TRUMP BM’ DE

Okuduğunuz Yazı
TRUMP BM’ DE

İçerik

Yaşıtım 60 kuşağı bilir; bizim kuşağın çocukluk yıllarında şimdiki gibi dijital dünya yoktu, görsel ve yazılı medyada şimdiki gibi bolluk yoktu. Tüm çocukların ellerinde birer “Cin Ali” serisi, hepimizin ellerinde birer “Ayşegül” serisi, bunlarla avunduk, bunlarla büyüdük.

Ama inanın bu son derece sade ve basit incecik kitapçıklar şimdikilerden çok daha keyifliydi. Çünkü çok arı ve temizdi hikayeleri.. “Cin Ali Okulda”, “Cin Ali Pazarda”, “Ayşegül Tatilde”, Ayşegül Piknikte…. Hikayeleri hep böyleydi, ne güzel günlerdi o günler….
Bugün o yayınlara benzer bir yayın denemeye kalksam, yazacağım seri kesinlikle “Trump” serisi olurdu. Çünkü eminim bu seri bırakın Türkiye’yi, tüm dünya da çok tutan bir seri olurdu ve yok satardı. Düşünsenize her ay yeni bir seri…

“Trump Çin’de”, Trump Kudüs’te”, Trump Beyaz Sarayda”, “Trump Hovardalıkta”, Trump Suriye’de”…
Bu ayki seri ise en çok ilgi çekeni olurdu! “Trump Birleşmiş Milletler’de”….

BM Genel Kurulu 25 Eylül 2018 günü New York’ta toplandı. Bu toplantının diğerlerinden farkı bir daha benzerine zor rastlanır ilklere sahne olmasıydı. Toplantıya katılanların kimi Erdoğan’dan aldığı cesaretle, kimi Erdoğan korkusuyla cemiyeti eleştiren çok sert konuşmalar yaptı.

Bu tür kareler 73’üncüsü yapılan BM toplantılarında hiç görülmeyen karelerdi. Genellikle BM toplantılarında beşler konuşur yüzler dinlerdi ama bu gelenek kırılıdı. BM Genel Sekreteri Antionio Guterres yaptığı konuşmada; BM’ de reform ihtiyacı olduğunu belirtti ve “Suriye’de, Yemen’de savaşlara son veremeyişimize öfke yağıyor. Arakanlılar sefalet içinde sürgünde ve adalet istiyor!” gibi ifadeler kullandı. Sekreterin İsrail korkusundan dillendirmeyi unuttuğu(!) Filistin konusundaki açığı kapamak ise “One Minute”la bu cenaha ilk tokadı atan Erdoğan’a düştü.

Erdoğan konuşmasında cemiyeti yerden yere vurdu ve katılan devletleri tıpkı Kudüs toplantısında yaptığı gibi dut ağacı misali silkeledi. Bu silkeleyiş üye olsun olmasın tüm devletlerin kendilerine gelmelerini sağladı. Erdoğan’ın tüm söylediklerinin altına hem katılan devlet temsilcileri, hem de bütün insanlık vicdanlarında imzalarını attılar.

Dünya kürsüden rengine, ırkına, dinine bakmadan tüm insanlığı kucaklayan, kurumları amacına uygun hareket etmeye davet eden, gaspı değil paylaşmayı öneren, öldürmeyi değil yaşatmayı çağıran, zulmü değil merhameti yücelten, zorbalığı değil adaleti uygulayın diyen bir lider gördü. Hepsinden öte dünya ilk defa özü sözü bir, içi dışı bir, tamamen samimi ve insanlık için son umut olan bir lider görmüş oldu..
Gelelim Trump’a..

Twitter’ın pabucunu dama atan ve dünya siyasi lügatına “Twitter “ kelimesi yerine “Trumper”ı yerleştiren ABD Başkan’ı kürsüye çıktığında dünya siyasi tarihinde bir ilk yaşandı ve bir devlet lideri söyledikleriyle bütün salonu kendine, devletine hem de kahkahalarla güldürdü.

Trump; BM’nin Amerika Birleşik Devletlerine bağlı bir kurum gibi çalışmasından olsa gerek kürsüden yaktığı ateşleri unutup iç siyasete dönük konuşmaya başladı. Kürsüden tüm dünyanın gözüne baka baka “2 Yıldan kısa bir sürede yönetimim, ülkemiz tarihindeki hemen hemen tüm yönetimlerden daha çok şey başardı!” diyerek bir cümle kurdu. Bu sözlerin mürekkebi kurumadan salonda bulunan temsilciler ve medya mensupları kahkahalarla gülmeye başladı.

Allah kimseyi bu duruma düşürmesin, gerçekten çok acı bir durum. Güvenli tedbirleri olmasa kafasına yumurta yermiydi bilmem ama bildiğim o ki; kızarması gereken Trump yaşananları pişkinlikle karşılayarak “Böyle bir tepki beklemiyordum ama önemli değil!” diyerek yalanlarını ve tehditlerini sıralayıp konuşmasına devam etti.

Toplantı boyunca Trump; kameralar önünde sürekli tehdit eden, sağa sola ahkâm kesen ve kendini dünyanın patronu olduğunu zanneden lider görüntüsü verdi. Bana göre bu durumdan daha âcizi ve komiği ise gülme olayı ile ilgili kendine soru soran gazetecilere takındığı tavır ve verdiği cevap oldu. Bütün salonun kendisine gülmesini nasıl karşıladığını soran gazetecilere, kürsüde bir sağa, bir sola gerinerek “Bana gülmüyorlardı birlikte eğleniyorduk!” diye cevap verdi ve bir kahkaha tufanı da orada yedi.

Artık; Amerika Birleşik Devletleri çöküyor dediğimizde içinden bize gülenlerin başlarını iki ellerinin arasına almalarının zamanının geldiği kanaatindeyim. Yarın, birgün bir yerde, bir kürsüde, bir sohbette “ABD dünyanın süper gücü” falan derler, maazallah Trump’tan beter duruma düşerler benden söylemesi..
 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Coşkun BAŞBUĞ