TÜSİAD’ın kayyum mesajı kime?
Türkiye’nin zenginler kulübü TÜSİAD’ın Başkanı Orhan Turan’a göre belediyelere Kayyum atanması yanlış bir karar. Turan “Yerel bilgi ve tecrübeyi harekete geçirmek Türkiye’yi bölmez. Milletin oyuyla seçilmesi gereken pozisyonlara atama yapılması ya da seçilmiş vekillerin Meclis’te yer almamasıyla milli irade korunmaz” diyor!
TÜSİAD ortada bir kayyum ataması yokken neden böyle bir açıklama yapma gereği duydu acaba? Yakında çıkar kokusu..
Hadi bunu geçelim… 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45 ve 46.maddelerini ne yapacağız? Kanunda açıkça “Belediye Başkanı terör ve terör örgütüne yardım yataklıktan alındıysa Kayyum dışında bir seçenek yok” denilmiş.
TÜSİAD Başkanı “Milli irade kayyum atanarak korunmaz” diyor ancak milli iradenin nasıl korunacağına dair bir öneride de bulunmuyor. Sanıyorum TÜSİAD yönetiminin İçişleri Bakanlığı tarafından 18 Mart 2019’da yayınlanan “Belediyelerdeki Kayyum Sistemi ve Mevcut Durum Raporu’ndan” haberi yok.
O raporda 2014 -2019 arası HDP’li belediyelerde terör örgütünün neler yaptığı en ince detaylarına kadar anlatılmış, görsellerle belgelenmiş. Rapor hala bakanlığın sitesinde duruyor. Merak edenler için kısa bir özetini aktaralım.
* Cevizli Jandarma Karakolu’na düzenlenen ve iki askerin şehit olduğu, bir vatandaşın yaşamını yitirdiği ve 16’sı sivil 40 kişinin yaralandığı saldırıda kullanılan 8 ton bomba yüklü kamyon Mardin Mazıdağı Belediyesi’ne ait… Bu saldırıyı gerçekleştiren teröristlerin Mardin Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı İlaçlama Birimi’ne ait bir araçla olay yerinden kaçtığı tespit edildi.
* Şırnak’ın Cizre ilçesinde, Çevik Kuvvet Grup Amirliği’ne düzenlenen ve 12 polisin şehit olduğu, 86 kişinin yaralandığı 10 ton patlayıcı yüklü araçla gerçekleştirilen bombalı saldırıda, Şırnak Belediyesi’ne ait hafriyat kamyonu kullanıldı.
* Van Büyükşehir Belediyesi’ne ait üç araçta yapılan kontrolde de eyleme giden terör örgütü mensupları molotofkokteyli ile yakalandı. Van Büyükşehir Belediyesi’ne ait kamyonda patlayıcı yapımında kullanılan yüklü miktarda amonyum nitrat ele geçirildi.
* Bitlis/Güroymak, Bitlis/Hizan, Bitlis/Yolalan, Iğdır/Hoşhaber belediyeleri tarafından belediye araçlarıyla terör örgütünün kırsal kadrosuna silah taşındı.
* Silopi ilçesinde mahallelere girmesini engellemek için belediyeye ait iş makineleriyle hendek kazıldı.
* Terör örgütü mensupları ve yakınları belediyelerde istihdam edildi. Bunlardan birçoğu belediyeye ya hiç gelmedi ya da göstermelik olarak günde bir iki saat belediyeye uğradı.
* Teröristlerin cenazeleri için sözde “temsil ağırlama ödeneğinden” yardım yapıldı.
* Doğrudan temin sınırında kalınarak, örgüte müzahir firmalara ihale verildi.
* Örgüte mesafeli duran mahallelerin temizlik vb. ihtiyaçları ihmal edildi. Vatandaş kasıtlı olarak mağdur edildi.
* Terör örgütüne destek veren şahısların imara aykırı her türlü yapılaşmalarına müsaade edildi.
* Örgüte yakın firmalara ödeme için, kağıt üzerinde aşırı yakıt tüketimi gösterildi.
* İş makineleri ile örgüte müzahir yerleşim yerleri ve terör kamplarına alternatif yol yapım çalışmaları yapıldı.
* Sosyal belediyecilik faaliyeti adı altında terör eylemlerinde öldürülen PKK/KCK’lıların yakınlarına iş imkanı sağlandı.
Bunlar 2014-2019 döneminde yaşananlar. Daha bunun 2019-2024 kısmı var.
TÜSİAD’ın önerisi devletin tüm bunlara göz yumması değildir herhalde?
TÜSİAD Başkanı “Yerel bilgi ve tecrübeyi harekete geçirmek Türkiye’yi bölmez” derken haklı. Ancak bu belediyelerde harekete geçirilen de harekete geçen de sanki başka bir şey.
Sizce de öyle değil mi?