Trump’a güldüm
“Bir kişiyi öldürünce idam cezası veriliyor, 5 bin kişiyi öldürünce hiçbir ceza almıyorsun.”
Bu sözleri dün ABD Başkanı Trump sarfetti. Uyuşturucu satıcılarının idam edilmeleri gerektiğini söyledi. Hatta daha da ileri gitti Trump… “Oyun oynamayı bırakma zamanı geldi” dedi. Evet dünyada müthiş bir uyuşturucu oyunu oynanıyor.
Ancak Trump ne yapacak? CIA’yı yönetenleri, Pentagon’daki generalleri mi idam edecek? Haydi gelin daha iyi anlayabilmek için açalım biraz….
Don Pablo Escobar… Dünyanın en büyük uyuşturucu kartelinin başındaki Kolombiyalıydı. Ülkesinde kurduğu uyuşturucu laboratuvarlarından yılda 30 MİLYAR DOLAR kazanıyordu. Hakkında arama kararı çıktığında hükümete “Uzlaşalım. Devletin dış borcunun yarısını ödeyeyim” diye teklifte bulunacak kadar zengindi. Dünyada en büyük servete sahip ilk 10 isim içinde Escobar da vardı.
Kolombiya’da devletin uyuşturucuya karşı başlattığı savaşa karşı koymak için gitti ülkesindeki komünist gerillalarla anlaştı.
Onları servete boğarak devleti yönetenlere karşı suikastlara teşvik etti.
Escobar’ın uyuşturucu trafiğini yönetmek için ilişki kurup işbirliği yaptığı kitle sadece komünist gerillalar değildi.Uyuşturucu Baronu, malını Panama üzerinden Amerika’ya sokuyordu.
Panama ise Amerikalıların ünlü yarbayı North’un kontrolündeydi. Yani aslında Kolombiya üzerinden gelen uyuşturucu CIA’nın kontrolü ve PATRONLUĞU’nda Panama’ya taşınıp buradan ABD’ye sevk ediliyordu. Uyuşturucudan gelen para CIA için önemliydi. Çünkü Nikaragua’da komünist gerillalara karşı verilen destek için ABD yönetimi kongreden yeterli bütçeyi çıkaramıyordu. CIA Nikaragualı komünistleri öldürmek için kullanılacak parayı Escobar’a sağladığı sevkiyat rahatlığından buluyordu. Yarbay North da bu operasyonun başındaydı.Bu anlattıklarımın hiçbiri masal değil.
Tam tersine belgelenmiş, mahkeme kararlarıyla tescillenmiş bir olay. Nitekim North bu operasyon nedeniyle tutuklandı ancak daha sonra serbest bırakılıp “ULUSAL KAHRAMAN” ilan edildi.
CIA Kolombiya’da komünist gerillalarla işbirliği yapan Escobar’ın uyuşturucusunu Panama üzerinden sevk ediyor, kazandığı parayı Nikaragua’daki komünist gerillaların öldürülmesi için kullanıyordu. Karşımızda böylesine hınzır ve sinsi bir ABD vardı.
Şimdi dünyanın en büyük uyuşturucu tarlaları yine Amerika’nın işgal ettiği Afganistan’da bulunuyor. Orada üretilen yüzbinlerce ton uyuşturucu Batı’ya sevk ediliyor. FBI ajanı Paul Williams aHaber’de yaptığımız YazBoz’a demeç vermiş, Amerikan basınında bas bas bağırmıştı.
“CIA dünya uyuşturucu sevkiyatında FETÖ’yü kullanıyor” diye. FETÖ’nün en güçlü olduğu ülkelerden biri de Afganistan’dı.
Ve dahası Afganistan’dan gelen uyuşturucunun İran ve Türkiye ayağında sevkiyat için devreye giren de PKK oluyor. PKK şu anda dünyanın en büyük uyuşturucu karteli. Avrupa’da bu kadar PKKlı ve FETÖ’cünün bağra basılmasının ardında bu var. Uyuşturucudan gelen paralar, Avrupalı siyasetçilere gidiyor, rüşvetle satın alınıyorlar. Escobar da Kolombiya’da siyasileri satın alıyordu.
Yöntemler hep aynı olduğu için Batı başkentlerinde siyaset yapanların PKK ve FETÖ için ağlamaları buradan kaynaklanıyor. Ortada milyarlarca dolarlık bir kanlı havuz sistemi var.
Trump “Uyuşturucu satıcıları idam edilmeli. Oyun bitti” deyince çok güldüm.
Çünkü PKK’nın Kandil’deki elebaşısı Murat Karayılan 16 Şubat’ta Afrin’e geliyor.
Türk uçakları Afrin’e girmekte olan bir konvoyu vurunca Murat Karayılan panik halinde CIA korumasında Haseke’ye kaçırılıp bölgedeki uyuşturucu Baronunun villasında saklanıyor. Bu da gayet normal.
Çünkü dünya uyuşturucu imparatorluğunun tahtında PKK oturuyor. Amerika da bu uyuşturucu karteline Suriye’de KOMUTANLIK yapıyor, başlarına Pentagon’dan generaller atıyor. Sonra da Trump çıkıyor “Uyuşturucu satıcıları idam edilmeli. Oyun bitti” diyor. Bu artık komik olmaktan öte dünya ile dalganın geçildiği bir durum. Çünkü oyun gerçekten bittiyse ilk önce dünya uyuşturucu karteli PKK’ya komutanlık eden ABD’li generallerin yargılanması ve idam edilmesi gerekiyor…
Hadi yargılayın!