Trump’a verilen kitap muhalefete de dağıtılmalı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinde Donald Trump’a verdiği, Amerikan heyeti ve senatörlere de dağıtılan -İletişim Başkanlığı’nın hazırladığı- “Türkiye’nin Terörizmle Mücadelesi” kitabının ayrıntılarında önemli bilgiler yer alıyor. Türkiye’nin terör örgütleri DEAŞ ve PKK ile mücadelesini anlatan kitap, terör örgütü YPG’nin, Abdullah Öcalan’ın talimatı üzerine Kandil’de nasıl kurulduğuna da -ilk kez bu kadar net- açıklık getiriyor.
Türk kamuoyunun yabancı olduğu/olmadığı birçok bilgiyi barındıran kitapçığın muhalefet partilerine dağıtılmasında da fayda var. Zira, Türk Hükümeti’nin DEAŞ terör örgütüne yardım ettiğini düşünen, YPG’ye haksızlık edildiğini sanan “kafası karışık” muhalif aktörler var. Ayrıca, PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yle ittifak yapan/yapmaya hazırlanan partilerin de bu kitabı okuması faydalı olur.
Benim dikkatimi daha çok kitaptaki YPG’nin kuruluş sürecini adım adım anlatan kısım oldu. İlgili bölüm, PKK’nın örgüt modeline yer vererek başlıyor. Kitaba göre PKK, lideri Abdullah Öcalan 1999’da yakalandıktan sonra yeni bir yapılanma sürecine girdi. Örgüt, 2005 yılında oluşturduğu KCK üst yapısıyla bugünkü örgütlenme modelini kurdu. “KCK çatı organizasyonu” Türkiye’de PKK-HPG, Suriye’de PYD-YPG, İran’da PJAK-YRK şeklinde oluştu.
PKK-YPG bağlantısı kitapta şu şekilde izah edilmekte: “KCK Suriye Yapısı, KCK sistemine bağlı olarak 4 ülkenin topraklarında faaliyet gösteren PKK terör örgütünün sözde Batı Kürdistan (Suriye) olarak adlandırılan bölgede faaliyet gösteren alt örgütüdür. Yapının KCK modeline dayalı olduğu görülmektedir; PYD siyasi ve diplomatik boyutunu oluşturmaktadır; halk meclisi ve TEV-DEM (Batı Kürdistan Demokratik Toplum Hareketi) sosyal tabanını oluşturmaktadır. KCK/Suriye Yapısının PKK/KCK ile fikri ve organik bir bağı olduğu gibi silahlı mücadele ve koruma boyutu olan YPG/YPJ’nin de PKK/KCK terör örgütünün silahlı yapısını teşkil eden HPG ile aynı şekilde organik bağları bulunmaktadır.”
“YPG, PKK’nın Suriye’deki silahlı yapılanması PYD’nin silahlı kanadıdır. PYD ise, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın, 16 Şubat 2002 tarihinde avukatları aracılığıyla örgüt yönetimine verdiği talimatın ardından, 17 Ekim 2003 tarihinde kurulmuştur. Silahlı kanadı YPG ise, fiilen 2012 yılında kurulmuştur. PKK/KCK ve PYD/YPG’nin Suriye’deki ortak amacı KCK sistemine bağlı bir konfederatif yapı kurmaktır. Bu amaçla PKK’nın dağ kadrosundan üst düzey KCK yöneticisi pek çok isim Suriye yapılanmasında görevlendirilmiştir. Bu kişiler PKK/KCK’nın Suriye’deki faaliyetlerini yürütmektedir ve PKK/KCK ve PYD/YPG arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Bu kişilerden biri Ferhat Abdi Şahin (Şahin Cilo)’dir.”
“Türkiye’nin Terörizmle Mücadelesi”ni ayrıntılı şekilde anlatan kitabın Amerikalı yetkilileri aydınlatmasını umalım. Ama burada muhalefetin de en az ABD’li yetkililer kadar Türkiye’nin terörizmle mücadelesini anlamaya ihtiyacı var. Nitekim yıllardır hükümeti, DEAŞ’a yardım etmek ve bu örgüte silah göndermekle suçlayan, YPG’yi “anlaşılabilir bir örgüt” olarak gören muhalefet liderleri mevcut. Maalesef FETÖ ve Batı medyasının suçlamaları hâlâ muhalefete hakim durumda. ABD’li yetkililer bile Türk tezlerine yaklaşırken muhalefet neden farklı-uzak dursun?
