Türkiye masada güçleniyor
Ukrayna savaşı Şubat ayından beri maalesef hız kesmeden devam ediyor. Savaşın sebep olduğu can kaybı ve maddi yıkım kadar bir diğer ciddi etkisi ise dünyada yol açabileceği küresel gıda krizi. Savaşın ilk günlerinden itibaren gerek ABD gerek AB, Rusya’yı caydırma adına türlü yollar denediler. Rusya’ya ağır yaptırımlar uygulayarak ülkeyi caydırabileceklerini düşündüler. Ancak Rus hükümetinin aldığı tedbirler ve Rus halkının da desteğiyle ruble euro karşısında 7 yılın zirvesine ulaşarak dünyanın en yüksek performans gösteren para birimi oldu.
Tabii ki Rusya da yaptırımlara karşı atağa geçti. Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Rus doğalgaz ithalatçılarının ödemelerini dolar ve euro yerine ruble olarak yapmalarını istedi. Bu kurala uymayan Polonya, Bulgaristan, Hollanda ve Finlandiya gibi ülkelere de gazı kesti.
Ancak gıda krizi çok daha ağır sonuçlar doğurabilir. Enerji konusunda Avrupa Birliği alternatif bulabilir ama küresel ölçekte meydana gelebilecek bir tahıl krizinin telafisi olamaz. Bir başka deyişle, insanlar belki soğuğa dayanabilirler ama açlığa asla. Bu noktada, The Economist dergisinin geçtiğimiz haftalarda çıkan sayısına “Yaklaşan gıda felaketi” manşetini atması çok konuşuldu. Derginin makalesindeki “siyasi huzursuzluk artacak, çocukların gelişimi etkilenecek ve insanlar açlık yaşayacak” şeklindeki değerlendirmesi ülkelerin de yavaş yavaş felaket senaryolarına hazırlanmaya başlandıklarını gösterir nitelikteydi.
Rusya ve Ukrayna, küresel buğday arzının yaklaşık üçte birini sağlıyor. Ukrayna, dünyanın en büyük tahıl ihracatçılarından biri, bunu da ülkenin yaklaşık yüzde 70’inin verimli topraklarla kaplı olmasına borçlu. Savaşın patlak vermesiyle Ukrayna’nın tahıl ihracatı da zora girdi. Ülke, depolarındaki yaklaşık 40 milyon ton tahılın ihraç edilmesi için çözüm aramaya başladı.
Türkiye, savaşın ilk gününden beri Rusya ve Ukrayna arasında bir denge siyaseti izleyerek iki tarafın da barışın sağlanması amacıyla masaya oturması için elinden geleni yapıyor. Antalya ve İstanbul’da bir araya gelen Rus ve Ukraynalı heyetler arasında Türkiye’nin de başarılı diplomatik adımları sayesinde birçok noktada ilerleme kaydedildi. Hatta öyle ki Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuk teklifinde bulunan ülkelerden biri olduğunu belirterek, “Türkiye en başarılısı oldu” dedi.
Küresel gıda krizinin de önlenmesi noktasında da bir kez daha Türkiye öncü oldu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile önemli gündem maddelerini görüşmek üzere Türkiye’ye geldi. İki mesele, görüşmeye damga vurdu. Bunlardan ilki Karadeniz’de tahıl tankerleri için oluşturulacak güvenli koridor açılması, ikincisi ise Türkiye’nin olası Suriye harekâtıydı. Lavrov, Rusya’nın limanları açık tutması konusunda verdiği taahhüdü, Ukrayna’nın limanlardan mayınları temizlemesi koşuluna bağladı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, PKK/YPG terör örgütlerinin ABD ve bazı ülkeler tarafından desteklendiğinin ve Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine karşı çıkmasının temel sebebinin bu durum olduğunun altını çizdi. Lavrov, Rusya’nın Türkiye’nin endişelerini anladığına dikkat çekerek “Türk dostlarımızın, dış güçler tarafından Suriye sınırlarında oluşturulan tehditlerle ilgili hassasiyetlerini dikkate alıyoruz” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu ve Lavrov’un bu görüşmesinden son derece önemli sonuçlar ortaya çıkıyor. Öncelikle, Türkiye’nin küresel boyutta oluşabilecek bir gıda krizinin önüne geçmeye yönelik attığı adımların meyve verdiğini görüyoruz. Bu, Türkiye için yeni bir diplomatik başarı. İkinci önemli mesele ise, Rusya’nın Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirmeyi planladığı olası bir askeri harekât için Türkiye’ye yeşil ışık yakması. Her iki meselede de Türkiye’nin masada güçlenmeye devam ettiğine ve Ukrayna savaşının gidişatına bile etki ettiğini görüyoruz.