Yeniden sayım yerine yeniden seçim
İstanbul seçim sonuçlarındaki belirsizlik sürüyor. O sandıkta yeniden sayım, bu sandıkta yeniden sayım; olmadı şu itiraz, bu itiraz derken süreç uzadıkça uzuyor. Bilmem kaç ilçede kaç sandık sayılacak, itirazlar sonuç verirse belki de bütün sandıklar yeniden açılacak.
Bu arada olan seçimle yakalamak istediğimiz normalleşmeye, istikrara olacak. Belirsizlikle geçen her gün ülkeyi daha fazla kaosa, toplumsal kargaşaya sürüklüyor. Bu gidişata bir nokta koymak gerekiyor. Türkiye’yi bir an önce normalleşmeye kavuşturmak şart. Bunun için de aylarca sürecek “yeniden sayım” yerine bir pazar günü İstanbul’da yeniden sandığa giderek aynı günün gecesinde sonuca ulaşmak en doğru yol gibi görünüyor.
Muhalefetin “yeniden seçime” itiraz etmesi muhtemel. “Seçimi kazandık, niye yeni bir seçimle riske edelim” diyebilirler. Aradaki oy farkına bakarak söylenebilir ki, tüm sandıkların sayımına gidilirse kimin kazanacağı hiç de net değil. Ayrıca kim kazanırsa kazansın 31 Mart İstanbul seçimlerinde yapılan usulsüzlükler, maddi hatalar, hileler ve sandık hırsızlığı bir tarafın vicdanını rahatsız etmeyi sürdürecek.
Muhalefet partileri, kendi adaylarına oy verenleri “birinci sınıf vatandaş” görürken, AK Parti adayına oy verenlere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıyor. Onların hiç edilen, çalınan, başkasına yazılan oylarının sanki hiçbir değeri yok. Oysa her iki tarafın adayına verilen oylar aynı eşitlikte. Cumhur ittifakı, tek bir oyun bile zayi olmaması için hukuki mücadele vermek zorundadır. Bu vatandaşa verilen değeri gösterir aynı zamanda.
Ayrıca İstanbul için yarışan iki adayın aldığı oylar neredeyse kafa kafaya. İtirazlar, sayımlar devam ederse bu sonuç değişebilir; ama aynı zamanda süreç uzar ve Türkiye daha fazla kaosa, kargaşaya ve kamplaşmaya sürüklenir. Ve çıkacak sonucun iki tarafı tatmin etmesi de güç.
Her parti kendi seçmenine güvenmeli. Yenilenen bir seçimde vatandaş dün kime oy verdiyse yarın da ona oy verecektir şüphesiz. Kimsenin kendi oyundan, seçmeninden korkmaması lazım. Sandıklar yeniden kurulur ve İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı bir günde belli olur. Hakimler eşliğinde yapılacak sayımların ağır işleyeceği ve ayları alacağı malum. Uzayan süreç her iki kesime daha zarar verecektir. Daha da önemlisi ülkeye zarar verecektir. İktidar ve muhalefetin, toplumsal gerginliği düşürmek adına İstanbul’da seçimlerin yenilenmesi hususunda anlaşarak YSK’ya bildirmesi ülkemizin yararına olur. Hem daha sağlıklı bir seçim, hem daha şaibesiz sonuçlar için bu yöntem kaçınılmaz görünüyor.