YENİ DÜNYA DÜZENİNİN ŞİFRELERİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı tahrif edilmiş Tevrat’ın Arapça’dan Türkçe’ye mukayeseli olarak tercümesini yayınladı.
Bir çoğumuz için sıradan bir haber niteliğinde elbette.
Yahudi ilim ve bilim adamının yüzyıllar önce Arapçaya tercüme ettiği Tevrat’ın ilk basımının da İstanbul’da olması bu haberi daha derin kılıyor.
İlk basımının Yavuz Sultan Selim döneminde 1546 yılında gerçekleşmesi, tercümenin neden yapıldığına dair devlet aklının tasarrufunu düşünmeye sevkediyor.
Siyonizmin bu coğrafyada mevzi aldığı gerçeği bir yana mesnet kıldığı diyalektiğin gerçekte içinin ne kadar boş olduğunu göstermesi açısından bu eserin yayınlanmasını stratejik bir hamle olarak görünüyorum.
Siyonizmin dayandığı temellerin gerçekte gerçek Tevrat bir yana tahrif edilmiş Tevrat’ta bile yerinin olmadığı ve bunun aşikar edilmesini son derece önemsiyorum.
Devlet aklının tahrif edilmiş Tevrat’tan öte gerçek manada vakıf olduğu bilgi ve bulgulara sahip olduğuna inanıyorum.
Siyonizmin gerçek yüzünü aşikar edecek “gerçek” belgelerin yeri ve zamanı gelince deşifre edileceği günü sabırsızlıkla bekleyenlerdenim.
Bu hamlemiz mesajı alanların gardını düşürecek cinsten.
Yeterli mi?
Asla!
Yeni dünya düzeninde Siyonizm ve onu besleyen emperyallere yer olmayacak ve rahat edemeyecekler.
Siyonizmin maskesini indirecek daha büyük hamleler bekliyorum.
Bu haberin hemen ertesinde başkan Erdoğan’ın Göbeklitepe ziyaretinin de devlet aklının stratejik hamlelerinin gücünü ve sürdürülebilirliği adına daha bir önemli görüyorum.
Göbeklitepe gerçeği gerek dünya tarihi açısından ve gerekse Anadolu medeniyetleri açısından ilk yapı taşı olarak görülür.
Sıradan gibi görünen bu iki hamlenin gerçek mesajı nedir?
Batı emperyalizminin her manada tahrif ettiği gerçeklerin merkezinde Siyonizmin olduğunu söylemek kehanet değil kuşkusuz.
İşte yeni Türkiye, dünyadaki yeni düzeni şekillendirecek bilgilere ve nizam-ı alem fikrine muhatap olarak bütün dengeleri değiştireceğinin sinyallerini vermiştir!
Bu gerçeğin farkında olan devlet aklını sekteye uğratacak saldırıların olması normaldir.
Beka meselesi ile başkan Erdoğan bu refleksimizi diri tutmamız ve hazırlıklı olmamızın işaretini vermiştir.
Siz zannediyormusunuz ki mahalli seçimleri zillet ittifakı alınca hükümet yıkılacak!
Asıl mesele birlik ve beraberlik şuurumuza vurulmak istenen darbenin başlangıç ayağının teşkil edilmesidir.
Bitirici hamlemizi bekliyorlar.
Hem içerideki düşmanlarımız hem dışarıdakiler…
Binnur Günay