YÜZYILIN MİTİNGİ; Kılıçdaroğlu’nun ABD’ye peşkeş çekmek istediği Atatürk Havalimanı’nda
Bakınca, insanın “Bu ne yaman çelişkidir Allah’ım” diyeceği geliyor.
Yukarıdaki başlıkta, meselenin özeti var.
“Bağımsızlık benim karakterimdir” diyerek emperyalizme karşı net bir duruş sergileyen Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu partinin şu an başında bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, havacılık ve uzay çalışmalarımızı teslim etmek istediği Atatürk Havalimanı’nda yapılacak Yüzyılın Mitingi’nden bahsediyoruz o kısacık cümlede.
AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı Adayı Tayyip Erdoğan’ın, Atatürk Havalimanı’nda kurulan o devasa Millet Bahçesi’nin yanındaki alanda yapacağı YÜZYILIN MİTİNGİ bu pazar günü saat 16.00’da.
Yüzde 80 oranında yerli ve millî hale getirilen savunma sanayimizin gözbebeği havacılığımızın ulaştığı seviyenin, bu hafta biten ve milyonlarca insanın ziyaret ettiği, 1 milyon 300 bin gencimizin teknolojik buluşlarıyla yarıştığı TEKNOFEST’in düzenlendiği alanda.
Yenikapı’nın tam bir buçuk katı büyüklüğünde bir MEYDAN. Kılıçdaroğlu’nun bir gün evvel miting yapacağı Maltepe’deki meydanın da tam beş katı büyüklüğünde.
Ve bu aynı zamanda bir MEYDAN OKUMA, ABD’ye ve onun Türkiye’deki siyasi taşeronlarına.
Ülkemizin gözbebeği havacılık şirketlerimizi CIA paravanı şirketlere peşkeş çekmeye çalışan, talimatlandırılmış ve projelendirilmiş Yedili Masa’ya, onların gönüllerini hoş etmek istedikleri Kandil’deki terör baronlarına GEÇİT YOK deme mitingi.
Yalan mı?
“İstikbal göklerdedir” diyen Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu CHP’nin şu anki lideri Kemal Kılıçdaroğlu tüm savunma sanayimizi Amerikalılara ve CIA taşeronu şirketlere peşkeş çekeceğinin haberini vermedi mi müjde verir gibi. CHP’yi ele geçiren zihniyet, önce 1947 yılında ABD ile yaptığı anlaşmalarla havacılık sanayiimizi yok etti, şimdi aynı şeyi yapmaya hazırlandığını ilan etti. Ar damarları çatlamışçasına, hayasızca “Dokunacağız” ve “Uluslararası şirketlere açacağız” diyorlar gözbebeğimiz devlet ve özel şirketlerimizi. Üstelik bunu mutabakat metinlerinde bile ilan ettiler.
Bu yüzden Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin alanında toplanacak milyonların haykırışı tüm dünyaya, başta ABD emperyalizmine bir MEYDAN MESAJI olacak.
Türkiye’deki muhalefeti örgütleyip bir araya getireceklerini belirterek “Artık darbe ile değil seçimle devireceğiz” diyen Başkan Joe Biden’a ve onun arkasındaki Amerikan derin devletine bu mesaj.
Kurşun asker gibi üzerimize saldıkları bu yapıştırılmış muhalefetle ekonomiyi patates-soğana kilitleyerek, yüzde 80 yerli ve millî hale getirilen savunma sanayi ile kurulan güvenlik konseptimizi, millî enerji atılımımızı yok edeceklerini sananlara bir MEYDAN OKUMA aynı zamanda.
ALTTAKİ CÜMLELER KİME AİT?
KHK’lıların tamamı görevlerine iade edilecek…
Cezaevlerindeki “siyasi” suçlular çıkarılacak…
Ne işimiz var Libya’da?
Ne işimiz var bizim Akdeniz’de, Suriye’de…
Tezkereye Hayır…
YPG’liler kendi vatanlarını savunan halk savaşçılarıdır…
Komuta kademesi haddini bilsin, Ortadoğu askerleri gibi kaçacaklar…
Mavi Vatan diye bu 200 mile kadar uzanan alanı da kendi egemenlik alanınız olarak görürseniz, o zaman saldırgan ve yayılmacı bir algı yaratırsınız.
