Terörsüz Türkiye için süreç adım adım ilerliyor

Okuduğunuz Yazı
Terörsüz Türkiye için süreç adım adım ilerliyor

İçerik

Bir önceki yazımda Lazkiye ve Tartus başta olmak üzere Esed rejimi kalıntılarının,İran’ın kışkırtması ile terör olayları başlatmasının ardından “Suriye’de şer odaklarıyine devrede” başlıklı bir makale yazmıştım.

Elbette İran, tarih boyunca olduğu gibi fitne peşinde. Türkiye karşıtları ve emperyalistler Ahmet eş-Şara yönetiminin Suriye’de başa geçmesini hazmedemiyor.

Olayları kışkırtanlar başta İran olmak üzere İsrail ve belki de Rusya idi.

Dürziler, Nusayriler kullanılmak istendi. Elbette YPG/SDG unsurları da kullanılmak istendi. Nihayetinde YPG/SDG, PKK’nın bir kolu idi. Örgütün kurucusu olan İmralı’daki malum şahsın, “Kurduğum örgütü lağvediyorum. Tüm gruplar silah bıraksın.” çağrısından sonra “Bu çağrı bizi kapsamıyor, biz ayrıyız.” vb. açıklamalar yapsalar da nihayetinde bunların hepsi PKK’nın kolu idi. Tüm bunların üzerinde de KCK yapılanması gibi bir çatı örgüt var. Bir süre vekalet savaşçısı oldukları ABD’den tavır beklediler. Trump’ın da Suriye’den çekilme konusunda kararlı olduğunu görünce silah bırakmaya razı oldular.

Başka şansları da yoktu.

Anlaşma maddeleri konuşuldu. Silahların nereye bırakılacağı gibi hususlar şu an netleşmiş değil ancak bu anlaşma oldukça önemli idi…

Neden önemliydi?

Çünkü öncelikle bir silah bırakma iradesi ortaya konuyor ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ile ilgili de taraflar niyet beyan ediyorlar.

Yani birilerinin dediği gibi federal yapı vb. gibi bir durum söz konusu değil.

Ayrıca Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda Türkiye de en başından beri net bir tavır ortaya koydu. Eğer Türkiye geçmişteki iç savaş döneminde bölünme projelerine onay vermiş olsaydı bugün Suriye üçe ya da dörde bölünmüş olacaktı.

Tüm bunlarla birlikte İsrail’in, bir oldubitti ile Suriye’deki Golan Tepeleri dâhil işgal ettiği topraklarda kalıcı olarak kalmayı sağlayacak hatta daha da ileriye gidecek bir planı olduğunu söylemeye bile gerek yok.

İsrail’in, Arz-ı Mevud ya da Büyük İsrail Projesi için adım adım ilerlemek istediğini hatta ilerlediğini görmemek; ya ahmak olmak ya da her şeyi görüp de ‘yokmuş’ gibi davranarak İsrail projelerine destek vermek anlamına gelir.

Coğrafyamızdaki en büyük tehdit ve terör siyonist İsrail’dir. Bir karış toprağa sıkışmış Filistinliyi Gazze’de ağır bombalar altında, insanlık dışı bir şekilde soykırıma maruz bıraktıklarını asla unutmayacağız.

O sebeple Türkiye’nin güvenliği Tel Aviv’den geçer, Tahran’dan geçer.

Batılı emperyalist ülkeleri saymaya bile gerek yok. Ne Avrupa’nın ne de ABD’nin dostumuz olmadığını da biliyoruz. Ancak onların da tükenmişliklerinden dolayı bizimle işbirliği peşinde olduklarını söyleyebiliriz.

Sonuç olarak; MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısı sonrasında terör örgütünün elebaşı da çağrısını yaparak “Tüm gruplar silah bıraksın.” dedi.

Önce Kandil, “Silah bırakacağız.” dedi. YPG/SDG biraz kıvırmaya çalıştı ancak onlar da baktılar ‘pabuç pahalı’; “Biz de silah bırakıyoruz.” dediler.

Sanırım silah bırakması en zor olanlar, Aleviler katlediliyor. “Bu aslında tam olarak silah bırakma değil. Suriye yönetimini, ordusunu SDG oluşturacak.” diye yorum yapanlar olacak.

Ancak böyle giderse onlar da silahları ile ya da o zehirli dilleri ile tarihin çöplünde yitip gidecekler.

Türkiye; iç cephesini güçlendirecek, dünyadaki hak ettiği pozisyona gelecek ve Türkiye Yüzyılı inşa edilecek.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hilmi Daşdemir