SURİYE’DE NATO İLE HESAPLAŞMA VAKTİ!

Okuduğunuz Yazı
SURİYE’DE NATO İLE HESAPLAŞMA VAKTİ!

İçerik

Suriye operasyonumuz öncesi eş zamanlı iç cephedeki hareketliliği sadece 5. Kol faaliyetleri olarak izah etmek emperyalizmin topyekûn saldırı algoritmalarını atlamak olur.

Öyle bir algoritma örgüsü var ki karşımızda sistematik rol paylaşımı başta olmak üzere, bindirilmiş tabyalar suretiyle her cepheden hücuma geçtiklerini görmek mümkün.

Kuşkusuz en bariz olanı emperyalizmin sömürgesi Yunanistan üzerinden tertip edilen provokasyon. İç cephede ise emperyalizmin işbirlikçi aktörlerinin iç mukavemeti kırmak adına verdikleri başdöndürücü saldırıları ile karşı karşıyayız.

Diğer cephede “yerli ve milli” olarak tanımlanan bürokratik, siyasi figürlerinin zemin değiştirme ve işbirlikçi unsurlarla birlikte hareket ediyor olması çok dikkat çekici.

Bir diğer taraftan legal görünümlü illegal faaliyetlerin planlanmış uyumluluğu ve saldırı kombinasyonlarına iktidar cephesinden “yalanlama”, “kınama” ve hukuki karşılık ölçülerinde tanımlanma eylemi içinde kamuoyuna aksetse de hakikatte olağandışı bir mücadele verildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Temel sloganik cümleler içinde kamufle edilen en vurucu cümle, “kanunu ve nizamı tanımama, devlet otoritesini itibarsızlaştırma” hamlelerinin sürekliliği olarak belirginlik kazanmış olmasıdır.

Ceberrut devlet algısı ve “istibdat” söylemleri ne kadar tanıdık değil mi?
Ekonomik göstergelerin, özellikle serbest piyasa şartlarının çok daha ötesinde enflasyonist baskı olarak tezahür etmesi mücadele sürecinin hangi sahalarını zorladığını gözler önüne seriyor.

Sosyo-ekonomik olarak toplumun tüm katmanlarını içine alan bu “kriz” süreci ve kriz sürecini fırsata çevirmek isteyenlerin tezgahlarını görmemizi mümkün kılıyor.

Büyük resmi sadece hayat pahalılığı ve zam çerçevesine hapseden işbirlikçi unsurlar toplumu provoke etmek adına her gün bir başka proje ile toplumu “işgal hamlesine” hazırlayacak girişimlerine devam ediyorlar.

Peki bunlar olurken devleti temsil ve idare edenler uyuyor mu?
Neden provakasyonları bilen devlet toplumu provokasyonlara hazırlayanlara gereken müdahaleyi yapmıyor, yapamıyor?
Eksik olan nedir?

Algı operasyonların hazırladığı “beklentiyi” karşılayacak olan ya da olanlar kimlerdir?
Sizce ne bekleniyor?
Ya da işbirlikçilerin provakasyonlarında ifade ettikleri gibi “Devlet iflas etti”, “Akp bitti. Gidiciler” illüzyonunun ardındaki yalanın kaynağı nedir?
Korku, şantaj, tehdit ve aşağılamaları neyin hazırlığı?
NATO ve işbirlikçi bütün unsurların teyakkuz haline geçmesini nasıl yorumlamalıyız?

Şunu samimiyetle ve inanarak söylemeliyim ki gerek Başkan Erdoğan ve gerekse devletimizin bütün etkin ve yetkin unsurları Anadolu’nun bağımsızlık mücadelesi için cansiperane çabalıyorlar.

Emperyalizm iç ve dış bütün unsurları ile verilen bu mücadeleyi itibarsızlaştırmak ve baltalamak için olağandışı mücadele ediyor.
Büyük satranç tahtası Suriye platosunda kurulmuş durumda!

Dikkat ederseniz bütün denklemler Suriye merkezli kurulmuştu ve devam eden bir hesaplaşma takvimine doğru hızla ilerliyoruz.
Suriye’de NATO bileşenleri ve siyonizmle hesaplaşmaya doğru adım adım ilerliyoruz… NATO ve bileşenlerinin Yunanistan tezgahının elbetteki göz ardı edilmediği oldukça açık.

Emperyalizmin köpek dişi İsrail’e ve İngiliz’e karşı ABD nezdinde gerekli ultimatomlar verilirken, Rusya ile de “çıkar ilişkisi” çerçevesinde güvencelerin alındığını biliyoruz.
Emperyalizmin paralı askerlerinin (PKK, YPG, PYD) bölgeden çekilmesi kuvvetle vurgu yapılarak istendi.

Bu hesaplaşmadan dönüş yok!
Tek hedefleri var; Başkan Erdoğan’ı devirerek Anadolu’nun yeniden işgali ve tüm gönül coğrafyamız.

Son hamlemizi engellemek adına sergilenen bütün tuzakları görülmüştür!
Allah’ın izni ile bu savaştan da daha güçlenmiş olarak çıkacağız.

Binnur Günay

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Binnur Günay