‘Suriye ve Rusya ile bir adım atmalıyız’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ile planlanan yeni süreç konusunda “Suriye-Türkiye-Rusya 3’lü olarak bir adım atalım istiyoruz. Liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı” diye konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e Suriye konusunda bir teklifte bulunduğunu açıkladı. Erdoğan, “Suriye-Türkiye-Rusya 3’lü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı” diye konuştu.
Türkmenistan ziyareti dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle şunları söyledi:
TÜRKMEN GAZI-ÜÇ KARDEŞ: Bu tarihi zirveyle birlikte üç kardeş ülke olarak yeni, önemli ve işlevsel bir süreci başlatmış olduk. Diğer bölge ülkeleriyle daha önce tesis ettiğimiz platformlara bir yenisini ekledik. Özellikle Türkmen gazının Hazar Denizi üzerinden Türkiye’ye, ardından da Avrupa’ya nakli konusunu etraflıca ele aldık… Bu işin üç boyutu gözüküyor. Bir, Azerbaycan ve Türkmenistan bu adımı atarken bu işin mali boyutunu kim, ne kadar üstlenecek? Azerbaycan ve Türkmenistan’ın bu konuda bu işi paylaşmaları gerekiyor. Hatta bu konunun içinde Türkiye olarak biz de eğer yer alacaksak bizim de bu konuda bir mali külfeti üstlenmemiz lazım. Yok, AB de bu işin içinde yer alacaksa AB ne kadarını üstlenecek? Biz bir karara vardık. Bu kararda da üç ülke, Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan enerji bakanları süratle bir araya gelmek suretiyle bu konunun etraflıca detaylarını konuşacaklar. Enerji Bakanımıza ‘Gerek Azerbaycan’daki muhatabınla gerek Türkmenistan’daki muhatabınla görüşmek suretiyle hiç gecikmeden bir ay içerisinde bu işi bir neticeye bağlayacaksınız’ diye talimat verdim. Onlar neticeye bağladıktan sonra da biz görüşmelerimizi yapacağız.
ÜÇLÜ ADIM İSTİYORUZ: (Suriye’nin kuzeyine yönelik Rusya ile ortak bir operasyon veya ortak çalışma mekanizması olacak mı?) Burada her ikisi de, hatta şu anda belki gündemde olmayan ama daha sonra gelişmelerle gündeme gelebilecek birçok başlık söz konusu. Biz şu an itibarıyla Suriye-Türkiye-Rusya 3’lü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız.
SABIR BİTTİ: Süratle adım atılması gereken bir diğer konu daha var. Terör örgütleri Suriye’de, özellikle Suriye’nin kuzeyinde rahat durmuyorlar… Sınırımızdan 30 kilometre güneyde biz rahatsız edildiğimiz zaman bu bizim güvenlik koridorumuzdur. Bu güvenlik koridorunda biz her türlü adımı atarız… Hepsinden de öte Suriye’de bir defa terör örgütünün besleyicileri var. Şimdi bu terör örgütü en büyük destekleri koalisyon güçlerinden alıyor. Petrol kuyularından alıyor. Bu petrol kuyuları şu anda koalisyon güçlerinin de aynı zamanda güvencesinde. Nereye satıyorlar? Rejime satıyorlar. Kim satıyor? Terör örgütü satıyor. Biz tabii bugüne kadar hep sabrettik. Ama artık sabır bitti. Şimdi onların, o rafinerileri, petrol kuyuları vesaire, bunlara yönelik de her türlü adımı attık, atıyoruz. Bundan sonraki süreçte de olacak. Ama özellikle başta Amerika olmak üzere diyoruz ki ‘eğer siz bu terör örgütlerine destek vermeye devam edecek olursanız biz de her zaman söylediğimiz gibi kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.
