Üzülmeyip de ne yapsınlar?

Okuduğunuz Yazı
Üzülmeyip de ne yapsınlar?

İçerik

Bir dönem “enflasyon canavarı” vardı, siyasilerin tepesinde kılıç gibi tuttukları.

AK Parti’li yıllarda enflasyonun gücü kırılınca yerini “cari açık” canavarı aldı.

Enflasyon canavarından sonra memleketim ekonomistlerinin dört elle sarıldığı, dilden hiç düşürmedikleri kavramlardan biri oluvermişti “cari açık”.

Ekonomiye merak salanların, televizyon izlemeye yeni başlayan bebelerin ilk duyduğu da bu kavramdı.

Siyaseti son 20 yıldır bu silahla kontrol etmeye çalıştılar.

Türkiye’yi vurmak için her seferinde ülkenin bu yumuşak karnını seçtiler.

İktidara geldiği günden itibaren Erdoğan önce dışa bağımlılığı bitirmeye çalıştı, IMF’yi defetti.

Ancak ekonomide dışa bağımlılık öyle kolayca üstesinden gelinecek bir sorun değil.

Üretim ekonomisine sahip olmanın yanı sıra en büyük dışa bağımlılık kalemini oluşturan enerji sorununa da çözüm bulmak gerekiyordu.

Elbette, bir ülke zengin enerji kaynaklarına sahip değilse farklı çözümlere yönelmek zorunda. Peki ya o zengin enerji kaynaklarına aslında sahipsek ve bundan habersizsek ne yapmalıyız?

İşe enerji yataklarını araştıracak teknolojiyi üretmekten veya edinmekle işe başlamaktan geçiyordu ki, Türkiye de böyle yaptı.

Yabancı devletlerin veya şirketlerin bizim için enerji arayıp bulması zaten komik olurdu biraz.

Modern araştırma-sondaj gemilerine sahip olduktan sonra enerji kaynaklarına ulaşmamız bu açıdan son derece normal.

Kabul edelim, yeni başladık bu işe ve Karadeniz’deki araştırmalar sonuç verdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde Berat Albayrak’ın bu işe baş koyması oldukça önemliydi. Bu yüzden büyük saldırıların hedefi oldu. Neyse ki, ilk keşif büyük oldu. Yeni enerji yataklarının keşif haberleri de artık peşi sıra gelecek.

Türkiye, bu keşifle yeni bir döneme girdi. Enerji de dışa bağımlılığa son verecek, “cari açık” canavarını tarihe gömecek bir gelişme bu.

Sevinenler var, sevinmeyenler var. Küçük siyasi çıkarlarının penceresinden bakanlar, bu keşfi küçüksemek için şimdiden kolları sıvadı bile. Türkiye’nin enerji keşfinin ne kadar önemsiz olduğunu millete anlatmaya çalışıyorlar.

İyi yönetilmeyen bir ülke hangi zengin kaynağa sahip olursa olsun boş elbet. Cumhuriyet boyunca Türkiye’nin de hikayesi bu değil mi zaten?

Fakat Erdoğan liderliğinde 18 yıl gibi kısa bir sürede yakalanan kalkınma ivmesi, başarılı yönetimlerin, Türkiye’yi dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline getireceğini de kanıtlamış durumda.

Batılı güçlerin sözcülüğünü yapmaktan öteye geçemeyen muhalefetin asıl korkusu da bu! Siyaseti kontrol altında tutup dizayn ettikleri, milleti korkutup hizaya çektikleri en büyük kozları ellerinden çıkıyor. Türkiye’yi göbekten Batı’ya bağımlı kılan, köle yapan ipler kopuyor. Üzülmeyip de ne yapsınlar?

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