UNUTMA FETÖ PDY, BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR

Okuduğunuz Yazı
UNUTMA FETÖ PDY, BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR

İçerik

Uzunca bir süredir Türkiye’nin gündeminde olan Fetullahçı Terör Örgütü 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte dünya gündemine de hızlı bir giriş yapmış ve hala gündemde ki yerini korumaktadır. On yıllardır farklı isim,metot ve simalarla faaliyetlerini sürdüren ve nihai oyuna hazırlanan Fetö, 1990’lardan beri yurt dışında da yoğun bir faaliyet gösteren bur örgüttür. Bu faaliyetleri gerçekleştirirken, Fetö elemanları,örgütü tanımlarken her fırsatta ve ısrarla “Camia,Hizmet hareketi, Gönüllüler hareketi” gibi ifadeler kullanmayı tercih etmişler ve içinde “Örgüt,Yapılanma” gibi kelimelerin yer aldığı ifadelerden kaçınmışlardır. Bu durum bile elemanların ne kadar titiz bir şekilde yetiştirildiklerinin örnekleridir.

Fetö’nün iyi anlaşılması ve anlatılması sadece Türkiye sınırları içerisinde örgütün hedefi haline gelen milyonlarca TC vatandaşı için değil örgütün faaliyet gösterdiği tüm ülkeler içinde hayati önem arz etmektedir. Bu çabada araştırmacıların önündeki en büyük zorluk örgütün ontolojisinin gizlilik ve takiye üzerine kurulmasıdır. Bir istihbarat örgütünü aratmayacak gizlilik ve takiyeyi bir sızma ve ele geçirme stratejisi olarak kullanan Fetö, gizledikleri ve açığa vurduklarıyla faaliyet gösterdikleri her yerde tehlike arz etmektedir.

Çelişkilerle dolu tarihinde Türkiye’nin hemen hemen tüm kırılma noktalarından güçlenerek çıkan Fetö,kompleks yapısı, adam kazanma stratejileri,şantaj ve tehdit içeren yaklaşımları,uluslararası bağlantıları,militanlarının adanmışlıkları ve konjektürün de yardımıyla Türkiye’de bir çok sektörü domine eden bir örgüte dönüşmüştür.

Fetö’nün lideri Fetullah Gülen kendisiyle ruhsal mücadele halinde psikolojik çalkantılar yaşayan; bununla birlikte kurduğu örgütü mitler,batıni hikayeler ve psikolojik yönlendirmelerle idare eden bir kişiliktir. Birçok mesiyanik harekette olduğu gibi Gülen’de herkesi şaşırtacak ve hatta gerektiğinde kurulu dini tahrif edecek hareket, fetva ve yönlendirmelerden kaçınmamış ve bu “sapkınlığı” yla ana akım İslami hareketlerden net bir şekilde ayrılmıştır. Fetö’nün Haşhaşilik, New Age ve Opus Dei gibi yapılarla benzerliği araştırıldığında ne kadar tehlikeli bir yapıda olduğu daha da net görülmektedir.

Fetullah Gülen’i salt dini bir lider, Fetö’yü de yanlızca dini bir hareket olarak değerlendirmek oldukça yanlıştır. Örgütün gizlilik ve takiye üzerine kurulu yapısı bu tür değerlendirmeleri yaygın kılmıştır. 17-25 Aralık 2013 sonrasındaki dönemde ve özellikle 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından örgütün soyasi emelleri olan, istihbarat teşkilatlarıyla bağlantılı, uluslararası suç şebekesine sahip ve adanmışlıklarıyla DEAŞ militanlarına taş çılartacak bir yapı olduğu net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Diğer bir ifadeyle Fetö’yü sosyal veya dini bir hareket olarak değerlendirmek en azından yapının böbürlendiği kompleks ağın göz ardı edilmesi anlamına gelmektedir. Türkiye’de artık bu değerlendirmelerin rafa kaldırılması bir 15 Temmuz gerçekliğidir. Fakat yurt dışında örgütü tanımayan veya tanımak istemeyen,hala bu yapıdan siyasi fayda umanların, Fetö’nün yapısına dair kanıtlanan gerçekleri göz ardı edebildiği görülmektedir. Bu durum Fetö ile ilişki halinde olan devletlerin net bir şekilde deşifre olması bakımından önem teşkil etmiştir.

