VAHŞİ BATI!
VAHŞİ BATI, FRANSA’DA YAŞANANLARA NEDEN FRANSIZ KALIYOR…!
Avrupa’da işler karışıyor…
Fransa kaynıyor, Paris yanıyor…
Rüzgârın etkisiyle havalanan sarı yelekler Avrupa semalarında uçuşuyor…
Uçuşan yeleklerin bir kısmı Belçika’ya düştü, bir kısmı Hollanda’ya… Daha nerelere düşer bilinmez…
Talihlilerden biri Yunanistan, Atina’da fokurdamaya başladı…
Bütün dünya şaşkınlık ve sessizlikle olanları seyrediyor…
Sevindim mi asla, üzüldüm mü asla…
Ne demiş atalar çalma kapımı çalarlar kapını…
Nasıl Başladı, Neden Fransa?
Geçmişten gelen ihtilalci karakterinin yansıması mıdır bilinmez ancak Fransa halkı bu tür gösterileri ve ayaklanmaları Avrupa’da en sık yaşayan ülke konumunda. Keza 27 Ekim 2005’de iki göçmen gencin polisten kaçarken sığındıkları elektrik trafosunda çarpılarak yaşamlarını yitirmeleri sonucu başlayan olaylar giderek tüm ülkeye yayıldı ve günlerce sürdü. Üstelik enteresandır kontrolden çıkan olaylar bugün olduğu gibi ilk Belçika’ya sıçramıştı.
Yine yakın zamanda 30 Mayıs 2017 de kamyoncular greve gitti ve bugünkü gibi olmasa da tırmanan olaylar büyüdü ve kontrolden çıkma noktasına geldi. Emperyalist sistem yıllardır kanlarını emdiği halde tüm Avrupa halkı bugüne kadar mışıl mışıl uyudu ve halen uyumaya da devam ediyor. Bu aymazlığa zaman zaman aykırı davranış sergileyen bir tek Fransız halkı oldu. Onların bu tepkilerinin nedenini geçmişten gelen ihtilalci karakterlerine bağlamak doğru bir mantık olur. Ancak bu özelliğinden dolayı Fransız halkı da kullanılmaya, manipülasyona çok elverişli bir kitle konumuna geldi.
Tilki Aynı Tilki…;
Olaylarla ilgili yapılan değerlendirmelerde genellikle olayları çıkaran ve perde arkasında yönlendiren bir dış güç arandı. Bu tür değerlendirmeler doğru ancak eksik bir değerlendirmeydi. Çünkü Fransa’da olaylar, iktidarı ve akaryakıt zamlarını protesto etmek için toplanan kitlelerin protestolarıyla doğaçlama başlamıştı. Ancak sonrasında olaylar, gökte aradığını yerde bulan Amerika tarafından manipüle edildi ve kontrolsüz başlayan gösteriler bir anda kontrollü gösterilere dönüştü.
Soros devredeydi… Tıpkı gezi olaylarında olduğu gibi bildik taktikler uygulanıyordu. Üniforma sarı yelek, maskeli yüzler, simge oturan insanlar, düşünen kız, figür polislere güller atan göstericiler ve sonuçta ne istediğini bilmez sadece kıran döken kitleler…
Provokasyonun nedenleri…?
Avrupa da gösterileri provoke eden ve olayları tüm Avrupa’ya yaymaya çalışan Amerika, bu sinsi desteği dört ana nedenden vermekte. Bu nedenler sırasıyla; Kaşıkçı olayı, İstanbul Zirvesi, İran ambargosu ve Avrupa ordusu. Bunlar içinde Amerika’yı en çok rahatsız edenler ise sırasıyla, İstanbul Zirvesi, İran Ambargosu, Avrupa Ordusu ve Kaşıkçı olayı oldu.
Amerika’yı en çok rahatsız eden ve Paris olaylarını esas tetikleyen unsur sanıldığının aksine Avrupa ordusu değil, İstanbul Zirvesiydi. Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa’nın doğrudan, masada olmasa da İran’ın dolaylı olarak oluşturduğu bu yeni cephe Amerika’yı inanılmaz rahatsız etti. Kissinger’ın yıllar öncesinden ikaz ettiği ve gerçekleştiği takdirde Amerika okyanus ötesinde bir ada devleti olur dediği bu yapılanma mutlaka bozulmalıydı.
Amerika uzun süredir bu masayı dağıtacak ortamı hazırlamanın ve gelişmeler karşısında rahatsızlığını gösterecek bir ihtarı yapmanın sinsice planlarını yapıyordu. Zirvedeki dört ülkenin en zayıf halkası Fransa, en kuvvetli halkası ise Türkiye’ydi. Oda aynı hesabı yaptı ve işe zayıf halkadan başladı.
Elbette diğer üç konunun da olaylara büyük katkısı vardı. Kaşıkçı olayında Türkiye’nin yanında var olan duruş, İran ambargosunda takınılan ters tavır, De Gaulle’nin fikir babalığını yaptığı ve yok oluşuna sebep Avrupa Ordusu diğer nedenlerdi.
Olaylar Büyür mü, Türkiye’ye sıçrar mı?
Hemen belirteyim, olaylar büyümez ve bu olaylardan bir yere de varılmaz. Çünkü Türkiye’ye demokrasi ve özgürlük dersi vermeye kalkan vahşi batıda bu kavramlar toprağa gömüleli yüzyıllar oldu. Olaylar büyüdüğü takdirde Avrupa kan gölüne döner ama olaylar mutlaka bastırılır. Basındaki deliksiz sansür bu tezin destekleyicisi. Dikkat ederseniz Avrupa konuya Fransız kaldı, Avrupa konuya sağır kaldı, Avrupa konuya kör kaldı…
Buradan bir sonuca varamayacağını bilen Amerika herhangi bir şey elde edemese de en azından Macron’un ve dolaylı olarak da Merkel’in kulağını çekmiş olacak. Aynı zamanda bu liderlerden sonra yerlerine gelecek olanlara da gözdağı vermiş olacak.
Ama küresel aklın bu olaylarda esas gönlündeki aslan olayları tırmandırarak Türkiye’ye sıçratmak. Türkiye’de internet satışı yapan ticari firmaların sarı yeleklerde yaptığı akıl almaz indirim kampanyaları bu yüzden.
Bu olayları Türkiye’ye sıçratma isteği ve gayreti çok ancak sıçrama ihtimali hiç yok. Çünkü Türk halkı bu konuda antrenmanlı, Türk halkı bu konuda deneyimli. Biz bu filmi seyredeli çok oldu.