Şu 50 bin DAEŞ’li!
Federatif anlayış, ABD’de silahlı kuvvetlerin de yapısına yansımış, hizmet birimleri kuvvet komutanlıklarından adeta bağımsız unsurlar olarak yapılandırılmıştır. Savunma Bakanlığı bünyesinde bulunan bu hizmet birimlerinde, her kuvvetten eleman ve komutan bulunabilir. Bu birimlerden birini, Türkiye’de çok duyuyoruz. Afganistan, Irak ve Suriye’nin bugünkü halinin sebebi olan Merkez Komutanlığı (CENTCOM), “Müşterek Muharip Komutanlığı” sayılıyor ve bunlardan dünya çapında 11 adet var!
Bir diğeri ise Özel Harekât Komutanlığı (SOCOM); 4 yıl önce başında Kara Kuvvetleri generallerinden Raymond Thomas vardı. Bu zatı da, CENTCOM’un faaliyetlerine yardımcı olurken yaptığı bir işten hatırlıyor olabilirsiniz.
Göz açıp kapayıncaya kadar Afganistan, Pakistan ve İran’ın ruhu duymadan, gelip Suriye’nin beşte ikisini, petrol kuyularını, ana yollarını ele geçiren DAEŞ’le mücadeleden sorumlu CENTCOM, burnunun dibinde NATO müttefiki Türkiye varken, Irak’tan gelip Suriye’de PYD (Demokratik Birlik Partisi) adıyla örgütlenip YPG (Halk Koruma Birlikleri) adıyla silahlı bir kanat kuran PKK’lı teröristlerden yararlanmaya karar veriyor. Şimdi, emekli olan Thomas’a da “Gel bunları eğit!” diyorlar.
Birisi Abdullah Öcalan’ın manevi oğlu olduğu öne sürülen (Mazlum Abdi, Ferhat Abdi Şahin veya Şahin Cilo adlarıyla bilinen) Mazlum Kobani olmak üzere, Salih Müslim, Asya Abdullah gibi hem Türkiye’nin hem de ABD ve AB ülkelerinin aranan teröristler listesinde bulunan sözde “Suriyeli Kürtler” ile oluşturulan YPG, Abdullah Öcalan’ı lider olarak tanıdığını açıklıyor. Ayrıca YPG’nin ana örgütü PYD, tüzüğünde, bayrağında tamamen PKK’nın devamı olduğunu belirtmekten çekinmiyor. Bu bağlantıyı vurgulamalarının ana sebebi, bırakın parti kurma hakkını, nüfus cüzdanı alma hakkı bile bulunmayan Suriyeli Kürt aşiretlerin gözünü korkutmak, kendilerinin şu kadar yıldır, Türk devletine kafa tutan silahlı bir grup olduklarını vurgulamak. Suriyeli aşiretlerin çocuklarını kendi okullarına devama zorlamak, aşiret gençlerini zorla askere almak suretiyle ABD’ye de “Biz Suriyeli Kürtleri de temsil ediyoruz” mesajını vermiş oluyorlar.
Özel Harekat’ın komutanı Gen. Thomas, bu çapulcu ordusunu eğitmek üzere Suriye’ye gelince, ele başlarını çağırıyor ve diyor ki: “Türkiye sizin PKK’nın uzantısı olduğunuzu biliyor. Siz bu PYD, YPG gibi isimlerle meşruiyet kazanamazsınız; ayrıca bizimle Türkiye’nin arası açılıyor. Sizi, PKK’dan ayrıştıracak bir yeni ‘marka’ lazım.”
General daha sonra böbürlenerek yaptığı bir açıklamada, ”Bunları Suriye Demokratik Güçleri adıyla yeni bir markaya kavuşturduk. Sanırım benim bulduğum bu isimdeki ‘Demokrat’ nitelemesi de güzel bir dokunuş oldu!” diyerek, aklınca Türkiye’yi SDG’nin PKK’nın uzantısı olmadığına iknanın “ne kadar kolay olduğunu” ifade edecekti.
Türkiye’yi ikna çabasına (!) şimdi Suriye Devrimi’nin ortaklarını ikna çabası eklenmiş görünüyor. Beşar Esad’in 2 milyar doları alıp, Moskova’ya kaçtığı günden beri, bu “demokratik” örgütün başındaki terörist Mazlum Abdi, sürekli “Kürtler olmadan bir Suriye’den söz edilemeyeceğini, ellerinde 50 bin DAEŞ militanı bulunduğunu, askeri teçhizat ve eğitim açısından kendilerinden daha etkin bir güç olmadığını” söylüyor.
ABD’nin, yeni rejim hazırlıkları yapılan Suriye’de PKK-PYD adına işgal altında tuttuğu bölgelerden çekileceği haberleri gelirken, Suriye’nin kuzeyini bu teröristlerden temizlemeye çalışan Suriye Milli Ordusu da adım adım ülkesini PKK’dan arındırmaya devam ediyor.
PKK’nın “demokratik” uzantısının elinde tuttuğu 50 bin DAEŞ militanının kapatıldığı bir hapishane vardır; SMO o hapishaneye doğru ilerliyor demektir. Sonunda, PKK’nın ve Gen. Thomas’ın demokrat arkadaşlarının ne işe yaradıklarını tüm dünya görecek. Heyecanla bekliyoruz.