TÜRKİYE’NİN PETROL İLE İMTİHANI

Okuduğunuz Yazı
TÜRKİYE’NİN PETROL İLE İMTİHANI

İçerik

Petrol; kan ve hile ile elde ettikleri sermaye. Para; onlar için Tanrısal bir güç. Hedef; Siyonizm’in “Tek Dünya İmparatorluğu” diğer adıyla “Küresel Kraliyet…” Hedefteki ülke TÜRKİYE! Oysa vatanın asil evlatları durumdan vazife çıkartarak “BÜYÜK TÜRKİYE” yi gün be gün inşa ediyor…

Petrol demek hareket demektir. Hareket demek hayat demektir. Hareketsiz kalmak ölümdür. Haliyle petrolsüz kalmak toplumun yaşam dinamiklerinin ölmesi demektir. Kamyonların,gemilerin, trenlerin,uçakların hareket edememesi, ulaşımın durmasıdır. Ulaşımın durmasının anlamı ise mahsulün tarlada kalması; hastanın hastaneye yetişememesi; işçinin,memurun evinde mahsur kalması ve fabrikaların kapanması demektir.

Türkiye’nin de petrol yatakları noktasında çok zengin alanlara sahip olduğu, her zaman söylenmekte ve çeşitli bilimsel çalışmalar ile doğrulanmaktadır. Ne var ki Osmanlı devletinin son dönemlerinden bu yana ülkemizde tespit edilmiş petrolün çıkartılması hep bir engele takılmış ve küresel sermayenin kontrolü ile sürekli ertelenmiştir.

İşte bunun içindir ki, Türkiye’de büyük petrol şirketleri mecbur olmadıkça, petrol arayıp bulma amacıyla fazla yatırım yapmamakta, petrol bölgelerini ellerine aldıkları arama ruhsatnameleri ile kapattıktan ve böylece TPAO’nun bu yerlerde petrol istihsal etmesi imkanını ortadan kaldırdıktan sonra, petrol arama oyunu oynayarak, oyalama taktiği izlemekte ve her geçen yıl Türkiye’ye milyarlarca liralık ham petrolü satmaya devam etmektedir.

TPAO, sınırlı bütçesine ramen senelerce ülkenin değişik bölgelerinde arama çalışmalarına hız vermiştir. Şüphesiz Ak Parti iktidara geldikten sonra verdiği destek de bu konuda çok önemli bir rol oynamıştır. Örneğin, TPAO’nun bütçesi yılda % 300 arttırılmıştır. Bu sayede 2003’te 21 milyon ve 2005’te de 28 milyon tl petrol arama faaliyetleri için ödenek ayrılmıştır. Bu rakam 2006’da ise 45 milyon tl. ye yükselmiştir. Bu gün ise petrol arama faaliyetleri için ayrılan bütçe 2 milyar doların üzerine çıkmıştır. Bu destekler sayesinde yeni kuyular açılmaktadır.

Örneģin, 2004 yılında Türkiye-Suriye sınır bölgesindeki mayınlı arazinin temizlenerek bu bölgede petrol aranacağı kararı alındı. Mardin’in Nusaybin ilçesindeki yaklaşık 3.5 milyon dönümlük arazide petrol aramaya başlayan TPAO’nun elde ettiği bulgular oldukça şaşırtıcıdır. Bu bölgede açılan kuyulardaki rezerv 87 milyon ton olarak belirlenmiştir. İşin ilginç yanı ise bu alan kısa bir süre önce İsrail tarafından mayınların temizlenmesi karşılığında organik tarım yapmak için kiralanmak istenmişti. TPAO’nun o dönemde bölgede 7 kuyu açtığı, sınırın hemen karşısında Suriye tarafında 100 kuyu faaliyet göstermektedir ve bunlardan günde 600 bin varil petrol çıkarılmaktadır. Bu rakam Türkiye’nin günlük tüketiminin % 80 ini karşılamaktadır.

Ayrıca Mardin’in hemen güneyinde Ceylanpınar, Mardin, Cizre üçgeninde Suudi Arabistan’da çıkan petrol kalitesinde rezervler olduğu bu dönemde tespit edilmiştir. Bu durum sismik ve gravite çalışmaları ile ispat edilmiştir. Tespitlere göre bu bölgeden günde 1 milyon varil kaliteli petrol çıkartılması mümkündür. Bu gerçekleşirse Türkiye sadece kendi ihtiyacını karşılamakla kalmaz, petrol ihraç eden bir ülke haline bile gelebilir. Bu durumda akla bir başka önemli bir soru daha geliyor. Acaba ABD ordusu İkinci Irak Savaşı sırasında bu yüzden mi ısrarla Mardin’e yerleşmek istedi?

Bu manada anlıyoruz ki tam da o bölgede PKK’nın yıllardır huzursuzluk vermesi ve sınır bölgemizde bir PKK devletinin kurulabilmesi adına verdikleri mücadele şimdi çok daha anlamlı bir hal almaktadır. Devletimizin kararlı ve dik duruşu ile Suriye sınır bölgemizde bir tampon bölge oluşturulup, petrol arama ve çıkartma faaliyetleri çok daha güvenli bir şekilde sürmektedir.

TPAO’nun petrol konusunda umut bağladığı bir diğer alan ise Karadeniz ve Doğu Akdeniz sahalarıdır. Son döneme kadar ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına karşın deniz aramaları konusunda son derece kötü bir karnemiz vardı. Petrol arama faaliyetleri için anlaşma yapılan uluslararası petrol şirketleri ne hikmetse milyonlarca dolar harcadığımız bu bölgelerde bir türlü petrol ve doğal gaz bulamıyorlardı. Lakin Ak Parti iktidarının son 3 yılında denizlerimizde petrol-doğal gaz aramaları TPAO bünyesine kazandırılan 3 arama gemisi (Fatih,Yavuz,Kanuni) ve 2 sismik araştırma gemisi ( Barbaros Hayrettin Paşa,Oruç Reis) ile tamamen yerli ve milli olarak yapılmaktadır. Bu arama faaliyetlerinde Karadeniz’de hem yoğun doğal gaz, hem de petrol rezervleri bulunmuştur. Yine Doğu Akdeniz’de yoğun miktarda doğal gaz ve petrol rezervleri olduğu bilinmektedir.

Uluslararası arenada Türk petrolü, artan fiyatlar sayesinde artık çıkartılmaya hazır hale geldi. Türkiye’de petrol var ancak oldukça derinlerde olduğundan ciddi bir maliyeti de beraberinde getiriyor. Bu nedenle petrol varil fiyatlarının yükselmesi ile çıkartılacak petrolün maliyetide karşılanacak bir duruma gelmektedir. İşte bu nedenle çok yakında (2023’e kadar) Anadolu’nun pek çok şehrinden “petrol çıktı” haberleri gelmeye
başlayacaktır.

ÇOK YAKINDA MARDİN, VAN, CİZRE, HAKKARİ, SIVAS, ERZİNCAN, TRAKYA, BATI KARADENİZ, AKDENİZ ve KARADENİZ’de petrol bulunduğuna dair haberleri duyacaksınız.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
93%
Beğendim
7%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Sinan ÖZTEKİN