Biden’dan beklentimiz Türk Demokrasisi vurgusu yapması.
Öyle bir mutabakat metni hazırladık ki AB bize aferin diyecek.
KKTC’de kapalı kent Maraş’ın kısmi şekilde yeniden açılmasını desteklemiyoruz.
Bizim iktidarımızda S-400 aktif hale getirilmeyecek.
Maalesef Azerbaycan’a Türkiye’den silah yardımı yapıldı ve bu silahlar cihatçılara gönderildi…
Rusya’ya yaptırım uygulayalım…
TSK, PKK’lılara kimyasal silah kullandı…
Nükleer santral yapımı gereksiz.
Yukarıdaki sözler onların kimler tarafından kurgulandığını ortaya koyan anahtar cümleler.
“Tanı bunları, tanı da büyü” diyor ya Ahmed Arif Adiloş Bebe’de, tam da o…
Bu nedenle halkımızın şu an yaşadığı hayat pahalılığını istismar etmekteler. Cambaza baktırıp ülkeyi anahtar teslim emperyalizme ve onun terör taşeronlarına armağan etmek istiyorlar.
Bunu yapmanın en kolay yolu da yukarıda da belirttiğim gibi GÜVENLİK KONSEPTİMİZİ ortadan kaldırmak.
Şunu hatırlatmak isterim.
LİBYA’da Kaddafi döneminde evlerde elektrik bedavaydı. Sağlık hizmetleriyle birlikte eğitim de ücretsizdi. Mutfak son derece ucuzdu. Hiçbir vatandaş vergi ödemiyordu. Yurt dışında okuyan tüm öğrencilere devlet aylık bin 650 avro geri ödemesiz maaş veriyordu. Evlenen çiftlere 150 m2 daire, her aileye de istisnasız aylık bağlanıyordu. Nüfusun yüzde 25’i üniversite mezunuydu.
ŞİMDİ İKİ SORU:
1-Libya şu an ne durumda?
2-Katar, Türkiye olmasa nerelerde olurdu?
Neden hedef haline getirildiğimizi ve ABD emperyalizminin FETÖ taşeronuyla başaramadığını şimdi SEÇİM TAŞERONU ile yapmaya çalıştığını açıkça görüyoruz.
YÜZYILIN MİTİNGİ bu anlamda Batı’nın Küresel Baronlarına ve onların Türkiye’deki siyasi taşeronlarına atılacak kallavi bir TOKAT olacak aynı zamanda.
Mitingi çok başarılı organizasyonlara imza atmış İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’nin yönetimindeki AK Parti İstanbul İl Teşkilatı düzenliyor.
Peki KİM SABOTE EDEBİLİR bu mitingi?
Potansiyel olarak milletin metroyla ve İETT otobüsleriyle alana ulaşmasını engelleyebilme imkânına sahip görünen EKREM İMAMOĞLU’nun başkanlığındaki İBB…
İBB bunu daha geçen hafta TEKNOFEST’te yaptı. Vatandaşları üç durak önce metrolardan indirerek kilometrelerce yürüttü. Bu arada metro hatları tuhaf biçimde ya “arızalandı” ya da “gecikmeler”le geldi.
Bu yüzden gerekli tedbirler alınmalı mutlaka.
Güzergâhlar bugünden itibaren her mecradan ilan edilmeli. Metro, metrobüs, tren, deniz yolu ve İETT hatlarıyla nasıl ulaşılabileceği basit ve anlaşılabilir biçimde anlatılmalı.
Alanda en az 30-40 ADET GİRİŞ-ÇIKIŞ KAPISI olması çok önemli.
Vatandaşlar erkenden gelecek ve alanda bekleyecekler muhtemel ki. Yaşlılar, kadın ve çocuklar için dinlenme bankları konulmalı bol miktarda. Çok sayıda tuvalet kabini kurulmalı…
AK Parti bu işlerde beceriklidir ama benden hatırlatması.
Zaten orada olacağım, izlenimlerimi de tabii paylaşacağım her gazeteci gibi.