Tarihi ikaz
Geleceğin şehirleri “akıllı” olacak.
Yani teknolojinin nimetlerini şehircilik uygulamalarında yaşam standardını yükselten unsurlar olarak göreceğiz.
Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önemli bir noktaya temas ederek “Akıllı çözüm uygulamalarının birbiriyle uyumlu olması kritik öneme sahiptir. Aksi takdirde Türkiye, teknoloji çöplüğüne döner. Rastgele, plansız, programsız, hesapsız, kitapsız iş yapma devrine geri dönüşe izin veremeyiz” dedi.
Aslında bu tarihi ikazı sadece akıllı şehir uygulamaları için değil, her alanda kulaklara küpe yapmak lazım.
Şehirlerin neresinde neler olacağına “yüz binlik çevre düzeni planları” ile karar veriliyor.
Artık bunun da ötesine geçip “milyonluk ölçekte” bütüncül bir “Türkiye Planı” ile geleceğe yürümek gerekiyor.
Sn. Erdoğan’ın işaret ettiği “bütüncül yaklaşım” bir milli hedef olarak gerektiği gibi değerlendirilebilirse yarım asırlık zaman kazanılmış olur ki, bundan daha değerli bir şey yok.
CESARET VE BEREKET
Yılbaşı gecesi sosyal medyada “7 yıl darlık 7 yıl bolluk derdi eskiler. 2013’ten beri musibetler silsilesine maruz kaldık milletçe. Bedel ödedik mi? Evet. Ama şer cephesine de fırsat vermedik. 2020 büyük Türkiye’nin doğum yılı olsun” diye yazmıştım.
Dua niyetineydi.
Meğer, ekonomiden hiç anlamadığım halde doğru bir şey söylemişim.
Sevindim.
Zira bilgi, tecrübe ve öngörüsüne güvendiğim uzmanların yaklaşımlarına göre dünyadaki büyük dönüşüm sürecinde Türkiye’nin dönemsel olarak yakaladığı fırsatlar önümüzdeki yıllarda Türkiye ekonomisinin çok daha iyi bir duruma geleceğine işaret ediyor.
Neden?
Çünkü yaşanan zorluklar, maruz kalınan saldırılar bağışıklık sistemimizi geliştirdi.
Ama en önemlisi Türkiye’yi hedef alan her türlü terör faaliyeti ile birlikte “Ekonomik Saldırılara”da artık milli güvenlik hassasiyeti ile karşılık verilir oldu.
Peki bugüne kadar “misliyle mukabele” niye yapılmadı?
Çünkü kimse Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın bu alandaki sağlam iradesini icraata dönüştürebilecek cesareti gösteremedi. Ülke insanın cebini korumak için küresel güçler ve onların Türkiye’deki uzantılarının canlarını yakabilmeyi göze almak gerekiyor. Dünyadaki gelişmiş hiçbir ülkede olmadığı şekilde (çünkü hepsi ekonomilerini korumak için en sert tavırları sergiliyorlar) kafasına esenin ekonomik operasyonlar çekebildiği bir ülkeydik biz.
Evet, acı gerçek bu.
Ve bunu “özgür ekonomi” masallarıyla izah etmek kolay.
Ama varlığımıza kast edenlere karşı koyduğunuzda ise hem içeriden hem dışarıdan hain operasyonların hedefi olmanız garanti.
Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Berat Albayrak’a yönelik karalama kampanyalarının sebebi ne sanıyorsunuz?