Yolunu bulan dolar
İran’da Şah’ın miadı dolmuştu.
Dindarlarla-komünistleri birleştirerek Şah’ı indirdiler. Sonra komünistleri hallettiler. Her şey plan dahilindeydi.
Yaz- Boz’da röportajını yayınladığımız ABD askeri istihbaratı NSA ajanı Wayne Madsen “Humeyni sürgünden dönerken, Tahran’a indiği uçağın yarısı CIA ajanıydı” diyordu. Amerika’nın en güçlü sektörü düşünce kuruluşlarıydı.
Hepsinde CIA ajanları, eski bürokratlar çalışıyordu. Ömürlerini Beyaz Saray’a proje geliştirmekle geçiriyorlardı. 10-20-50 yıllık planlarda beğenilenler uygulamaya konuyordu. Humeyni’nin döneminde eldeki projelerden biri sahaya sürüldü.
İran tam 8 yıl Irak’la savaştırıldı. Bir milim toprak alamamış ama ekonomik olarak çökmüşlerdi. Sıra savaştan perişan çıkan Irak’a girmeye gelmişti. Zavallı Irak savaş yorgunu bakımsız uçaklarından bir tekini dahi kaldıramamış, ABD imha etmesin diye çöle gömmek zorunda kalmıştı.
İsrail lobisi “ABD İran’a dalsın” diye yoğun baskı yapıyordu. Başkan Bush’un “Önce Irak’a dalalım, ardından İran’ı hallederiz” diyerek İsrail lobisini ikna ettiğini ABD’li profesörlerin anlatımında geçen hafta sizlere aktardık.
Yalnız bu proje ile birlikte ortaya çok ilginç bir durum çıktı. Evet ABD Irak’a girmiş buna karşılık iktidarı ülke nüfusunun çoğunluğu olan Şiilere vermişti. Irak’taki Şiiler de bugün gelinen noktada ülkeye sürülen DEAŞ’ı halledebilme uğuruna Amerika’ya muhtaçtı ama aynı zamanda da İran yanlısıydı.
Ortaya inanılmaz karmaşık görünen bir tablo çıkıyordu. Madem ABD, son noktada İran’ı halledecekti o zaman neden Irak’a girerek adeta Tahran ile Bağdat’ı birbirine bağlıyordu. Niçin Irak’ı cebine koyarak İran’ı güçlendiriyordu? Aynı şekilde ABD Suriye’yi de CIA’nın kurduğu DEAŞ ile parçalara ayırıp bu ülkeye giriyordu.
Bu operasyon İran yanlısı Hizbullah’ın da Suriye’ye girmesi ve Tahran’ın da güçlenmesi demekti.
ABD, nefret ettiği İran’a bölgede inanılmaz GÜÇ ve NÜ FUZ kazandıracak operasyonlara imza atıyordu.
Bu ne yaman çelişkiydi? Aslında İran’ın nüfuzunu artırmak bölgedeki diğer Arap ülkelerinin kabusu oluyordu. Birleşik Arap Emirliklerinden tutun Bahreyn, Mısır, Suudi Arabistan’a kadar çok sayıda ülke İran karşıtı BLOK’ta birleşiyordu. Hepsi İran’dan nefret eden ve derhal bombalanıp yerle bir edilmesini isteyen İsrail’in kucağına oturuyordu. Bu harika manzara planın tıkır tıkır işlediğini gösteriyordu. Şimdi sıra son aşamaya gelmişti. İran’ı gaza getirerek Yemen’e soktular.
Kuzeyi’nde hızla yayılan Tahran’ı gördükçe panik-atak yaşayan S.Arabistan güneyi Yemen’de de İran yanlısı grupların ülkeyi ele geçirme dehşetine kapıldı.
Müdahaleyle şu an Yemen’de İran ile savaşıyor. İlk kıvılcım tamamdı. Sırada Lübnan’ı da Suudi Bloğuna çekmeye gelmişti. Nitekim Lübnan Başbakanını S.Arabistan’da rehin alarak istifa ettirdiler.
Halbuki şu aralar Suud Kralı ve Prensi ABDden izin almadan tuvalete gidemezdi.
Nitekim “Lübnan Başbakanını istifa ettirin” çağrısı Washington’dan gelmiştir.
Hedef İran yanlısı Hizbullah’ın çok güçlü olduğu Lübnan’dan savaşı başlatmaktı.
Böylece İsrail’de bu ülkeye girecek BLOK büyüyecekti. Lübnan Başbakanı, Fransa’nın araya girmesiyle S.Arabistan’dan zor kurtuldu. Önemli değildi. Her zaman B ve C planları vardı. Onların ipuçlarını da fitne uzmanı İngilizler 20 Kasım’da devlet kanalı BBC’den şöyle veriyorlardı;
“Şimdiye kadar Tahran ve Riyad hep kendilerine vekalet eden başka güçler aracılığıyla çatıştılar.. Fakat Suudi Arabistan’ın başkentine Yemen’denbaşarılı bir füze saldırısı bu durumu tamamen değiştirebilir.’ Ve dün Suudi Kralı’nın Riyad’daki sarayında üst düzey yöneticiler toplanmıştı. İran yanlısı Husiler o toplantı esnasında Yemen’den Suudi Kral’ın sarayına füze gönderdiler. O füze şimdilik havada imha edildi.
Yarın bir başkası da imha edilemeyecek bir füzeyi gönderirse şaşırmayın. Unutmayın PLANsahiplerinin elinde bu işi yapacak çok sayıda taşeron var. Ne diyor dün Ulusal Güvenlik Stratejisini açıklayan Trump?…
“Çin ve Rusya ekonomik olarak tehdit…İranbizim için tehlikeli… ABD nüfuzunu artıracağız. Amerikan ekonomisini güvence altına alacağız…”
Zavallılar savaştırılacak, PARA kaynayan bölge veİpekyolu kontrol altına alınacak. Benjamin diyor ki; “Kan akar, DOLAR yolunu bulur!”
