Türkiye’yi Libya’ya çeviremeyecekler
Türk Lirası salı günü, dolar ve euro karşısında sert bir düşüş yaşadı. “Kara Salı” olarak adlandırılan günün ardından muhalefet “erken seçim” talebini farklı bir seviyeye taşıyarak hükümete düşmanca bir üslupla yüklenmeye başladı.
Ahmet Davutoğlu ve Hasip Kaplan gibi isimler, Cumhur İttifakı’nı “milli güvenlik sorunu” teşkil etmek ve “vatana ihanet” etmekle suçlarken, Selahattin Demirtaş muhalefet partilerini yedi bölgede yedi ortak miting yaparak halkla birlikte derhal seçim istemeye davet etti.
Her ne kadar bugün muhalefet “Tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur” mantığıyla hareket etse de, Türk Lirası’nın bir gün içinde yaşadığı bu sert değer kaybını ülke içinde ve dışında yaşanan gelişmelerden bağımsız değerlendiremeyiz.
“Dış mihraklar”
Türkiye’nin “Ekonomik Kurtuluş Savaşı” verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ülkemizi eskiden hep yaptıkları gibi denklemin dışına itmek isteyenlerin kur, faiz ve fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyoruz” sözleri büyük önem teşkil ediyor.
Her fırsatta “dış mihraklar” argümanına burun kıvıran muhalefetin Türkiye’nin dünya sahnesinde oyun kurucu ve bozucu pozisyona ulaştıktan sonra dış güçlerin ülkenin sürekli iç işlerine karıştığını fark etmemesi imkansız.
Joe Biden’ın göreve gelmeden önce verdiği bir demeçte, “Erdoğan’ı darbeyle değil seçimle devireceğim, muhalefete destek vereceğim” sözleri çok tartışılmıştı. Bir önceki ABD Başkanı Donald Trump’ın “Türkiye’nin ekonomisini mahvederim” açıklaması yine büyük tepkiye yol açmıştı. 10 ülkenin büyükelçisinin birleşip Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını talep etmeleri ise bardağı taşıran son damla olmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan kararlı duruşuyla söz konusu ülkelere geri adım attırmıştı.
Kara olan ‘Salı’lar değil
Bugün 15 Temmuz darbe girişimini başarısızlığa uğratmış, Doğu Akdeniz’de hak ve çıkarlarını savunan, dünyaya ürettiği SİHA’ları satan, Libya’da nüfuzunu arttıran, Fransız basınında bile “Afrika kıtasının fatihi” olarak anılan, Dağlık Karabağ zaferinde anahtar rol oynamış, Suriye’de gerçekleştirdiği başarılı askeri harekatlarla teröre karşı başarılı bir mücadele veren, “Dünya 5’ten büyüktür” sözüyle sadece kendi bölgesinde değil dünya çapında güce ulaşmış bir Türkiye var.
Libya’nın öldürülen eski Devlet Başkanı Muammer Kaddafi, Amerikan Doları ve euronun hâkimiyetini sona erdirmek için altın dinarına dayalı ortak bir Afrika para birimi oluşturma kararı almıştı. Yıllar sonra basına sızan bir Amerikan belgesinde, 2011 yılında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Libya’ya müdahale emrini vermesindeki en önemli nedenin Kaddafi’nin bu projesinin Fransa’nın çıkarlarına zarar vereceğini düşünmesi olduğu öğrenildi.
O zaman bugün şunu açıkça söyleyebiliriz: Kara olan ‘Salı’lar değil, kara olan vatanı Libya’ya çevirmek isteyen güçler ve onların içteki işbirlikçilerinin ihanetidir. Erdoğan’a Kaddafi’nin kaderini yaşatmak isteyenler hüsrana uğrayacaklar. Ok yaydan çıktı artık.
Asla ve kat’a diz çökmeyeceğiz.