Yalancının anketi yatsıya kadar…

Okuduğunuz Yazı
Yalancının anketi yatsıya kadar…

İçerik

Türkiye COVİD-19 sürecini başarılı bir şekilde yürütmesi ile dünyada eşi benzeri olmayan bir sonuç elde etti. Gelişmiş ülkelerdeki kötü hastane görüntülerinin benzeri hiçbir şekilde ülkemizde yaşanmadı. Bununla birlikte sadece Çin’in başarabildiği 45 günde hastane yapımını Türkiye olarak bir başardık. Hem de bu sürede iki ayrı pandemi hastanesini aynı anda hayata geçirdik.

Kimi zaman yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın çığlığına koştuk, ambulans uçaklarla, yolcu uçaklarıyla vatanlarına dönmelerini sağladık, kimi zaman Mevlana’nın sözleriyle gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere onlarca ülkeye tıbbi medikal malzeme hibe ettik. Tüm bu başarılı geçen sürecin açılan fırsat pencereleri ile taçlanmasına geldi sıra.

Gerçekten de insanlık tarihinde her zaman benzer durumlar olmuştur. Böylesine büyük salgın ya da krizler bazı medeniyetler için fırsat olabilmiştir. Türkiye bugün bu noktadadır. Dünyanın yeni geleceği yeni gücü Türkiye’dir. Bunu 20 yıl önce söylemeye kendimizi bile ikna edemezdik ancak bugün durum çok farklı.

Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde inanılmaz günlerden geçiyoruz. Kamuoyu ilk kez kendi devletiyle gurur duyuyor ve ilk kez bu kadar gelecekten umutlu. Ne var ki muhalefetin gündemi tüm bunlardan habersiz bir şekilde erken seçim olacak mı, olmayacak mı tartışmalarıyla dolu. Zorlama bir gündem olduğu ve güvensizlik ortamı oluşturmak istedikleri aşikar. Seçimlerden henüz yeni çıkılmış, başarılı bir iktidar sayesinde dünyanın yaşadığı bu ağır krizden en az etkilenen ülkelerden biri olmuşuz. Peki neden muhalefetin bu erken seçim saptırması?

Aslında korona krizinin başlarından ekonomi konusunda oluşabilecek olumsuz bir tabloda faydalanmak üzerine birtakım seçim hesapları yapıldı. Türkiye’yi erken seçime götürebilecekleri hayaline kapılmışlardı. Fakat Türkiye’nin başarılı performansı, bu plan ve hesapların bozulmasını sağladı. Buna rağmen yapay bir erken seçim tartışmasını sürdürüyorlar.

Tabii, erken seçim tartışması oluşturmakla kalmıyor bununla birlikte bir de ne olduğu, kaynağı, çalışma metodu, örneklemleri belirsiz anketlerle bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. İletişim Başkanı Fahrettin Altun da manipülatif, provokatif ve yalan bilginin toplumu zehirlemesine karşın bu gidişata dur dedi. Altun “Kamuoyunu sahte ve hileli anketlerle yanlış yönlendirerek zihinlerimizi işgal etmeye ve toplumumuza istikamet çizmeye çalışan odaklara karşı vatandaşlarımızı hakikatle buluşturmak için tüm gücümüzle çalışacağız. Her zaman hakikatin sözcüsü olacağız. Güvenilir anket nasıl olur?” diyerek sosyal medya hesabından önemli bir mesaj paylaştı. Zira bir araştırmanın örneklemi olur, hata payı olur, sonuçlarının yöntemsel özellikleri olur, soru formu, hangi tarihlerde ve hangi bölgelerde gerçekleştirildiği yer alır ve finansörünün adı yer alır. Ama gelin görün ki, her önüne gelen bir anket açıkladığını iddia ediyor ve toplumda bir algı oluşturmaya çalışıyor.

Hatırlanacak olursa geçtiğimiz seçimlerde bu araştırma şirketlerinden en ünlülerinden birisi aşağı yukarı şunları söylemişti: “Seçimin sonuçlarını aslında biliyordum ama açıklayamazdım. Çünkü açıklasaydım CHP’liler beni topa tutarlardı.”

Hadi CHP’nin beslediği anket şirketleri de neyse, ofisi ya da bir adresi bile olmayan araştırma şirketlerinin doğru bilgiyi içeren verile aktarması ne kadar gerçekçi? Pıtrak gibi çoğalan bu şirketlerin dezenformasyon yapmak için türediği açık. Toplumun zihnini yalanlarla kirletmeye çalışanların deşifre edilmesine karşı da yine en seviyesiz tepki CHP’den geliyor. Seviyesiz açıklamalarla, tehdit eden sözlerle neyin önünü almaya, kimi sindirmeye çalışıyorlar acaba? Bu panik niye? Neden gerçeklerden bu kadar korkuyorlar? Neden illa yalan bilgiyle toplumu bir yere sürüklemekte bu kadar ısrarcılar? Yoksa, Korona sonrası hayal kırıklığına mı uğradılar? Beklentileri, hesapları, planları boşa mı çıktı? Ne dersiniz?

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