Tokyo Üniversitesinden (UTokyo) Prof. Watanave Hidenori, Kahramanmaraş merkezli depremler için, ‘Benzeri görülmemiş felaket’ yorumundan bulundu.
Tokyo Üniversitesinden (UTokyo) Prof. Watanave Hidenori, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 6 Şubat’ta meydana gelen depremler için “benzeri görülmemiş ölçekte felaket” nitelendirmesinde bulundu.
UTokyo’daki Fakültelerarası Enformasyon Çalışmaları Enstitüsünde Öğretim Üyesi Prof. Watanave’nin çalışması, Kahramanmaraş merkezli depremlerin fay kırılımlarını, üç boyutlu topografya haritasıyla ortaya koyuyor.
Uydu görüntüleme sektöründeki özel şirketlerin görüntülerini temel alan “Türkiye-Suriye Depreminin Uydu Görüntüleri Haritası” adlı çalışmada uydu, dron ve üç boyutlu görseller yoluyla detaylı anlatılıyor.
6 Şubat depremlerinin fay kırılımlarını inceleyen Watanave, yaptığı açıklamada, bu sarsıntıları, karada meydana gelen “levha sınırı depremi” olarak niteledi.
Doğal afete ilişkin kitle iletişim araçlarının kısmen bilgi sağladığını ve tam resmini gösteremediğini belirten Watanave, bazı uydu görüntüleme şirketlerinin lisanslı görüntüleri sayesinde depremin topografyasını oluşturduğunu dile getirdi.
Watanave, 6 Şubat’ta meydana gelen ardışık depremlerin benzerlerinin Japonya’da da oluştuğuna işaret ederek Nisan 2014’te yaklaşık 30 saat arayla meydana gelen Kumamoto depremlerini örnek verdi.
Mart 2011’de 9 büyüklüğündeki Tohoku depreminin de levha sınırındaki bir dizi çoklu kırılma nedeniyle oluşan deprem olduğu bilgisini veren Watanave, “Ancak Türkiye-Suriye depreminin etkilediği alan, şimdiye kadar gördüklerimizin çok ötesinde. Buna ‘benzeri görülmemiş ölçekte felaket’ denilebilir.” dedi.
Watanave, 1995’teki Kobe depreminde de bina çökmelerinin yaşandığını anımsattı.
6 Şubat depremlerine ilişkin uydu görüntülerinden oluşturduğu 3 boyutlu haritaları incelediğini dile getiren Watanave, “Bazı şehirlerin ağır hasar gördüğünü tespit ettim. Böylesi bir durumu hiç görmemiştim. Japonya’da, bazı yüksek binaların yıkıldığı depremler oldu ancak bu depremde çok sayıda şehirde çok sayıda bina çöktü veya yıkıldı. Muhtemelen ölü sayısı daha da artacaktır. Bu, mevcut felaketi ‘yüzyılın felaketi’ haline getiriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
– “GELECEKTE BÜYÜK ARTÇI SARSINTILARIN MEYDANA GELME OLASILIĞI YÜKSEK”
Halk arasında “öldürücü darbe” olarak bilinen, “kısa şiddetli sarsıntıların” 6 Şubat depremlerinde etkisinin hissedilmiş olabileceğine dikkati çeken Watanave, şunları kaydetti:
“Bu, depremin süresinden ve merkez üssünün sığlığından etkilenebiliyor. Bu depremde böyle bir ‘öldürücü darbe’ birçok yüksek binanın yıkılmasına neden olmuş olabilir. Tabii o binaların depreme dayanıklı yapılarının yetersiz olması da mümkün. Birçok binanın çöktüğü bu bölgelerdeki binaların depreme dayanıklı yapılarının zayıf olması muhtemel. Ayrıca alçak binaların yıkılma ihtimalinin yüksek binalara göre nispeten daha az olduğu görülmektedir.”
Japonya Meteoroloji Ajansının (JMA) büyük bir depremden sonra “aynı büyüklükte artçı sarsıntıların meydana gelmesinin muhtemel olduğu” konusunda sürekli uyardığının altını çizen Watanave, “Büyük bir deprem meydana geldi ve fay kaydı. Sonuç olarak gelecekte büyük artçı sarsıntıların meydana gelme olasılığı yüksek.” diye konuştu.
Watanave, depremleri “kaçınılmaz” olarak niteleyip, 1995’teki Kobe depremiyle ülkesinde depreme dayanıklılık yönetmeliklerinin revize edildiğini vurgulayarak “Japonya’da aynı büyüklükte bir deprem olsa bile birçok binanın yıkılmayacağı beklentisi içerisindeyiz.” ifadelerini kullandı.
– “MARAŞ DEPREMİ, SIĞ OLDUĞU İÇİN YÜZEYDEKİ BİNALARA HASARI ÇOK BÜYÜK”
Japonya Doğal Felaketlerle Mücadele Komitesi Üyesi ve Deprem Uzmanı Nakahama Yoşikazu da Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin rakamların büyüklüğünü görünce hüzünlendiğini ve Türkiye’deki dostlarını anımsadığını söyledi.
Ülkesinde 2011’deki 9,1 büyüklüğündeki Tohoku depreminin daha derinde ve deniz altında meydana geldiğini anımsatan Nakahama, Türkiye’deki depremlere yönelik “Tohoku depreminden daha büyük yıkım ve hasara yol açtığı görünüyor. Maraş depremi, Tohoku depremine kıyasla sığ. Sığ olduğu için yüzeydeki binalara hasarı çok büyük.” değerlendirmesinde bulundu.
Nakahama, şunları kaydetti:
“Dünya dediğimiz gezegenimizin yüzeyi, masa tenisi topu gibi pürüzsüz bir yüzey değil. İçerisinde birçok çatlakları, farklılıkları olan plakalardan oluşuyor. Depremler hep oluşur ve bir başkasını tetikler. Plakalar birbirini baskılar. Arabistan plakası batıya, Afrika plakası kuzeye doğru baskılar. Baskıladıkça büyük bir enerji haline geliyor. Dolduktan sonra büyük depremler oluşuyor. Dostu, düşmanı iyi tanımamız gerekiyor. Bu durumda düşman deprem. Deprem nedir ve nasıl bir mekanizmaya sahip iyi anlamamız gerekiyor. Kış ya da yaz mevsimi, gündüz ya da gece olabilir, sonrakilere tedbir almalıyız.”