Utanmaz yüzler
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşurken bir ifade kullandı:
‘Bugün yaşadıklarımız, son bin yılın bir özetidir.”
Aynen öyle. Hep birlikte yaşıyor ve gelişmelere şahit oluyoruz. Maskeler düştü, herkesin gerçek yüzü artık daha iyi görülüyor.
Yunanistan sınırımızda bir insanlık dramı var. Bütün dünyanın gözleri önünde ve canlı yayınlar yapılarak gerçekleştiriliyor. Savaştan kaçan, daha iyi bir hayat yaşamak için umuda yolculuk yapan insanlar, öldürülüyor orada. Kundaktaki bebeklerin üzerine gaz bombaları atılıyor.
Yıllar boyunca insan hakları nutukları atanlar da Yunanistan’a destek veriyor. Ünlü Seyyah Evliya Çelebi, halen yaşıyor olsa, geçmiş tecrübelerinden de yola çıkarak, herhalde şöyle derdi:
“Avrupa, Avrupa dedikleri bir tükenmez söz ile bir utanmaz yüz imiş!”
Gerçekten hiç utanma yok bunlarda. Çünkü yüzlerce yıldır böyle gördüler, böyle yaşadılar. “Biz” ve “ötekiler” diye bakıyorlar dünyaya. Papalığın yıllarca önce verdiği talimat işlemiş genlerine:
“Türkler, ya Hristiyanlaştırılmalı ya da Orta Asya’ya sürülmelidir. Direnenler ise kılıçtan geçirilmelidir.”
“Türk” ifadesiyle bütün Müslümanları kastettiler. İslam Dünyasına da hep bu gözle baktılar.
T.C. Başkanı Erdoğan, durup dururken bugün İdlib’de yaşananların Ruanda ve Bosna katliamlarının bir devamı olduğunu söylemedi!
***
Bilinçaltlarının dışa vurumunu her vesileyle görüyoruz. Suriye son derece çarpıcı bir laboratuvar. Bir gün YPG ve PKK olarak ABD karşımıza çıkıyor; bir başka gün kanlı Esed Rejiminin destekçisi olarak Rusya ile karşılaşıyoruz. Fransa ve Almanya gibi aktörlerin de farkı yok. Menfaatleri birbirleriyle çatışsa da zihniyetleri aynı.
Hepsi şaşı bakıyor bu tarafa doğru…
Zaman zaman bizimle birlikte hareket etseler de taktik sebepler gereği!
Rusya’nın son yaptığı ortada: Rus Savunma Bakanlığı, Esed Rejiminin bırakıp kaçtığı Serakib’e “güvenliği sağlamak için” askeri polis sevk ettiklerini açıkladı.
Ne güvenliği?..
İnsan mı kaldı orada? Rus destekli Esed Rejimi, vura vura hepsini sürdü. İşgal etti, ama nihayetinde kendisi de bırakıp kaçmak zorunda kaldı. Suriye Milli Ordusu içeri girince, Esed’in zafiyetini kapatmak için Ruslar harekete geçti.
Çarlık döneminden ve Sovyetler Birliği’nden bu yana Rus oyunları hep aynı! Yeni değil, biz millet olarak yüzyıllardır yaşıyoruz bunları.
***
Ne yaptılar Bosna’da?..
Önce herkesten silahları toplayıp, sonra Hırvat ve Sırpları donattılar. Alt yapısını oluşturdukları soykırımı ellerini ovuşturarak seyrettiler. Boşnaklar kendilerini toplayıp Hırvatlarla anlaşarak Sırpların Başkenti Banya Luka’ya doğru harekete geçince de “insanlık” maskesi takarak müdahale ettiler. Canileri kurtardılar. Sonra da Dayton’da tehdit ve küfürler altında kendi hazırladıkları anlaşmayı imzalattılar.
Bugün de aynı oyunu oynamaya çalışıyorlar Suriye’de.
Bahçeli, “Bin yılın özeti” derken, işte bunları kastediyor!
Biz de bozmaya çalışıyoruz bu oyunu. Planları tersine çevirmek, hesapları boşa çıkarmak için oradayız. “Ne işimiz var İdlib’te” diyenler, görmezler mi bütün bunları?