TÜRKİYE VE HAVA SAVUNMA

Okuduğunuz Yazı
TÜRKİYE VE HAVA SAVUNMA

İçerik

3. Dünya Savaşı çanları çalarken, yakın coğrafyamızda savaş ve çatışmalar sürüyor. Bu süreçte hava savunma sistemlerinin önemi toplum tarafından daha iyi anlaşılmaya başlandı.
Ülkemizin hava savunma kapasitesi ne durumda?
Gökyüzümüz ne kadar güvende?

Bir zamanlar “Ortadoğu’nun Paris’i” olarak bilinen Beyrut ‘a gökten ölüm yağarken televizyonda konuşan Beyrut Belediye Başkanı, hava savunması olmayan bir ülkenin düşeceği durumu şu sözleriyle özetliyordu :
“İsrail İHA’ları sürekli üzerimizde, artık hiçbir yer güvenli değil.”

Tabii ki burada herkesin aklına şu soru gelecektir :
“Madem öyle neden zamanında Hava Savunma Sistemi (HSS) almamışlar?”

Mevzu “savunma” ise parasını ödeseniz dahi kolay kolay alamayacağınız bazı ürünler vardır. HSS ‘leri de bunların başında gelir.
Küresel sermaye dünyayı kendi çıkarların göre dizayn etmek ister. Ama güçlenen ve bağımsızlaşan her devlet küresel sermayenin hanesine zarar yazar.
Bu zarar, HSS satışından edebileceği muhtemel kazançtan çok daha fazladır.

İşte bu gibi sebeplerden dolayı :
Türkiye, 90’lı yılların sonunda ve 2000’li yılların başında sözde müttefiki ABD’den Patriot HSS satın alma talebinde bulunmasına rağmen, bu talepler reddedildi.
(Yunanistan ise kurnazca bir hamleyle S-300 edinmeyi başarmıştır.)

Halbuki o yıllarda Türkiye ‘nin envanterinde sadece miladını doldurmuş olan 1950-1960 ‘ların teknolojisi MIM-23 ve MIM-14 Nike Hercules HSS ‘leri bulunmaktaydı.
Yani Türkiye hava savunmasını en maliyetli yöntem olan “uçaklarla” sağlamaya mahkum edilmişti.

“Uçaklarla Hava Savunma” ‘nın ciddi dezavantajları bulunmaktadır.
✅Balistik füzelere karşı etkisiz,
✅HSS ‘ne göre geç reaksiyon,
✅Çok daha maliyetli,
✅Büyük güçlere karşı savaşı kaybetme garantili,
Bu yüzden tüm büyük güçler etkin ve yetenekli HSS ‘ne sahiptir.

Vaziyet böyleyken 2011 yılı Türkiye için bir dönüm yılı oldu. Türkiye HSS  satın almaya çalışmaktan bile daha zor bir yolu denemeye karar vermişti.
“Kendi HSS ‘lerini üretmek”
Bu sistemlerin her bir bileşeni ayrı bir teknoloji harikası olduğu için tasarımı çok zordu.
Çünkü HSS içinde radar, füze, iletişim, EH, güdüm, Elektro-Optik, yazılım gibi teknolojilerin her birini en üst seviyede barındırır.
Modern HSS sahibi ülkeler, bu teknolojileri yarım asır önce geliştirip adım adım geliştirmişti. Oysa biz sıfırdan zirveyi hedefliyorduk.

Bu yüzden nispeten daha az karmaşık olan alçak irtifa sistemlerden başlanarak yüksek irtifa sistemlere doğru  uzanacak bir yol haritası belirlendi.
En büyük handikap ise bunun uzun ve zorlu bir yol oluşu ve Türkiye ‘nin acil “Yüksek İrtifa HSS” ihtiyacıydı.

Bu ihtiyaç için de tercihimiz “S-400” HSS olmuştu.
Bu sistem birçok otoriteye göre dünyanın en güçlü HSS ‘lerinden birisiydi. Ayrıca savunma sistemlerinde bağımsızlaşmamızdan rahatsız olan güçlerin başında “Rusya ” gelmiyordu.

Günümüz itibariyle HSS projelerimizin bir çoğu başarıyla tamamlanmış ver seri üretimlerine başlanmıştır. Ancak devam eden projeler de bulunmaktadır.
Size bunları tek tek anlatmak yerine, gelin beraberce hangi tehditlere karşı güvende olduğumuza bakalım.

