Siyasette illüzyonlar
Siyasette, “O şunu dedi, bu söyledi” diye tartışıp duruyoruz. Oysa çoğunlukla yalın olarak fazlaca anlamı yok bu sözlerin. Önemli olan o sözlerin arkasında yatan hedefler. “Söyledi de niye söyledi?” diye üzerinde düşünmezsek eğer, tatmin edici ve gerçek sonuca ulaşamayız.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İyi Partililere bir çağrı yaptı. Günlerdir tartışıyoruz. Konuşmasından öyle anlamlar çıkarıldı ki evlere şenlik…
Oysa üzerinde hemen herkesin ittifak ettiği bir gerçek var. İyi Parti sosyolojik tabanının ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Sıkıntıları var, bunlar kimi zaman istifalar olarak ortaya çıkıyor, zaman zaman da parti yöneticilerinin açıklamalarına yansıyor. Konumlandığı yer tabanın beklentilerine uygun değil.
Böyle bir parti hayatiyetini devam ettirebilir mi?.. Ya da mevcudiyetini muhafaza etse bile gücünü koruyabilir mi?
Mümkün değil!
İşte Devlet Bahçeli’nin açıklaması böyle bir dönemde geldi. Devlet Bey’in İyi Parti’yi derleyip toparlama gibi bir görevi ve hedefi olamayacağına göre!..
Söylediklerinden çıkarılabilecek tek bir anlam var: Onu da İyi Parti tabanına verilen “Gemi su alıyor. Bu gemi batar ve batmaya başladı da. MHP’nin attığı can simidi ve filikalar sizi bekliyor” mesajıdır.
Daha başka anlamlar yüklemek zorlama olur.
***
Mesela HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan bir açıklama yaptı. “Bizim ittifak kurmak gibi bir gündemimiz yok” dedi.
İnandırıcı mı bu sizde?
Değil elbette. Pek çok kamuoyu araştırmasında partisi barajın altında görünüyor. Ayrıca, yüzde 10 seçim barajını aşsa ne olacak? Sadece Parlamento’da küçük bir grupla temsil edilme imkânı elde edecek.
Yeni sistemde pek işe yaramaz bu. Etkili olabilmesi için yüzde 50 artı 1’in içinde olması lazım. Cumhurbaşkanlığı koltuğunun ortakları arasına girmesi gerekir. CHP ile birlikte hareket etmek zorunda. Buna mecbur, hatta mahkûm.
O yüzden söylediği sözler sadece illüzyondan ibaret!
Ayrıca bir de “demokrasiden” bahsediyor. Onun da gözbağcılıktan öte bir anlamı yok. “Demokrasi” diyen bir partinin PKK gibi bir terör örgütü ile ilişkisi olabilir mi? Diyarbakır annelerinin çığlıkları karşısında sessiz kalabilir mi? Ya da kaçırılıp dağa götürülen 14-15 yaşındaki kız çocuklarını görmezlikten gelebilir mi?
Apaçık ortada: Pervin Bultan puslu bir hava oluşturup gerçekleri perdelemeye çalışıyor.
***
CHP içindeki Muharrem İnce’ye de bu gözle bakmak lazım…
Bir yandan derdinin yeni bir siyasi parti kurmak olmadığını söylüyor. Diğer taraftan da yüzde 50 artı 1’e talip olduğunu iddia ediyor. Yani Cumhurbaşkanlığı istiyor.
Nasıl olacak bu?
Ya CHP’yi kendi Cumhurbaşkanlığı adaylığına zorlayacak veya ikna edecek.. Ya da mecburen siyasi yapılanmaya gidecek. Arkasında bir siyasi yapı olmadan halktan imza toplayarak yola çıkılacak adaylıkla sonuca ulaşmak mümkün değil.
İnce de şu anda illüzyonlarla kendi değerini artırmaya çalışıyor. Bu günün tabiri ile kendi PR’ını yapıyor.
O yüzden yapılan açıklamalar iyi okunmalı. Sadece yalın ifadelere bakıp “Aaa bakın ne söylemiş” demek yetmez. Gerçeği yakalamak için o sözlerin derinliğine inmek lazım!