Virüslü CHP!
Virüs, tam 10 yıl önce bir kaset kumpası ile bünyeye girdi. Yavaş yavaş yayıldı ve zaman içinde bütün hücrelere yerleşti.
CHP’den, daha doğrusu Kılıçdaroğlu’nun “Yeni CHP’sinden” bahsediyorum…
Partinin üzerinde vücut bulduğu altı ayaktan biri milliyetçilikti…
Hani nerede?
Kurulurken “halkçılık” ilkesi ortaya konulmuştu…
Ama halkın değerleri ile kavga halinde!
“Devrimciyiz” diyorlardı…
Bugün ise bütün yenilik ve gelişmelere karşı çıkan bir yapı haline büründü. Her türlü inşa ve imar faaliyetine karşı; bir takoz işlevi görüyor.
Üstelik, CHP’nin geçmişle irtibatı da tamamen kopartıldı. Kılıçdaroğlu, Genel Başkanlığa gelir gelmez “arama toplantıları” düzenledi. Mustafa Kemal’in CHP’sine yeni bir yol haritası aradı. Bu faaliyeti de CHP’lilerle değil, Soros’un para yardımı yapıp desteklediği TESEV’ci isimlerle yaptı.
Planlı ve sistemli bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirildi. Sonuçta, milli meseleleri değersizleştirmeye çalışan ve onlarla kavga eden bir yapı ortaya çıktı.
“Virüslü CHP” diyebiliriz buna!
***
Bu “Virüslü CHP’nin” yıllardır gerçekleştirdiği en önemli faaliyet, bütün milli meselelerde milli olmayan bir tavır sergilemek…
PKK, Doğu ve Güneydoğu’da ayaklanma organize edip, hendekler kazdı. Kemal Bey, onlara zeytin dalı uzattı.
15 Temmuz’da Türkiye’yi esir alma hedefli bir darbe teşebbüsü gerçekleştirildi. Kılıçdaroğlu, bu korkunç ihanete “kontrollü darbe” diyebildi.
Mustafa Kemal’in, “Anadolu’nun savunması Afganistan’dan başlar” sözlerine rağmen, CHP kurmayları “Suriye’de ne işimiz var?” diye soruyor.
Kemal Bey’in “YPG bizi mi vuracak” sözlerinin ardından tepemize roketler yağdı.
Kılıçdaroğlu, 34 askerimizi şehit eden Suriye Rejim Güçleri için “Türk askerini onlar koruyor” bile diyebildi.
Türkiye’ye şaşı bakan çevrelerle aynı safa geçip, Türk askerini Suriye’yi “bölmeye çalışan güç” olarak gösterebildi. Katil Esat ve barbar Yunan’a tek kelime bile etmedi, ama Türkiye’nin Suriyeli sığınmacıları perişan ettiğinden bahsedebildi.
“Muhalefet yapıyorum” diye, Rus Medyasının yalanlarına sarılıp, Putin’in Erdoğan’ı küçük düşürdüğü havasını yaymaya çalıştı.
Daha onlarca örnek verilebilir…
Dikkat edin: Ülke hayrına ve millet menfaatine attığı tek bir adım yok!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beşinci Kol Faaliyeti” diyor bu yapılanlara:
-Bu faaliyetin en belirgin özelliği ülkenin mücadele gücünü zedelemek ve mümkünse yıkmaktır.
Kılıçdaroğlu’nun son 10 yıldır attığı adımlar ve söylediği sözler ile hangi amaca hizmet ettiği ortada! Peki, bütün bunları hangi sebeple ve kimin adına yapıyor? Cevabı verilmesi gereken asıl soru bu!
***
Böyle bir tablo karşısında “Ne yapılabilir” derseniz…
Dışarıdan yapılabilecek hiçbir şey yok. Bir adım atılacak ve arınma gerçekleştirilecekse, onu yine CHP’liler yapacak. Durumdan memnunlar ve böyle bir tabloyu normal buluyorlarsa, mesele yok. Ama içlerine sindiremiyorlarsa, adım atmak ve parti içinde temizlik yapmak zorundalar.
Çünkü…
Her geçen gün çok daha da vahim bir tabloya dönüşüyor, CHP’nin verdiği görüntü. Türkiye gibi Milli Mücadele geçmişi olan bir ülkeye hiç yakışmıyor!