Siyasette taşlar oynuyor mu oturuyor mu?

Okuduğunuz Yazı
Siyasette taşlar oynuyor mu oturuyor mu?

İçerik

Siyaset ısınıyor.

“Taşlar yerinden oynar mı” diye soranlar var. Eğer ilke siyasetini konuşacaksak “taşlar yerine oturur mu” diye sormak daha doğru olur.

Bir tarafta AK Parti ile MHP’nin bir protokol ile prensipleri kesin hatlarla çerçevelenmiş ilke, hedef ve gaye odaklı ittifakı… Diğer tarafta ise muhalefetin sadece yıkım amaçlı görüntüsü veren birlikteliği…

Benim kısaca “CHİP-S ittifakı” dediğim, CHP- HDP- İYİ Parti -Saadet Partisi ile kervana sonradan katılan Babacan ve Davutoğlu’nun partilerini söylem ve eylem bazında eşitleyen nedir?

Birbirlerinin kopyası yaklaşımlarla siyaset yapmıyorlar mı?Her meseleye aynı yerden bakıp aynı şeyleri görmüyorlar mı? Şimdi buna resmen ortaklık denilmesi ya da denilmemesinin çocukları kandırmak dışında herhangi bir anlamı olabilir mi? Hepsinden önemlisi ilke ve prensipler ile çelişme görüntüsü vermeme adına bu partilerin tamamı kaç-göç siyaseti sergileme mecburiyetinde… Buna hangi kondisyon dayanır?

Evet, siyasetteki sentetik birlikteliklerin sarsılmasını sürpriz; organik ittifakları ise zorlama yaklaşımlar diye sunma gayretinde olanlar yok değil.

Ama su akacak yatağını bulacak.

Türkiye siyaseti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile daha yeni tanıştı.

15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminin etkisi, seçimlerin kendisine has havası, her biri birbirinden yakıcı iç ve dış gündemler ile fiili durumların belirleyici olduğu bir süreci yaşadık, yaşıyoruz.

Yani siyasette taşların yerli yerine henüz oturmamış olması doğal.

Bugünlerde yaşadığımız hareketlilik ise normale açılan kapı olarak görülebilir.

Özetle, siyasette yeni normal arayışından söz ediyoruz.

Keşke bunu MHP Lideri Bahçeli’nin İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’e yaptığı çağrı ya da Muharrem İnce’nin CHP’den ayrılıp parti kuracağına ilişkin söylentilerden bağımsız olarak tartışmak mümkün olsa…

Zira ancak o zaman zoraki birlikteliklerle doğal ittifaklar arasındaki fark kendiliğinden ortaya çıkabilir.

Örnek gerekirse ortada duruyor.

CHP yakında yeni Kürt Raporu’nu açıklayacak.

İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu müjde verircesine duyurdu, duyduk.

Tanrıkulu çok şey söyledi ama “sadece bir söylem olarak değil bir ilişki biçimi açısından da perspektif ortaya koymaya çalışıyoruz” sözü raporun asıl amacını deşifre etmesi nedeniyle önemliydi.

Nedir o asıl amaç?

CHP-HDP ortaklığının alenileştirilmesi…

Peki CHP bu noktaya nasıl geldi?

HDP’nin ısrarlı çağrıları ve örtülü-açık tehditleri ile…

Sadece bu örnek bile siyaset yelpazesindeki doğal dağılımı görmek için yeterli olsa gerek.

Diğer meseleler mi?

Nasıl olsa bir masa etrafında oturulur, konuşulur.

Taşlar yerine oturmaya kararlıysa gerisi kolay…

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Serkan FIÇICI