Ulusal ve küresel ayak oyunları!
Afganistan’da çatışmalar ne vakit artsa Türkiye üzerinden geçirilmeye çalışılan uyuşturucu madde oranı da artıyor. Irak ile Türkiye yakınlaştığı andan itibaren “Pazar yerinde patlama” haberleri ana haber bültenlerinin baş konusu oluyor. 100 milyon uyuşturucu hap Türkiye’de yakalandıysa ülkeye gelene kadar sadece 2500’ü ele geçirilmiş oluyor. Hapların menşei ülkesi Avrupa!
“Küresel ayak oyunları” başlıyor ve hesap Müslümanlar üzerinden kesilmeye çalışılıyor; kesiliyor da! Küresel baronların bu ahval ve şerait içinde beklemediği gelişme Türkiye’nin uyanışı ve “Dünya 5’ten büyüktür” sözünün etki alanını yayması oldu.
Türkiye güçlenmiş olmasaydı bunları konuşuyor olmazdık. 28 ŞUBAT öncesi -sonrası rahmetli NECMETTİN ERBAKAN ile başlayan bir “ruh” var. Bu “ruhun” elbisesi 15 Temmuz gecesidir. Türkiye “Batı’nın pazarı” olmaktan çıkıp pazarlardaki “rakibi” olmaya başladığı için küresel ayak oyunlarını görebiliyoruz. Yakın tarihe kadar Şam’ın, Bağdat’ın, Kahire’nin, Mekke’nin “valileri”nin İstanbul’dan atandığını unutmayın.
Önemli bir kaynağımdan edindiğim bilgileri satır aralarında paylaşıyorum, her şey çok net.
Kanlı soytarıların uluslararası arenada köşe kaptığı yerlerde bizim liderimizin “güçlü” oluşu bazı oyunları bozuyor. Küresel anlamda eksiğimiz; Recep Tayyip Erdoğan kalibresinde liderlerin olmayışı ve içerideki muhalefetin evrensel soytarılara çanak tutması, hatta onların tayin ettiği adamlar olmaları!
Ulusal ayak oyunları çeviren FETÖ mensupları ABD destekli darbe girişimi başarısız olunca bu oyunlarını uluslararası mevzu yapmak ve PKK-PYD’yi eğitmek üzere Ankara’dan kaçıp Kandil’e gittiler; bu kesinlikle böyle! “Üniformalı askerimiz” diye bildiğimiz “sızıntı ucubenin” içinde beraber çalışmalarına rağmen birbirlerinin FETÖ’cü olduğunu bilmeyenler vardı. “Albayım sen de mi bizdendin?” diyalogları Kandil’in mağaralarında yankılandı.
Şimdi bizler global ayak oyunlarına odaklanmışken birileri hedef şaşırtıyor. Mesela Suriyelilerin suç işleme oranı Türkiye ortalamasının altında iken nasıl oluyor da suçun kaynağı onlarmış algısı yayılıyor? Bir de Suriyelilere “devlet maaşı” safsatası var. Bugüne kadar tek kuruş maaş verildiğini görmedim.
Seçimlere bir ay kala “YENİ PARTİ KURULACAK” haberlerinin çoğalması “hedef şaşırtmaya” örnektir.
Yeni parti tartışmaları “küresel ayaktan” bağımsız mı sizce? Bu süreçte ismi geçmesine rağmen ses çıkarmayanlar ne yapıyor? Bir yerde isim geçiyor ama ses çıkmıyorsa planlara “razı olunuyor” demektir.
Vatandaşların taleplerini kirleten örgütler var. Mesela “EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR” diye bir grup çıktı. Bu taleptir, vatandaş hakkını isteyebilir. Ancak bu talepleri terör örgütleri adeta 28 Şubatvâri tekniklerle kirletiyorlar. Dün yerden bitmiş gibi Fadime Şahin’i ve adı sanı bilinmeyen grupları ortaya çıkaranlarla bugün EYT’lileri kendilerine siyasi bayrak edinenler aynı kaynağın suyunu içiyor. EYT taleplerini suçlamıyorum; araya karışanlar var, diyorum!
Türkiye küresel oyunları görebilen yegâne ülkedir ve bu bile başlı başına önemlidir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı’nın “BEKÂ MESELESİ” dediği mevzu tam olarak budur.
ABDURRAHMAN DİLİPAK ağabeyin dile getirdiği “kenevir” konusu yine global oyunların parçasıdır ve bunlar işte şimdi bozulabilmektedir.
4 yazıdan alıntı yaparak mevzuyu tamamlayalım:
Milliyet’te Mehmet Soysal: “Gelişmiş ülkelerde güç ve iktidara sahip olmak için global oyunlar oynanıyor ve oyunculara da sahipler.”
Sabah’ta Mehmet Barlas: “Avrupa için Mısır’ın idam bağımlısı Sisi’si veya Amerika için Suudi Arabistan’ın cinayet azmettiricisi veliahdı Muhammed bin Salman, en değerli kişilermiş… Meğer yükselen değerler balonmuş.”
Ülke Tv Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk: “Dün içimizdeki 28 Şubatçıları püskürttük, şimdi küresel 28 Şubatçıları… Ne yazık ki hem sömürge geçmişi olduğu için hem de “dirayetli” liderlerin eksikliği nedeniyle Küresel 28 Şubatçılara karşı şu anda İslam dünyasında belirgin bir direnç yok. Türkiye başından bu yana istisnai bir ülke.”
Yeni Şafak’ta İbrahim Karagül: “Batı’nın terörle mücadele çağı tamamen İslam’la mücadele çağıdır. Müslüman orta kuşak yeniden Batı denetimine girmeden onlar için yeni bir küresel hâkimiyet söz konusu olmayacaktır. Belki dört yüz yıldır ilk kez bu hâkimiyeti kaybetmekle yüz yüze kaldılar.”
Evet kıymetli dostlar, “ulusal ve uluslararası ayak oyunları” devam ediyor; ancak bir fark var. Bu sefer karşılarında halkın iktidarı olan Türkiye ve küresel işgalcilerin farkında olan millet var.
İçerideki tankları durduran Türkiye’nin muazzam iradesi, dışarıdaki tankları da durduracaktır. “Bekâ meselesi” sözünü yabana atarsak küresel soytarıların yeni kuklaları olmaktan kaçamayız!