Tribün ve şaklaban

Okuduğunuz Yazı
Tribün ve şaklaban

İçerik

Futbolda “tribünlere oynamak” diye bir tabir var.

İş yapmazsın da yapıyor gibi gösterirsin.

Bu anlama geliyor.

Tribün artık sosyal medya ortamı.

Burada kahraman, deha, süper star, büyük kurtarıcı, allame-i cihan gibi görünmeniz mümkün.

Sosyal medya “olmadan olma yeri” haline geldi.

Kimse size “bugüne kadar hangi işi başardın, ortaya ne eser koydun” diye sormuyor.

Tribün desteğini arkanıza aldınız mı iş tamam.

Hatta o tribünlerin gürültüsüne inanıp karar süreçlerini etki altına alabileceğinizi, sahip olmadığınız yetkileri dolaylı olarak kullanabileceğinizi bile zannedebilirsiniz.

Demokrasilerde bu tür etki mekanizmaları yok mudur?

Vardır.

Ama bu kadar ucuz değildir.

Gerçek zeminde yürümeyi bile beceremeyenlerin sanal ortamda uçuyor gibi görünmelerinin eğlenceli olduğunu düşünebilirsiniz.

Yalnız, bu tipler bir aşamadan sonra gerçekten uçtuklarını sanıyorlar.

Kişisel propaganda doz aşımı yüzünden intihar virüsüne dönüşüyor.

Tribün desteği için olmadık iddialar ortaya koyarak gerçeklikten kopan beğeni meraklıları sadece kendilerini tüketseler iyi.

Tribünleri de peşlerine takıp toplu intihar ayinlerine sürüklüyorlar.

Sonrası…

Hayal kırıklığı ve öfke.

Bakın son günlerde neyi konuşuyoruz?

Haliç, Ak Parti döneminde kirlenmiş CHP’li İBB yönetimi tarafından temizleniyormuş!

Bunu söylüyorlar.

Hiç utanmıyorlar.

Yüzleri de kızarmıyor.

Değil İmamoğlu, Sihirbazlar Kralı Zati Sungur mezarından kalkıp gelse CHP’nin İstanbul’a yaptığı kötülükleri unutturamaz.

İş, hizmet, eser üretmeyen CHP zihniyetinin elinde İstanbul hızla 1994 öncesindeki acı günlerine dönüyor.

Bahane ve mazeret siyaseti ile buraya kadar.

Şaklabanlık somut gerçeği saklamaya yetmiyor.

Gerçeği konuşalım.

İBB’nin mevcut durumunu anlatabilecek ifade iflas tablosudur.

İddia ile söylüyorum, oturduğu koltukta henüz 1 yılını doldurmayan İmamoğlu kaçmanın yollarını arıyor.

“Elimiz kolumuz bağlandı, iktidar iş yaptırmıyor” söylemiyle mağduriyet algısı oluşturup palavradan isyan pozlarıyla sıvışabileceğini sanıyor.

Yer miyiz?

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Serkan FIÇICI