Yabancı basının ilgi odağı Türkiye

Okuduğunuz Yazı
Yabancı basının ilgi odağı Türkiye

İçerik

-08 Tem 2022 –

Yabancı basının ilgi odağı Türkiye

 Öznur Küçüker Sirene
NATO zirvesi esnasında ve sonrasında kuşkusuz en çok kendisinden bahsettiren ülke Türkiye oldu. Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine haklı itirazı, Batı ülkelerinde ateşli tartışmalara sebep oldu. Bu ülkeler YPG’yi (dolayısıyla PKK’yı da) terör örgütü olarak kabul etmedikleri için Türkiye’ye karşı tepkililer. PKK’nın resmi olarak terör örgütü listesinde yer alması aslında pek de bir şey ifade etmiyor. Uzun zamandır Batı medyası kamuoyuna PKK/YPG’yi DEAŞ ile savaşan kahraman bir müttefik olarak pazarlıyor.Batı medyasının bu son derece etik dışı, gerçeği yansıtmayan haber ve algı operasyonlarına rağmen, Türkiye, terörle haklı mücadelesini dünyaya duyurmayı başarabildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya ile gerçekleştirilen üçlü muhtırayı “diplomatik bir zafer” olarak nitelendirerek İsveç’in 73 teröristi Türkiye’ye iade etmeye söz verdiğini açıkladı. Ve şunu ekledi: “Onlar görevi yerine getirince biz de bunu parlamentomuza göndeririz. Yerine getirilmezse parlamentomuza gönderilmesi söz konusu değil”. Yani NATO’ya giriş öyle hızlı bir süreç değil ve her şey bitmiş sayılmaz.  İsveç ve Finlandiya’nın önümüzdeki süreçte atacağı adımlar, NATO’nun da geleceğini belirleyecek.70 yıldır NATO üyesi olan Türkiye’nin Erdoğan liderliğindeki dik duruşu yabancı basının da ilgi odağı oldu. İngiliz The Economist dergisi bu durumu, “Erdoğan eve zaferle dönüyor” başlığıyla sayfalarına taşıdı. Fransız basınında da gelişmelere karşı olan ilgi büyüktü. Öncelikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un resmi sosyal medya hesabında Cumhurbaşkanımız ile bir fotoğrafını paylaşarak “Fransa ve Türkiye’nin NATO’nun birliğine ve gücüne hiç olmadıkları kadar bağlı olduklarını” söylediğini hatırlatalım. Halbuki aynı Macron, daha birkaç sene önce Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği askeri operasyonlara tepki olarak NATO’nun “beyin ölümünün gerçekleştiğini” söylemişti.

Fransız L’Express dergisi, tıpkı The Economist gibi yazısında Erdoğan’ı öven bir ton tercih ederek “NATO Zirvesi: Erdoğan, vazgeçilmez, dayanılmaz ve dokunulmaz bir müttefik” yorumunu yaptı. Fransa kamu radyosu RFI de, Erdoğan’ın “üstün yeteneğini” vurguladığı bir paragrafın da yer aldığı yazısına “Türkiye ve NATO: Erdoğan için kazançlı poker” başlığını attı. Yazıda özellikle şu kesit gibi çarpıcı ifadeler yer alıyor: “Erdoğan’ın son ‘evet’ini ustalıkla pazarlık etmeyi ve neredeyse istediği her şeyi elde etmeyi başardığını söyleyebiliriz. Bu, Erdoğan’ın gerçek kararlılığıyla birleşen büyük becerisini ortaya çıkaran bir durum. Ülkesinin NATO içindeki önemini koz olarak kullanabildi. Avrupa ile Doğu arasında yer alan, önemli bir NATO askeri üssüne ev sahipliği yapan ve İttifak’a en önemli askeri birliklerden birini sağlayan büyük bir ülke”.

Her ne kadar yabancı basın Erdoğan’ın becerilerini övse de, muhalefetten NATO zirvesinde Türkiye’nin başarı elde edemediğine dair sesler yükseldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu duruma, “Muhalefet, ‘daha iyi olabilirdi’ diyebilir. Ama ‘Türkiye başarısız oldu, Türkiye kazanamadı’ diyemez. Terörle mücadele sadece iktidarın işi değil. Milletçe mücadele veriyoruz” diyerek tepki gösterdi.

NATO zirvesinden sonra Türkiye’nin birçok önemli başarı elde ettiği aşikar. Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO’nun kayıtlarına PKK, YPG ve FETÖ’nün bir terör örgütü olarak girdiğini açıkladı. ABD Başkanı Joe Biden ise, ülkesinin Türkiye’ye F-16 savaş uçaklarının satışını desteklediğini duyurdu. İsveç ve Finlandiya ile varılan mutabıkatta savunma sanayii alanında ambargo kısıtlamalarına gidilmemesi ve iş birliğinin artırılması maddesinin de yer aldığını hatırlatalım.

Ben muhalefetin dış politikamızı daha büyük bir titizlikle inceleyerek yabancı basını da takip etmesini öneriyorum. Nitekim bir ülkenin gerçeklerini o ülkeye sadece içeriden değil de bazen dışarıdan da bakarak kavramak mümkün

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%