Yerli ve Milli
Korona” sonrası Dünya nasıl olacak?
Aklı yetenlerin görüşlerine bakarsak ülkelerin kendilerine ne kadar yetebilir olup olmadığı önümüzdeki sürecin bir numaralı tartışma konusu…
Yani “Korona” öncesinde “yerli ve milli” başlığı altında ele aldığımız ne varsa hepsi daha da önem kazanarak gündemimizde yer tutacak.
Dün “helikopter, uçak, tank, otomobil” diyorduk.
Bugün “maske, ilaç, aşı, solunum cihazı” diyoruz.
Yarın da farklı olmayacak.
İhtiyacımız olan her şeyi yerli ve milli imkanlarla üretmenin önemini konuşacağız.
Ve bu durum sadece Türkiye’yi değil tüm ülkeleri etkileyecek.
Dışa bağımlı zihinler ile muhalefet adı altında kendi ülkesine düşmanlık etmeyi siyaset zannedenler için ayrılan sürenin sonuna yaklaşıyoruz.
Sadece sağlıkta değil her alandaki küresel tehditlere karşı ülkelerin milli duruş sergilemekte daha kararlı olduklarını göreceğiz.
Kitlelerin küresel kaos bezirganlarına karşı daha fazla disiplin ve daha güçlü kamu otoritesi istediklerine şahit olacağız.
Rüzgara karşı ıslık çalanlar, akış yönünün tersine kürek çekenler için muhasebe zamanı.
KORONACILAR
Türkiye’den değil de “Korona”dan yana saf tutanları hayretle izliyoruz.
“Salgın daha da yayılsın, ölü sayısı artsın” diye neredeyse mum yakıp oraya buraya çaput bağlamadıkları kaldı.
Mücadeleye hiçbir katkıları olmadığı gibi takoz vazifesi görmekten de geri kalmıyorlar.
İsim vermeye gerek yok.
Hepsini tanıyorsunuz.
Topuna birden “koronacılar sizi” diyelim, ünlem koyup bırakalım.
MÜTHİŞ TEORİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yine parlak zekasını konuşturdu.
“IMF’den borç alalım, para basıp herkese dağıtalım” diyerek korona salgınında ekonomiyi nasıl ayakta tutacağımızın formülünü verdi.
Cümle alem uykusunda yatarken Kılıçdaroğlu’nun düşünüp, taşınıp böylesine müthiş bir teori geliştirmesi iktisat tarihçilerinin de dikkatini çekmiştir. Hak ettiği ilgiyi görecektir diye düşünüyorum. Şüphede kalanlar da vardı gerçi. “Olur mu, olmaz mı” diye düşünenler, bu müthiş teoriye soğuk bakanlar olmadı değil…
Sağ olsun Yan Parti Genel Başkanı Muharrem İnce hemen orta yere atlayıp aynı teoriyi seslendirerek kuşku bulutlarını dağıttı. Sadece Kılıçdaroğlu söylemiş olsaydı bir derece… Ama Muharrem İnce’nin de “IMF’dan borç alalım, para basıp herkese dağıtalım” formülünü çıkar yol olarak göstermesi kim ne derse desin tarihi bir çakışmadır.
İki süper beyin…
İki büyük lider…
Ve çakışan fikirler…
Kim bilir kaç yüzyılda bir rastlayabiliriz böylesine muazzam bir olaya?
Acaba biz faniler bunun kıymetini yeterince biliyor muyuz?