Tüm dünya Türkiye’nin ilgi alanı
Cumartesi günü Milli Savunma Bakanlığı’ndaydım.
Bakanlıkta bizi pırıl pırıl askerlerimiz ve subaylarımız karşıladı. Ayyıldızlı bayrağı en yükseğe çıkarmak, onu dünyanın öncüsü yapmak, ezanlar okunan topraklarımızı hiçbir ferdi birbirinden ayırmadan müreffeh hale getirmek için gece gündüz demeden fedakârca çalışıyorlar. Ordumuz, askerimiz güçlü olacak ki ülkemiz, vatandaşımız güvende ve müreffeh olsun! Hepsiyle gurur duyuyoruz. Allah hepsinden razı olsun, ayaklarına taş değmesin!
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 2021 değerlendirme toplantısında detaylarını dünkü Akit’te de okuduğunuz çok önemli bilgiler verdi. Bakan Akar’ın, “Etki alanımız 3 kıta, ilgi alanımız bütün dünya” sözlerini herkes çok iyi anlamalıdır.
Türkiye’de yaşananlar artık Edirne’den Kars’a, İstanbul’dan Ankara’ya kadar olan bizleri değil; Amsterdam’dan Buhara’ya, Togo’dan Londra’ya, Brüksel’den Soçi’ye kadar 3 kıtayı direkt olarak etkiliyor. Türkiye küresel gelişmeleri takip ediyor, onlara gerektiği anda müdahil oluyor ve hem askeri hem stratejik hem fikri yönde etkiliyor.
Şayet bir mevzu Avrupa’yı, Asya’yı, Afrika’yı etkileyecek boyuttaysa orada mutlaka Türkiye oluyor!
Siz TOGG üretiyorsunuz ve Almanya’daki otomobil üreticisi başını kaldırıyor. Siz ATAK üretiyorsunuz ve Pentagon hayretler içinde kalıyor.
6 yılda 33 bin 275 teröristi sınır içinde ve sınır ötesinde kaçtıkları yerde etkisiz hale getiriyorsunuz; bunları eğiten, donatan bazı ülkeler yaptıkları zararı hesaplıyorlar.
Türkiye’de askerlik görevinin 6 aya düşmesi, askerlik görevini 12 ay yapmak isteyenlere asgari ücret düzeyinde maaş verilmesi, er olanların subaylığa kadar yükselebilmesinin önünün açılması birer devrimdir.
Bakan Hulusi Akar tüm dünyayı izleyen, gözleyen ve küresel olayları Türkiye’nin menfaatine çeviren politikaları hayata geçirmekteki başarısıyla Türkiye’nin yerli ve milli gelişimine en büyük katkıyı veren isimlerden biri.
Türkiye’nin son 20 yılda yaptıkları aslında bir netice değil bir başlangıç! Pandemi sonrası sarsılan dünyada yaşanan ekonomik krizlerin ülkemizdeki yansımaları geçecektir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın attığı sağlam temeller meyvesini vermeye devam ediyor, edecek. Şimdi bir kapının önündeyiz ve kapıyı “biz” açarsak, dünyada yeni bir dönemin öncüsü Türkiye olacaktır.
“MUHALEFET NE ÂLEMDE?”
Orası bambaşka bir dünya, ohoooo neler var neler?
Onlar şimdi; “Güçlendirilmiş, geliştirilmiş, önden çekişli, arkadan itişli parlamenter sistem” diyerek tabir-i caizse “avara kasnak” gibi boş bir döngünün içinde milleti oyalıyorlar. “Parlamenter” diyorlar ancak “parlamento” yani “meclis” çok da umurlarında değil!
Her problemin kaynağını “içeride” ve “sistemde” görerek büyük hata yapıyorlar. Ülkenin enerjisini boşa harcıyorlar. Sonuçta muhalefet de ülkemiz için çok önemlidir. Hatayı görmek, uyarmak, toplumun önemli bir bölümünün hassasiyetlerini dile getirmek gibi vazifeleri vardır. Ancak onlar bu vazifeleri bırakmış durumdalar. Askeri, ekonomik, teknolojik, siyasi başarılar gündemlerinde yok!
“DEMİRTAŞ’IN ADAYLIĞINI HDP İSTEMİYOR”
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı hâlâ “gizliliğini” koruyor. Adaylarını “halktan” gizliyorlar, saklıyorlar, söylemiyorlar. Galiba bu aday halkın üstünde bir aday olacak!
Selahattin Demirtaş artık HDP’nin bile istediği bir aday değil; daha doğrusu HDP bir Cumhurbaşkanı adayı göstermeye hevesli değil! Farklı denklemler güdüyorlar ve maalesef Kandil’in ekseninden çıkamıyorlar.
“İYİ PARTİ BİR TÜRLÜ
CHP’YE LAF ANLATAMIYOR”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını İyi Parti istemiyor. İyi Parti kulislerinde onun adaylığını destekleyen bir grup bile yok! Aslında İyi Parti ittifak içinde doğru olanı yapıyor ama CHP’ye bir türlü laf anlatamıyor.
Kemal Bey’in adaylığını CHP’nin tepe yönetimi ve HDP yönetimi kabul etmiş vaziyette! Ekrem İmamoğlu’nun işi zor; çünkü CHP tabanında destek görürken CHP Genel Merkezi’nde destek görmüyor.
“ORTAÇAĞ SAPKINI HAÇLI ARTIKLARI”
“Ortaçağ zihniyeti” lafı tam da kendi üzerlerine “cuk diye” oturuyor.
Ortaçağ dönemi milattan sonra 350 yılında başlar ve 1453 yılında biter! Fatih Sultan Mehmet Han Ortaçağ dönemini bitirip Yeniçağ dönemini açmıştır. Bizans’ın “fonlu” evlatları “Ortaçağ zihniyeti” diyerek kendilerini deşifre ediyorlar.
Ortaçağ zihniyeti dedendir!
Onu da bizim dedemiz yenmiştir, yenmeye devam etmektedir!