Tek başına ‘güvenli bölge’ye doğru
Sabah Türkiye ile akşam terör örgütü PKK/YPG ile devriyeye çıkan ABD ile ne kadar yol alabiliriz? İki araba gezdirerek Türkiye’yi tatmin edeceklerini mi sanıyorlar? Türkiye bu göstermelik hareketlere razı olur mu?
İşin doğrusu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlı tutumu olmasa ABD, bu iki tur devriyeyi de atmaya yanaşmayacaktı. Ama Erdoğan konuşunca, telaşla Ankara’ya “askeri heyetler” gönderip Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonu engellemeye çalışıyorlar.
ABD’yle ortak güvenli bölge planı hala rafa kaldırılmış değil şüphesiz. Ancak iki tarafın “güvenli bölge” anlayışı birbirine tamamen zıt. Türkiye, güvenli bölgeyle güney sınırlarımızdaki terör yapılanmasını ortadan kaldırmayı umuyor; ABD ise bu terör yapılanmasına zarar gelmesin diye Türkiye’nin yanında, yakınında duruyor. Bu gerçeği Cumhurbaşkanı Erdoğan zaten açık açık dile getiriyor.
Durum baştan beri böyle aslında. Ankara, kendi başına da söz konusu güvenli bölgeyi kurabilirdi; ancak Ankara, Washington’ı da bu işe dahil ederek terör örgütüne olan ABD desteğini sona erdirmek istiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamaları da ortaya koydu ki, iki taraf da ayrı ayrı ve birbirine zıt plana sahip. Bu sorunu aşmak için ABD’den bir askeri heyet dün tekrar Ankara’ya geldi ve yeni görüşmeler başladı.
Görüşmeyle ilgili olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Bu müzakerelerden bir sonuç çıkmazsa biz hertürlü hazırlığımızı yaptık bölgeye gireriz. Bölge istikrara kavuşturulur. Amerika ile birlikte çalışmak istedik. Amerika’nın tavrı daha çok PKK, YPG yanlısı bir tavırdır. Bunu kabul etmemiz mümkün değil” dedi.
Anlaşılan o ki, bu kriz aşılamazsa Ankara ay sonuna doğru kendi göbeğini kendi kesecek, “güvenli bölge” harekatını tek başına başlatacak. Bakalım ABD bu kez harekatı engellemek için şapkadan yeni bir tavşan çıkarabilecek mi?