KİMSEDEN İZİN ALMADIM: (ABD’li James Jeffrey’in ‘Esad ile görüşmeye ABD olumlu bakmıyor’ açıklaması) Siz demek ki hala Cumhurbaşkanınızı tanıyamadınız. Ben kiminle, ne zaman, nasıl görüşeceğimi birilerinden izin alarak yapmam. Ben Mısır Cumhurbaşkanı’yla Katar’da bir görüşme yaptım. Kimseden izin almadım. Suriye konusunda atacağımız adımlarda belirleyici husus da ulusal çıkarlarımız olacaktır. Suriye’de güvenli bölgeden tutun, terör örgütüne karşı alacağımız tedbirler içerisinde bu da bizim atacağımız adımlardan bir tanesidir.
BORRELL MUHATABIM DEĞİL: (AB’den Borrell’in ‘Türkiye, Rusya’ya karşı yaptırımlara uymak zorunda’ açıklaması) Muhatap olarak almıyorum. O, olsa olsa Mevlüt Bey’in muhatabı olabilir. Yaptığı açıklama hiç şık değil. Yani bir defa bizim Rusya’yla ilişkilerimizi Borrell tayin, tanzim edemez. O bu konularda böyle bir karar verecek ne kalitededir ne kapasitededir. Çok çirkin bir açıklama. Sen nasıl olur da kalkarsın bizim Rusya’yla ilişkilerimizi yaptırımlar içerisinde değerlendirirsin? Avrupa’nın şu anda çektiği tahılın yüzde 44’ü Karadeniz’den geliyor. Bunun aracısı Türkiye. Bunun için bir teşekkür etti mi? Yok. Bütün Avrupa liderleri teşekkür ediyor, sen kalkıp böyle bir açıklamayı yapıyorsun.
‘Almanya terörün sığınak yeridir’
(Almanya’daki darbe girişimi soruşturması) Alman makamlarının darbe hazırlığındaki kişilere karşı aldıkları önlemleri doğru buluyoruz. Sürecin hukuk devleti ilkeleri ışığında tüm boyutlarıyla aydınlatılması önemlidir. Darbe planlarına karşı Almanya’da oluşan hissiyatı en iyi anlayacak olan benim halkım, benim ülkemdir. Ancak maalesef, dostumuz ve müttefikimiz Almanya’dan aynı duygudaşlığı ve anlayışı gördüğümüzü söylemem mümkün değildir. Şu anda terör örgütünün Avrupa’daki en önemli sığınak yeri Almanya’dır… Bunları da hep söyledik kendilerine. Dediler ki ‘Endişe etmeyin çözeceğiz’, ama hiçbir şeyin çözüldüğü filan yok. Sayın Scholz’la da bunları hep görüşüyoruz. İkili görüşmelerimizde Scholz’dan ben doğrusu memnunum, yani anlaşılmayacak bir insan değil. Bu konuda da münasebetlerimiz gayet iyi. Fakat daha kararlı bir çıkış ve kararlı adımlar bekliyoruz ki, Türkiye’nin Almanya’ya, Almanya’nın Türkiye’ye ihtiyacı olduğuna inanıyorum.
‘Şu anda kendi partisi kaynıyor’
(Çocukların korunmasına yönelik yeni bir eylem planı var mı?) Bu planların, atılacak adımların hiçbir zaman sınırı yoktur. Bu konuda alınacak tedbirlerle ilgili geldiğimizden bu yana kararlılığımızı hep sürdürürdük, sürdürüyoruz… Aldığımız çok ciddi tedbirler var. Yeni yasal düzenlemelerle getirdiğimiz cezai müeyyideler var. Kılıçdaroğlu’nun bu konularda biraz insafı olsa, önce kendi partisinin içerisindeki tacizlere, tecavüzlere yolsuzluklara bir bakmasında fayda var. Şu anda kendi partisi kaynıyor, tacizlerle kaynıyor. Yani neredeyse Türkiye’de hiçbir il yok ki oradaki teşkilatında bu tür taciz, tecavüz olmasın. Hatta kalkıyor belediye başkanı, işte bu vakfın uzantısı vakfa giderek, o vakfın kapatılması gibi şeylerle şov yapıyor. Öncelikle bir defa sen kendin ne yaptığının farkında mısın? Buna bir bak. Beşiktaş Belediyesi’nde şu andaki tutuklama veya gözaltına alma sebepleri çok çok berbat. Bundan kaçmaları mümkün değil.
