Yerel seçime gidilirken TBMM’de hava nasıl?
Dün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde idim.
Sırasıyla Saadet Partisi, İyi Parti ve AK Parti’nin Meclis Grup Toplantıları vardı.
Saadet Partisi milletvekilleri Mahmut Arıkan ve Bülent Kaya ile ayaküstü görüştük. Kendilerine tekraren hayırlı olsun dileklerimizi ilettim.
Mahmut Arıkan hemşerim, Bülent Kaya ile de vekil olmadan evvel tv100’de yayınlara çıkmıştık.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve ekibi hemen ilerimizden geçti. Normalde Sayın Akşener’e selam verirdim, ancak hızlı ilerliyorlardı ve üzerlerinde siyasetçilere has bir gerginlik vardı.
“CHP’nin cenderesi” açıkça yüzlere vurmuştu.
Daha önce Akşener’in etrafında İyi Parti’nin tanınmış simaları olurdu; bu kez kimse yoktu. “CHP cenderesi” bir hayli yormuş görünüyor.
11.45 civarı AK Parti grubu toplandı.
TBMM Salonu’na geçmeden evvel kulisler olağanın dışında kalabalıktı.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ile yine ayaküstü görüştük.
Önceki efsane Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu her zamanki gibi dinamikti, Sayın Mehmet Kasapoğlu ile de görüşmek üzere sözleştik.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş sanki hafiften üşütmüştü, salona giderken etrafı çok kalabalıktı, herkes bir şeyler söyleme derdindeydi. Normalde bu kadar kalabalık olmuyor; yerel seçimlerin ve kulis yapmanın etkisi var.
Salon öyle kalabalıktı ki “ayaküstü kısa görüşme” dışında öyle uzun uzun kulis alacak bir ortam bu kez yoktu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlığı ve dinamizmi gayet yerinde, mecliste yine efsane bir konuşma yaptı. Salona giderken koluna asılanlar bile oldu. Yapmayın kardeşim ya lütfen! Seslenin, ulaşmaya çalışın, ama kalabalığı sıkıştıracak kadar da ellere kollara asılmayın!
Peki yerel seçime gidilirken genel hava nasıl?
AK Parti’de “hazırlığını yapmış olmanın rahatlığı” var.
Gazetecilik öngörüm İstanbul ve Ankara dâhil olmak üzere 81 ilin adaylarının temayül sonuçlarıyla birlikte hazır olduğu şeklinde!
Milliyetçi Hareket Partisi ile heyetler arası görüşmede herhangi bir “tartışma ortamının” hiç yaşanmadığını biliyorum.
Bazı şehir ve ilçelerde ise “son kararlar” liderlere bırakıldı.
Buradan herhangi bir sorun çıkması beklenmiyor.
Halkın ne istediğini her zaman çok iyi bilen Başkan Erdoğan “İstanbul ve Ankara’nın ne istediğini” de çoktan çözmüştür.
Yine de son istişareler yapılacaktır.
İsim zikredemem, zaten kimse “Şu isim aday oldu, tamamdır” demiyor.
Ancak herkesin aklında birkaç favori isim var.
Zaten “temayül yoklamaları sonrası” isimler hemen hemen belirlenmiş.
İyi Parti’deki ve CHP’deki gerginlik ve “hâlâ karar verememe, hazır olamama, son dakikaya bırakma görüntüsü” AK Parti kulislerinde yok!
Aralık ayının ortalarından itibaren “ilk aday isimlerinin” ilan edilmeye başlanması bekleniyor.
Hülasa; AK Parti herkesten çok rahat ve çok profesyonel!
“RECEP TAYYİP ERDOĞAN NEDEN 21 YILDIR İKTİDAR?”
Çünkü kavgayı “halkla” değil, “halk düşmanlarıyla” yapıyor.
Seçmenine yalan söylemiyor.
Kayseri’de ne söylüyorsa Diyarbakır’da onu söylüyor; Bağdat’ta ne söylüyorsa Londra’da onu söylüyor. Söylemleri “coğrafyaya göre” değişmiyor.
Siyaset ortağı MHP ile yerel seçim ittifakı görüşmeleri tamamlandı ve heyetler arasında hiçbir sorun yaşanmadı. Çünkü kimsenin elinde “hançer” yok!
Erdoğan dostunu seçerken de düşmanını belirlerken de “milletin tarihine, âtisine ve yönüne” göre karar veriyor.
Bazı dönemler “yakın çevresi” denilerek ekibini eleştirenler olur. Oysa o yakın çevre bir kez bile Başkan’a ihanet etmemiş, ardından iş çevirmemiştir!
Bu samimiyet Başkan Erdoğan’ı 21 yıldır zirvede tutmuştur, tutmaya da devam edecektir.
“BOYKOT”
En etkili boykot; onlardan daha iyi ürünler üretmektir.
Onlardan daha çok markalar üretmektir.
Onlardan daha çok silahlar üretmektir.
Onlardan daha çok insan yetiştirmektir.
Onlardan daha adil olmaktır.
En etkili boykot “anlık tepkilerle” değil, “sürekli bilinçle” olur.
Boykotu hayatınıza yayın!
Yerli ve milli ürünlerin kalitesi de çok önemli; milletin hassasiyetlerini kötüye kullananlar ve kötü ürünler üretenler “milli” değildir.
Herkesten kaliteli, herkesten hesaplı, herkesten vicdanlı olacağız!
“TİKTOK KEPAZELİĞİ”
Sakal bırakmış bir şahıs; ama başta “Karanlık TV” olmak bazı internet siteleri “Hoca” diye bahsediyor!
Ne hocası?
Sakal bırakıp başına takke takınca “hoca” mı sanıyorsunuz?
Şarlatanın teki!
Biz bu şarlatanları 28 Şubat’ta gördük.
En büyük kepaze ise bu tür şahısları “hoca” diye pazarlayan sözde habercilerdir!
Siz haberci değil operatörsünüz!
Operasyon çocuğusunuz!
SON SÖZ: Dünyayı ayağına çağırıp kendine biat ettirenler bir gün Türkiye karşısında biat etmek için sıraya girecek ve onlara sıraları çok geç verilecek; bunu göreceğiz! Ayasofya’nın açılışını gördüğümüz gibi berrakça göreceğiz! Ülkenize ve gücünüze inanın!