Yeni normal

Okuduğunuz Yazı
Yeni normal

İçerik

Salgın nedeniyle Dünya kepenklerini kapatmıştı.

Şimdi normalleşme süreci başlıyor.

Ekonominin toparlanması kaç yıl alacak?

“Büyük Buhran” sonrasındaki gibi yıkıcı etkilerle mi karşı karşıya kalacağız?

Herkes bu sorulara cevap arıyor.

Eğer yaşanan bunca şeyden sonra “hamam aynı tas aynı kurna değişti, şarkı bildiğin şarkı zurna değişti” denecekse tartışmaya gerek yok.

Ama öyle değil.

Yeni bir “Dünya Düzeni” ufukta…

Salgın ile mücadelede başarılı olanların bir adım önde başlayacağı bir yarışın kaçınılmaz olduğunu görüyoruz.

Öyle ya…

İnsanlarına en temel sağlık hizmetlerini bile sunmakta aciz kalanların hesabı ödemeden sıvışabilmesi mümkün mü?

***
Her ülke kendi içinde sorgulamasını yapıyor.

Bununla birlikte AB gibi çatılardan da çatırtı sesleri yükseliyor.

Tedarik zincirinin en önemli halkası Çin üretim merkezi olma vasfını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya…

ABD ve Avrupa’nın Çin’e karşı sergileyeceği tavır yeni dengeleri de beraberinde getirecek.

Ama kimse büyük güçler arasında “düello” beklemesin.

Çünkü bu ülkeler arasında menfaat çatışması kadar menfaat paylaşımı da söz konusu.

Yani herhangi bir ülke başka bir ülke ile 3 konuda çatışırken 5 konuda menfaat paylaşımı içinde.

Karmaşık müzakere ve mücadele süreçlerinin iç içe geçtiği bir ortamda “netlikten” söz etmek kolay değil.

Ama yeni “Dünya Düzeni” arifesinde net olarak söyleyebileceğimiz şudur: Güç ve enerjilerini kendi içlerindeki kısır kavgalarda harcayan ülkeleri zor günler bekliyor.

Zira küresel salgının ekonomiye yaptığı yıkıcı etkinin ortadan kaldırılması için huzur, güven ve istikrar ortamında güçlü ve kararlı adımlar atılması şart.

***
Türkiye yeni sürecin getireceği risk ve fırsatları analiz ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” söylemi devletin yeni döneme hazır olduğuna işaret ettiği kadar millete de “hazır ol”motivasyonu sağlıyor.

Türkiye’yi iç tartışmalarla meşgul edip dışarıdaki büyük yarıştan kopartmak isteyenlerin oyunlarına gelmemek milli görev olarak algılanmalı.

Ölçeği büyütebilirsek küçük tavırlar kendi mecralarında yok olup gideceklerdir.

***
Önemsize önem vermek, önemliyi önemsiz kılıyor.

Sürekli yalanları konuşmak gerçeği unutturuyor.

Salgın ile mücadelede olduğu gibi, Türkiye’yi aşağıya çekmek isteyen virüslere karşı da “mutasyon” beklemek yerine “aşı ve ilaç geliştirmek” daha doğru değil mi?

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Serkan FIÇICI