Yordu bizi
Yormuyorum sizi, değil mi?” diye sorduğunda salonda bir alkış tufanı koptu. Herkes yiğitliğe leke düşürmeyip, yorulmadığını ispata çalıştı.
Ama yordu hepimizi. Toplantı boyunca gerçekleştirilen icraatlardan örnekler verdi. Say say bitmedi. Üstüne bir de sürekli olarak bir öncesini katlayan rakamlar geldi. Cumhuriyet tarihinin rekorları ortaya çıktı. Açıkçası, not tutarken kolum yoruldu.
Gerçi çok değil, yaklaşık iki saat kadar sürdü, ama süreden çok, projeler ve rakamlar yordu salonda bulunanları.
Ardından kendisi de kabul etti. “Biliyorum, yordum sizi” dedi:
-Tabii ki bunlar yapacaklarımızın tümü değil. Özetle ifade etmeye çalıştım.
Sanırım, icraatlar, projeler ve ortaya çıkan değişim tek tek sıralanmaya kalkılsaydı, salonda bulunan kimse dayanamazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 Yılı genel değerlendirmesini “İnandığımız yolda yürümeye devam edeceğiz” sözleriyle bitirdi.
***
Türkiye, algılarla olgular arasına sıkışmış bir ülke…
Bir yanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sürekli olarak tekrarladığı “Türkiye yönetilemiyor, patinaj yapıyor” sözleri var. Diğer yanda da Erdoğan’ın birbiri ardına sıraladığı icraatlar…
İki görüntü birbiri ile taban tabana zıt.
Erdoğan’ı dinlerken 20-30 yıl geriye gittim. O günlerin Türkiye’sini hayal edip, bugün ile karşılaştırmaya çalıştım. Olmadı, beceremedim; çünkü eskilerin deyimiyle kabil-i kıyas değil!
Kim ne derse desin, kim aksini iddia ederse etsin, gerçekler ortada. Dün, yokluk, yoksulluk, vurdumduymazlık ve büyük bir eziklik pikolojisi vardı bu ülkenin üzerimizde. Bugün ise hastanelerimiz, adliyelerimiz, okullarımız adeta birer uzay üssü gibi. Dağıldı, yok oldu, üzerimizden uçup gitti eziklik psikoloji de.
“Şeyh ül muharrin” lakabı ile “yazarların şahı” olarak adlandırılan en anlı şanlı kalemimiz Burhan Felek, “fabrika” denildiğinde “Hadi canım, şaka mı?” diye yazılar yazıyordu. Yerli otomobil için de “Otomobili dışarıdan alırız, ucuz hizmet aletleri gibi geçer akçe işler yapalım” diyordu.
Buydu zihniyet bizde!
Bugün en gelişmişinden uçaklar, helikopterler, gemiler, denizaltılar, füzeler, torpiller, toplar yapıyoruz. Bunları da daha düne kadar, “Biz yapamayız, onlar yapar” dediğimiz ülkelere satıyoruz. Artık savunma sanayiinde dünyadaki üç-beş ülkenin arasındayız. Sıkıntılarımız var, ama OECD rakamlarına bakılırsa, dünya istihdam artırma sıralamasında birinciyiz.
İçimizdekiler ne derlerse desinler, dışarıdakiler görüyorlar bunu. O yüzden son derece acımasız küresel ekonomik operasyonlarla karşılaştık. 15 Temmuz kanlı darbe girişimi, Türkiye’nin önünü kesmek ve bizi esir almak için yapıldı.
Farkında mısınız, Türkiye artık küresel gelişmeleri yönlendiren 3-5 ülkeden biri! Erdoğan telefonu kaldırdığında Trump, Putin ve Merkel gibi liderler karşısında!
Erdoğan’ın açıklamalarını, neler yapıldığını, gelişmeleri okursunuz haber sayfalarında. Ama şu sözlerinin altını kalın çizgilerle çizip düşünmek lazım üzerinde:
-2019 Türkiye için bir yıkılış ve teslim olma yılı olarak görülüyordu.
Uğraştılar, çabaladılar, yapamadılar. Büyük umutlarla girdik 2020’ye…