Son dönemeç…

Okuduğunuz Yazı
Son dönemeç…

İçerik

Dış güdümlüler sıkıntılı. Verilen siparişleri yetiştiremediler. Onca sıkıntılı süreç yaşandı ama hiçbirini fırsata çeviremediler. Başkan Erdoğan’ı da Ak Parti iktidarını da yıpratamadılar. Anketler ortada. Sadece oy oranları değil gündemdeki en önemli meselelerde büyük çoğunluğun mevcut politikaları onayladığı görülüyor. Terörü bitirme kararlılığına destek tam. Doğu Akdeniz meselesinde “sonuna kadar hakkımızı koruyalım” diyenlerin oranı yüzde 90’lara ulaşıyor. Korona-virüs salgını ve etkileri ile mücadelede yapılanlar da çoğunluğun takdirini kazanmış durumda.

Geriye ne kalıyor?

Ekonomi.

Daha doğrusu ekonomi üzerinden algı oyunları ile umutsuzluk pompalayıp iktidarı yıpratmayı düşünüyorlar. Burada akıldan izandan yoksun bir yaklaşım göze çarpıyor.

Nedir o?

“Korona-virüsten kaynaklanan küresel ekonomik kriz sadece Türkiye’yi olumsuz etkiliyor” şaşırtmacası… Böyle göstermek istiyorlar.

Ama art niyetliler hariç dünyada krizden en az etkilenen ülkeler arasında Türkiye’nin de bulunduğunu herkes görüyor. Gerçi bunlar fragman. Asıl film yakında başlayacak. Güvenilir kaynaklardan yansıyanlara göre Karadeniz’den gelen “doğalgaz müjdesi”ne yenileri eklenecek.

Ve net bir bilgi: Gaz bulunan alan kıyıya çok yakın zemini de yumuşak. Yani keşfedilen doğalgaz öngörülenden çok daha kısa sürede paraya dönüşecek.

Hepsinden önemlisi yakın zamanda Türkiye’nin 2023 vizyonu güncellenmiş olacak. Elbette bu atılımların gerçekleşmesini istemeyenler boş durmayacak. Önümüzde zorlu, mücadeleli, kritik ama nihayetinde güç kazanacağımız bir süreç var. Yeter ki, sahip olduğumuz otomobili kötüleyenlerin aslında bize eski model kuş serisini itelemeye çalıştıklarını gözden kaçırmayalım.

MANŞETLERLE ÇARPIŞMAK..!

Piyanist Fazıl Say isyan ediyor.

Haklı.

Sözcü Gazetesi’nin “çarpıcı manşet tutkusuna” kurban gitmiş.

Manşete çarpılmış yani.

Röportajda “Ben de bir dönem Türkiye’den kaçmayı düşündüm ama sonra doğru bildiklerimin mücadelesini vermek için kaldım” diyor.

Gazete ise “Türkiye’den kaçmayı düşündüm” ifadesini manşete çekiyor.

Rezillik.

Nefret değirmeninde malzeme sıkıntısı var galiba.

Önlerine geleni un ufak etmekten çekinmiyorlar.

Atatürkçü, Kemalist, çağdaş, solcu falan filan olmanız da kurtarmıyor.

İşlerine nasıl geliyorsa öyle..!

Zati Sungur bunların hokkabazlıklarını görse sanatına küser, Mazhar Osman hekimliği bırakırdı. Baksanıza Fazıl Say bile manşetlere çarpılmamak için manşetlerle çarpışmak zorunda. Gel de şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz bugünlere manşetlerle çarpışarak geldik” sözünü hatırlama..!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Serkan FIÇICI