Orta ve Kısa Menzilli Balistik Füzeler ✅
Orta ve Kısa Menzilli Balistik (3500 km. menzile kadar) füzeler S-400 sistemi tarafından terminal fazında tespit ve imha edilebilir.
Örneğin : Yakın zamanda İran ‘ın İsrail ‘e karşı kullandığı balistik füzeler bu gruptadır.

Uçaklarla Yapılan Hava Saldırıları ✅
Savaş Uçağı gibi hava soluyan hedefler hem S-400, hem de Siper HSS ile tespit ve imha edilebilir.
Örneğin : S-400 hava savunma sistemi aynı anda 300 hedefi tespit edebilir, 80 hedefi takip edebilir ve 32 hedefi imha edebilir.

İHA, Helikopter, Kamikaze Drone, Seyir Füzeleri ✅
Genelde alçak ve orta irtifada uçan bu düşman unsurlarının tamamı envanterimizdeki çeşitli sistemlerle tespit, takip ve imha edilebilir.
Korkut, Sungur, Hisar-A, Hisar-O, Gürz, Burç vb.

Türkiye ‘nin 10 yıl gibi kısa bir sürede 150 km. menzil ve 100.000 feet irtifaya kadar birçok tehdidi berteraf edecek HSS ‘leri geliştirmesi eşsiz bir başarıdır.
Ancak bunların dışında şu an için savunmasız olduğumuz tehditler de mevcuttur. Peki bu tehditler hangileri?

Hipersonik Füzeler ❌
Ne yazık ki hipersonik hızlara ulaşan  füzeleri durdurabilecek bir HSS ‘ne sahip değiliz.
Ama eğer teselli olacaksa, dünyada hiçbir ülkenin bu tür silahlara karşı kesin bir çözümü yok.

Nükleer Başlıklı ICBM ve LRBM ❌
3500 km. den daha fazla menzile sahip Kıtalararası ve Uzun Menzilli Balistik Füzelere karşı ne yazık ki etkin bir HSS ‘ne sahip değiliz.
Daha uzun menzilli balistik füzeleri de durdurabilecek teknolojiler üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.

Ancak tüm otoritelerce kabul görmüş anlayışa göre :
Nükleer tehditlere karşı en güçlü savunma, nükleer saldırı teknolojisine sahip olmaktır. Yani nükleer silah teknolojisi ve binlerce kilometre menzilli balistik füzeler üretmemiz gerekmektedir.

Nükleer teknolojiyle ilgili Cumhurbaşkanımız (2019) :
“Birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var, ama benim elimde olmasın, ben bunu kabul etmiyorum” açıklamasını yapmıştır. Ayrıca Akkuyu Nükleer Santrali bu teknolojiyi elde etme doğrultusunda atılmış önemli bir adımdır.

Kıtalararası ve Uzun Menzilli Füze Teknolojisi ise :
Uzay çalışmalarıyla doğrudan ilişkilidir. Bir füzeyi uzak mesafeye gönderebilmek için, belirli bir yüksekliğe çıkabilmeliyiz.
Bu yılın sonunda uzay sonra roketimizle uzayda 550 km. irtifayı deneyeceğimizi hatırlatalım.<span;>Burada bir ipucu verelim :
Uzayda 1200-1300 km. irtifaya roket göndermeyi başardığımız gün, dünyanın her yerine menzili yetecek balistik füze teknolojisinin de %90 ‘ını elde etmiş olacağız.

Basitçe özetlemek gerekirse :
Hava savunmadaki genel durumumuz tabloda görüldüğü gibidir. Halen eksiklerimiz olsa da, tamamlanması sadece zaman meselesidir. Çünkü son 10 yılda başardıklarımızı, 50 yılda başarabilecek bir ülke bile başarı sayılacaktır.

Günümüzde : Hava Savunma Sistemine sahip olmayan ülkelerin bağımsız olabilmesi imkansızdır.
Çünkü tüm pazarlıkların ve anlaşmazlıkların son aşaması askeri güce bağlanmaktadır. Bu yüzden hava savunmasız ülkelerin tehditlere ve şantajlara maruz kalması kaçınılmazdır.

HSS ihalesinin 2011 yılında yerli firmalarımıza verilmesi, üzerinden daha 1 yıl bile geçmeden düzenlenen MİT kumpası, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi…
Bu zaman akışı tesadüf değildir.
Hava Savunma Sistemlerine sahip olmanın cezası büyük, ödülü ise daha büyüktür.   http://Metehan (@mtkhanX) adlı kişiye göz at: https://x.com/mtkhanX?t=ReHUG9gIU6xhpGlOXG6mXA&s=08

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
ajansturk online