
Dayanılır bir durum mu bu?
Hadi dişlerini sıkıp dayandılar diyelim. Bugüne kadar söylediklerini unuttular, bütün hassasiyetlerini de rafa kaldırdılar. Peki, karşılığında siyaseten bir kazançları var mı? CHP’li belediyelerde yüzlerine bakan, seçmenin taliplerini yerine getiren oluyor mu?
Yok, o da yok.
CHP’li belediyeler kendi dertleri ve HDP’lileri memnun etmekle meşgul!
Durum bu olunca rahatsızlıkları katmerleniyor. Şiştikçe şişiyorlar. Sonunda da işte böyle patlayıp gidiyorlar…
***
Deniliyor ki:
İstifa edenler, Ali Babacan’ın kuracağı partiye gidecekler. Şimdiden bunun yolunu hazırlıyorlar.
Hepsi için geçerli değil bu. Tabii gidecekler de olacaktır elbette. Ama hiçbir şey değişmeyecek. Orada da aynı tabloyu yaşayacaklar. Sadece biraz daha zaman kazanmış olacaklar.
Yola çıkarken atılan yanlış adımların doğal bir sonucu bu. Önce, “Ülkücüleri iktidara taşıyacağım” de. Milliyetçilik nutukları at. Sonra da 180 derecelik bir manevra ile CHP’nin dümen suyuna gir, HDP’lilerle yan yana gel!
Ayakta kalabilir mi böyle bir yapı? Seçmen kabul edebilir mi böyle büyük bir savrulmayı?
O yüzden doğal bu gelişmeler. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi zaten. İyi Parti taşıyamaz bu sıkleti, götüremez.
Meral Akşener de durumun farkında. O yüzden son günlerde sert manevralar ve açıklamalar yapıyor. İdlib’le ilgili gelişmelerde, CHP ve HDP’den çok farklı bir tavır takınıyor. Bu tür çıkışlarla partisindeki aşınmayı durdurmaya çalışıyor.
Ama olmuyor işte…
Millet İttifakında CHP ve HDP ile aynı yolda yürürken, yaptığı çıkışlar hiçbir işe yaramıyor. Seçmen, bu tür manevralara prim vermiyor.
İyi Parti’deki yaprak dökümü sürüyor. İllüzyonların yerini gerçekler alıyor. Taşlar yerine oturuyor. Yine kızacaklar, ama söylemek zorundayım:
Gitmiyor ve gitmeyecek de, yeni sıkıntılar kapıda!