Trump ve Putin nasıl anlaştı?

Okuduğunuz Yazı
Trump ve Putin nasıl anlaştı?

İçerik

Şimdilik, gündemdeki tüm ana başlıklarda iki lider arasında tam bir fikir birliği sağlandı.

Putin için Kursk bölgesinin ele geçirilmesi, olmazsa olmaz, mutlak bir zorunluluktu. İki liderin telefon görüşmesinin, Rusya’nın Kursk bölgesinde tam hâkimiyet elde etmesi sonrasına denk getirilmesi de tesadüfi değildir. Putin Rusya’nın kırmızı çizgilerini güvence altına alarak hareket ediyor ve anlaşılan süreci zamana yayarak hedeflerine adım adım ulaşıyor. Bunu yaparken Trump’ın gönlünü hoş tutan tavrı da dikkati çekiyor…

ABD Başkanı’nın bir başarı hikâyesine ihtiyacı var. Putin de tüm hamleleri ve söylemleriyle bu fırsatı Trump’a veriyor. Tabii Putin, tecrübeli bir devlet adamı. Zira Trump’ın memnuniyeti, Rusya’nın orta vadede kazanımlar sağlaması ve uzun vadeli planlarını güvence altına alması açısından büyük önem taşıyor.
Görüşmede Moskova, elinde bulunan 175 yaralı esiri teslim etme konusunda iyi niyet göstermeye hazır olduğunu belirtti.

Ancak anlaşma noktaları arasında en dikkati çeken başlık, İran meselesi oldu.

İki liderin görüşmede özellikle üzerinde durduğu meseleler ise şunlardı:

– Barış süreci, enerji ve altyapıya yönelik ateşkesle başlayacak.

– Deniz alanında Karadeniz’de ateşkese yönelik teknik müzakerelere, tam ateşkes ve kalıcı barış süreciyle devam edilecek.

– Orta Doğu’da müzakereler derhâl başlatılacak.

– İran, İsrail’i yok etme kapasitesine asla ulaşmamalıdır.

Görüşmede ayrıca;

Enerji altyapılarına yönelik saldırıların 30 gün boyunca durdurulması konusunda anlaşma sağlandı.

Sonuç ne oldu?

Genel olarak baktığımızda, bu görüşmeden nihai bir barış çıkmadı. Ateşkes meselesinde de sürecin zamana yayıldığı bir yol haritası benimsendi.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, Putin nihai isteklerini almadan nihai barış anlaşmasına imza atmayacaktır. Dolayısıyla bu görüşmeden böyle bir anlaşma çıkmadı. Fakat Putin görüşmede, Trump’ı memnun etmek ve ona bir başarı hikâyesi sunmak için iyi niyet göstermekten de geri durmadı.
30 günlük ateşkes ve esir takası konusunu bu açıdan değerlendirmek gerekiyor.

Bu görüşmeden anladığımız şudur:

Putin şu ana kadar istediğini aldı. Ukrayna konusunda alelacele bir barışa da ihtiyacı yok. O hedeflerine ulaşarak ve kalıcı bir anlaşmayla süreci sağlamlaştırmak istiyor. Putin’in yıllardır dile getirdiği söylemleriyle eylemleri arasında herhangi bir çelişki bulunmuyor. Trump ile yaptığı görüşme de gösteriyor ki, karşımızda acele etmeyen, istediklerini alan, uzun vadeli ve kalıcı bir biçimde süreci şekillendiren bir Putin var.
Bakalım Ukrayna’nın geleceği konusunda Trump ve Putin nasıl bir ortak paydada buluşacak?

Putin, Trump’a manevra alanı tanıyarak aslında ABD ile Avrupa arasındaki hesaplaşmanın seyrini etkilemek istiyor. Bu strateji hayli zekice bir hamle.

Trump’ın nihai hedeflerini iyi bilen Putin, kendi isteklerini almadan nihai anlaşmaya yanaşmayacaktır.

Kendisinden istenilenler kadar, kendi taleplerini de öncelikli hedef hâline getiren Putin, şimdilik sürecin başarılı tarafı gibi görünüyor.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%