Soğuk darbe girişimleri devam ediyor!
Dünyanın insan kanı üzerine kurulmuş düzenine çomak sokan ve giderek güçlenen Türkiye, pratikte Batı’nın “takipçisi” değil “rakibi”dir. Teoride ise hâlâ “AB’ye girmeye çalışan” ülkeyiz.
Türkiye’nin durmasını isteyenler darbeye sıcak bakıyor; ancak biliyorlar ki “sıcak darbe” halk tarafından artık yenmiyor! O sebeple “soğutup” içirmeye çalışıyorlar.
“Yeni plan” sahneye usulca sürüldü. Perde aralandı. Aktörler “sahaya” inmeye hazırlanıyor. Futbol kulüplerinden tutun belediyelere kadar her noktayı hesaplama çabası içindeler! Fakat karşılarında 15 Temmuz’da kendisine doğrultulan ağır makinalı silahları çıplak elleriyle çekip almış millet var. Silahla gelmeleri zor olduğu için “kışkırtma senaryoları” üzerinden denklemler üretmeye çalışıyorlar.
Sıcak, soğuk, postmodern fark etmez şayet algı yönetimlerine açık hale gelirseniz birileri darbelere girişmeye devam edeceklerdir. Önemli olan darbe seviciler değil biziz! Uyursak, yalanlara kanarsak birileri inlerinden anında çıkacaktır!
“TARAFTARSAK BUNU BİZE SİZ DAYATTINIZ”
Siyonist bir aile, çocuğa her gün öğütler veriyor. Git bir Müslüman öldür ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam et; tarzında öğütler… Her gün bunları dinleyen çocuk; “Ya onlar da beni öldürürse” diyor. Annesi de “Sen onlara ne yaptın ki” karşılığını veriyor.
Bir filmdeki bu hikâye “adalet” konusunda insanların farklı bakışlara sahip olabileceğini yeniden hatırlatıyor. Bazı baylar ve bayanlar her türlü taraftarlığın dibine vurduktan sonra “özgürlükçü, demokrat” bir topluluk olduklarına vurgu yaparak bizlere “taraftarsınız” diyorlar!
Bize “taraf tutuyorsunuz” diyenlerin sicilini açtığınızda avucunuza riyakârlık akıyor!
Onlar; başında örtü var diye tedavi edilmediği için fotoshopla peruk taktırılan ve bu mücadele esnasında hayatını kaybeden 71 yaşındaki Medine Bircan’ı hatırlamazlar.
Onlar; üniversite kapısında çevrilip merdiven altlarında başörtüsü çıkarttırılan çaresiz bırakılmış insanları hatırlamazlar.
Onlar; Akit gazetesinin dağıtımını yapanların bisikletlerine varana dek listelendiğini hatırlamazlar.
Onlar; kimse ellemesin diye dağ başlarına gömülen Kur’an-ı Kerim’leri hatırlamazlar.
Bugün dahi bu zihniyette olanlar var.
Çok sevdiğimiz kıymetli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın basın temsilcileri toplantısında, bize “ambargo” uygulayıp çağırmayacak kadar gözünü kin bürüyenler hâlâ bir yerlerde kendilerini gizleyerek görev yapıyor.
Ali İhsan Karahasanoğlu’nu “bir okuyucu yorumu” sebebiyle 4,5 yıl hapis cezası istemiyle bugün yargılamaya kalkanlar hâlâ bir yerlerde görev yapıyor.
Murat Alan’a saldıranları 3 günde serbest bırakan sistem hâlâ tepemizde giyotin gibi sallanıyor.
“Her şey kötü, adalet bombozuk, TSK kaynıyor” DEMİYORUM! Fakat gördüğünüz gibi her şey bitmiş değil! Tarafsızlık dedikleri şey kendi eski zulümlerine susmamız ise kusura bakmasınlar biz sonuna kadar “taraf” kalmaya devam edeceğiz. Biz, “Dünya 5’ten büyüktür” diyenlerin ve bu mücadeleyi her platformda verenlerin tarafında dimdik duracağız!
“MEDYA BOYKOTLARI VE YALANLAR”
“CNN Türk kanalına boykot uygulayacağız” açıklaması yapan CHP’li Tuncay Özkan daha Elazığ depreminin ilk anlarında “Hastane depremde büyük hasar gördü” diyerek fotoğraf paylaşmış ve bunun “tadilat gören bir hastane” fotoğrafı olduğu ortaya çıkmıştı. Aynı adam çıkmış “boykot” diyor!
Millet, CHP’yi 90 yıldır boykot ediyor haberi yok!
“HANGİ KIBRIS’IN
CUMHURBAŞKANISINIZ?”
İngilizlerin medyasına konuşup Rumları mutlu eden kişiye KKTC Cumhurbaşkanı denecekse burada vahamet vardır! Türk askeri Kıbrıs’ta Türklere işkence mi yapıyor, dillerini konuşmasını mı yasaklıyor, önüne geleni cezaevine mi atıyor?
Türkiye’miz darbelerle ezilirken birileri de boş durmayıp Kıbrıs’ta zihinleri işgal etmiş. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Türkçe konuşuyor; ama sanki İngiltere Kraliçesi ve Yunanistan Başbakanı’nın söylediklerini tercüme etmekten öteye gitmiyor!
Bu konuda İletişim Başkanı Fahrettin Altun şu sözlerle gerçeği net şekilde dile getirmiştir: “Şehitlerimizin aziz ruhlarını incitecek bu tür açıklamalar ancak Türk milleti nezdinde kredisini tüketmiş bir siyasetçinin bireysel beka kaygısının yansıması olarak görülebilir. Türkiye Cumhuriyeti, ne yüzlerce yıllık Türk vatanı olan Kıbrıs’ın ne de Mavi Vatan’ın kimseye peşkeş çekilmesine asla müsaade etmeyecektir.”
“HANİ TASARRUF YAPIP İNDİRECEKTİN”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla zam açıklaması yapan İBB yetkilileri; “25 Mayıs 2017’den beri yaklaşık 3 yıldır toplu taşımaya artış yapılmadı” diye yazılı açıklama yaptılar. Aynen böyle dediler, gerçekten böyle dediler. “3 yıldır zam yapılmadı” dediler.
Yani “Zam yapılacaksa onu da biz yaparız” demeye getirdiler! Tamam, gerekiyorsa zam yap ama sen hani tasarruf yapıp indirecektin! Zam yaptıysan tasarruf nerede, tasarruf ettiysen zam niye?