Trump bu sefer kazanamaz
Bu sütunlarda Donald Trump’ın pazarlık becerisini de övdüm, derin devlet düşmanlığını da… Hatta “Trump’ın kazanacağına bahse girerim!” diyerek yarış atı misali seçimleri kazanacağını bile ima ettim.
Fakat bunları yaparken Trump’ın ABD’nin başına sarılmış en büyük musibet olduğunu da müdriktim, bunu ifadeden de çekinmedim. Trump’ın devlet adabından uzak, siyasal incelikten bihaber, kaba saba, sözünü bilmeyen bir insan olduğunu da birkaç kez ifade ettim. Mahallede geçinemediği komşularına “Yanına gelirsem!” diye meydan okuyan bir üslupla bize ve pek çok Latin Amerika ülkesine mektuplar yazan Trump’ın, yeniden başkan aday-adayı olma kararı kesinleşmiş bulunuyor. Oysa Pennsylvania eyaletinde uzun zamandan beri Cumhuriyetlerin kazandığı bir senatörlüğü, üstelik ABD çapında tanınan ve sevilen bir doktor olan Mehmet Öz’ün kaybedip, geçirdiği kalp krizinden sonra tamamen iyileşmemiş, duyması ve konuşması hala özürlü bir kişinin kazanması, Trump’ın 2024 başkanlık seçimlerini kazanamayacağını gösteriyordu.
Gözünü siyasal hırs bürüyünce, demek ki insanların yargı yeteneği de yok oluyor.
Sadece Dr. Öz değil, Trump’ın mitinglerine katıldığı Cumhuriyetçilerin hiçbiri Senato ara seçimlerini kazanamadı. Trump’ın desteklediğini açıkladığı Senato ve Temsilciler Meclisi ile eyalet yerel seçimleri adaylarından yüzde 82’si ise seçimlerden galibiyetle çıktı. Ama bunların çoğu zaten kazanmasına kesin gözüyle bakılan kişilerdi. Trump’ın alay ederek, şahsına saldırarak, açıkça aleyhine çalıştığı Florida Vali adayı Cumhuriyetçi Ron DeSantis ise Trump’a rağmen seçimi kazandı.
Eğer bu seçimleri bir tür kamuoyu yoklaması sayarsak, denilebilir ki kazananı yoksa bile kaybedeni Trump oldu. Temsilciler Meclisi’nde yıllar sonra Cumhuriyetçilerin az farkla çoğunluğu alması ise Trump’ın lehine yazılacak bir puan sayılmaz. ABD’de iki yılda bir yapılan ara seçimler genellikle iş başındaki başkan için bir güvenoyu yoklamasıdır. Biden, gerek pahalılıkla mücadelede izlediği durgunluk tehlikesi yaratan siyasetinin verdiği korku, gerekse Rusya ve Çin aleyhtarı tutumunun verdiği kaygı sebebiyle seçimler öncesi tarihin en düşük beğenilme oranına sahipti. Demokrat Parti seçimlere mutlak bir hezimet beklentisi ile girdi. Ancak görünen o ki, Trump’ın son seçimlerin sonuçlarını hala hazmedememiş olması, 6 Ocak’taki Kongre baskınını kınamak bir tarafa neredeyse onaylayan ifadeleri, Demokratları korktukları yenilgiden kurtardı.
Ama Trump, bu durumdan bir ders çıkartmak şöyle dursun, ABD’yi tam bir siyasal çatışmanın eşiğine getirecek olan adaylığını geçen hafta açıkladı. Zannediyor ki Cumhuriyetçilerin kazanacağı kesin görünen 6 senatörlüğü kaybetmesi, onun yüzünden olmadı. Zannediyor ki Florida Valisi DeSantis’in yüzde 60 oyla seçilmesi (ki bu ABD ölçüsünde görülmemiş bur orandır) ona bir mesaj değildir.
Biden hükumeti, Trump’ın aday olmasını önlemek için yeni bir soruşturma açıyor. Eğer bu gibi siyasal manevralarla Trump’a daha önce en büyük kozu olan mağdur kartını kazandırmazlarsa, 2024 seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’yi Trump değil, muhtemelen DeSantis temsil edecek demektir.