‘İYİ Parti ve HDP’den teklife yeşil ışık var’
(Başörtüsü ve aileye ilişkin anayasa değişikliği teklifine muhalefetin desteği) Doğrusu ben olumlu gelişmeler bekliyorum. Yani olay 336 imzayla gitti, ama Meclis’te başta İYİ Parti olmak üzere buraya destekler gelecek diye düşünüyorum. Buna eğer HDP’den destek gelirse, buna da şaşmayın. Oradan da yeşil ışıklar yanıyor. Dolayısıyla CHP’den de gelecektir. Kaldı ki bu Anayasa değişikliğinde sadece başörtüsü olayı yok. Aile olayı var. Aile olayı parlamentodaki bütün siyasi partileri ciddi manada ilgilendiriyor. Çünkü bizim için aile kutsalımızdır. Doğrusu ben parlamentoda, kutsalımız olan aileyi dışlayacak bir parti göremiyorum. Şu ana kadar arkadaşlarımızın yaptıkları görüşmelerde de olumlu istikamette beyanlar var. Temennim odur ki Meclis’te bu iş görüşme safhasına geldiğinde inşallah yanılmayız ve olumlu neticeyi de alırız.
‘Ben kurmuşum bu partiyi Partimden ayrılır mıyım?’
(2023 seçimi için son defa destek istediniz. Bu ne anlam taşıyor?) Bu soruya iki cevap verilir. Bir, şu anda cumhurbaşkanı adayı olarak iki kez seçime girme, aday olma şansınız var. Üçüncü kez böyle bir şans yok. Dolayısıyla tabii AK Parti’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde artık işin içinden çekilmesi anlamına gelmez ve Tayyip Erdoğan’ın da siyasetten çekilmesi anlamına gelmez. Öncelikle biz bu seçimde Cumhur İttifakı olarak adayız, şu anda çalışıyoruz. Milletimizin teveccühünün olması halinde Cumhurbaşkanı olarak görevimize inşallah devam edeceğiz. Parlamentoda da ciddi bir desteği milletimizden almamız halinde parlamentoda da güçlü bir görüntüyle inşallah bundan sonraki 5 seneyi de başarılı bir şekilde sürdüreceğiz. (‘Bir sonraki dönem için Cumhurbaşkanı adayı olamam, ama bu siyaseti bırakacağım anlamına gelmez’ dediniz. Neler yapacaksınız?) AK Partiliyim. Ben bu partimden ayrılır mıyım? Ben kurmuşum bu partiyi. Bu arkadaşlarımı yalnız bırakmam mümkün mü? Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey AK Parti’yi söylüyor.
‘Siyasetin er meydanı sosyal medya değildir’
(Daha önce sosyal medyada sizi destekleyen etiketlerin engellendiğini, gündemden düşürüldüğünü gözlemlemiştik. Elon Musk’tan bir talep olabilir mi?) Yani böyle bir şey olursa, Elon Musk’la oturur konuşuruz. En azından bir telefon görüşmesi yaparız. Uzayı konuştuğumuz gibi Twitter’ı da konuşuruz. Daha önceki Twitter yönetiminin siyasal alana yönelik müdahalelerine ilişkin gündeme gelen hususları yakından takip ediyoruz. Biz siyasetteki ya da diplomasideki başarılarımızı sosyal medya sayesinde elde etmedik. Siyasetin er meydanı sosyal medya değildir. Siyaset doğrudan milletle, millet için yapılır. Milletinizle hasbi bir gönül bağınız varsa sizi ne Twitter ne başka bir güç engelleyebilir.