Türkiye başkanını arıyor

Hep birlikte olamıyoruz diye çok acılar çektik. Çok seslilik numarası yaparak aramızı açtılar. Elbette tek sesli olmamalıyız; hatta her detayımıza kadar çok sesli, daha çok sesli olmalıyız ama “çok seslilik” numarası yapan emperyalistlerin tuzaklarına karşı da uyanık olmalıyız.

Yalan söylüyorlar, apaçık buz gibi soğuk, keskin ve kanlı yalanlar bunlar. Çok sesli, çok kültürlü, çok ırklı, çok etnik kökenli, çok dinli, çok renkli, çok şöyle çok böyle vs. diye diye çatlaklar yaptılar aramızda. Sonra bu çatlaklara sızarak vesayetler inşa ettiler.

“Devlet ayrı, hükümet ayrı” diye safsatalarla milletin oy verdiği hükümetlerin yetkilerini hiçe saydılar, baskıladılar. Millet ne zaman yetki verip hükümetin devleti yönetmesini talep etse; hükümetler ne zaman devleti yönetmeye, krizleri aşmaya başlasa askeri darbelerle geldiler. Tanklarla, tüfeklerle yeniden devleti gasp ettiler. Milletin emeğini, parasını, toprağını çaldılar.

“Siz halksınız, ne anlarsınız devlet yönetmekten” diye aşağıladılar. TV kanallarında boy gösterip “Bizim istemediğimiz bir şeyin bu ülkede olması mümkün değil, Menderes de çok oy almıştı; sonu ne oldu” dediler. (Türkan Saylan) “İnsancıklara sormayacaksınız gerekiyorsa, zorla çağdaşlaştıracaksınız” dediler. (Nur Vergin) “Laik olmayan insan değildir” dediler. (Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden)

Hiç durmadan saldırdılar; banklara, okullara, namaz kılan çocuklara, milli markalara, yerli üretime, bilime, sanata ve en çok da milli iradenin tecellisi hükümetlere saldırdılar. Sürekli krizlere gebe hükümet sistemleri kurup Türkiye’nin ayaklarına zincir vurdular.

16 Nisan tarihine gelene kadar çok badireler atlattı bu millet. Ne şehitler verdik ne krizlere sabrettik; sonunda 15 Temmuz oldu; en şiddetli halleriyle geldiler ama onu da savurdum ve 16 Nisan’da “Yeter, millet kime oy veriyorsa devlet odur” dedik. Dün, 24 Haziran olarak, yeni ve büyük Türkiye’nin ilk seçilmiş başkanının kim olacağını seçeceğimiz tarih açıklandı.

Bütün yüreğimle söylüyorum ki; adı ve partisi hiç umurumda olmadan halkın seçtiği Türkiye’nin ilk başkanını şevkle ve heyecanla destekliyorum. Biz aramızda tartışacağız; ama bir istismarcı emperyalist ya da işbirlikçisi gelip bizim fikir ayrılıklarımızı istismar etmeye cesaret edemeyecek artık. Bir arada olacağız, rekabet eden hızlı bir ülke olarak yeni ufuklara doğru bütün tuzakların üzerinden atlayarak yolumuza devam edeceğiz…