Gizlilik üzerine kurulu her harekette olduğu gibi Fetö’nün incelenmesinde de bir çok zorluk vardır. Yine de 7 Şubat 2012’deki MİT krizi, 17-25 Aralık ve nihayetinde 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte örgüt kendisini, işleyişini, siyasi emel ve bağlantılarını kısacası senelerce korudukları gizlilik üzerine kurulu yapılarını afişe etmiştir. Bu da bize her terör örgütünün eninde sonunda bir son kullanma tarihi olduğunu bir kez daha göstermektedir.

Fetö’nün yok edilebilme sürecinde elemanların itirafları,tutanaklar ve kamuoyuna mal olan bilgiler örgütün anlaşılmasında önemli etkenler olmuştur. Fetö’nün daha iyi anlaşılmasını sağlayacak örgütsel kronoloji ve örgütün hiyerarşik yapısı da ortaya çıkartılmıştır. Örgütün küçük ve yerel bir yapılanmadan uluslararası bir suç şebekesine dönüşümünde finansal genişleme ve stratejilerin ne kadar önemli olduğu, aynı şekilde bu genişlemede kritik rol oynayan adam kazanma metotlarıda deşifre olmuştur. Fetö dediğimiz zaman birçok ülkede binlerce militanıyla operasyon yürüten bir yapıdan bahsetmekteyiz. Bu sebeple örgütün uluslararası boyutları ve medya üzerinden yürüttükleri propoganda faaliyetlerini de gördüğümüzde, ne kadar büyük ve tehlike bir yapı olduğunu da anlayabiliriz.

Çok daha derin meselelere girerek Fetö’nün yerel bir grup olmaktan çıkıp NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip ve büyüme rakamlarıyla zirvede yer alan Türkiye gibi bir ülkede darbe girişiminde bulunacak bir örgüt seviyesine nasıl ulaştığı irdelenmelidir. Bunun için örgütün üç kritik kurum olan emniyet, ordu ve yargıdaki yapılanmalarının birbirini tamamlayan sızma,yayılma ve ele geçirme stratejileri için nasıl kullanıldığı sorusuna cevaplar bulunmalıdır. Fetö’nün tehdit,şantaj, iddianameler,soru hırsızlığı ve personel dairelerini zapt etme metodlarıyla kritik devlet kurumlarını ele geçirmesinin örgütü devlet içerisinde bir paralel yapılanmaya çevirmesi daha da iyi anlaşılacaktır.

Ayrıca Fetö’nün zihinsel kodlarına inilerek “cemaat” ten bir terör şebekesine dönüşmesinde örgütün zihinsel dünyası ortaya çıkartılamlıdır. Bu noktada Fetullahçı Makyavelizm ve Fetullah Gülen kültü etrafında toplanan ve kendilerine kozmik bir değer atfeden Fetö’nün mesiyanik düşünceleri uzmanlar tarafından ön plana çıkartılarak kamuoyuna anlatılmalıdır.

Şu unutulmamalıdır; Fetö birçok özelliğiyle nevi şahsına münhasır bir hareket olsa da nihayetinde beslendiği ortak mesiyanizm havuzu sebebiyle başka örgütlere de benzemektedir. Bu yapısı ile Türkiye dışında etkinliğini sürdürmektedir. Bu ve buna benzer yapıların ülkemiz bekasına zarar verememeleri için her daim uyanık olmamız ve asla mücadeleden ödün vermememiz şarttır.

Yararlanılan kaynak Fetö’nün Anatomisi
Enes Bayraklı
Ufuk Ulutaş

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Sinan ÖZTEKİN