Türkmenistan’dan notlarım
6 milyon nüfusu ve 488 bin kilometrekare yüzölçümü ile bir kadim Türkmen diyârı.. Başkenti Aşkabat.. Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov..
İstanbul-Aşkabat arası arabayla 3 bin 419 km, uçakla 2530 km mesafede.. Uçuş ortalama 3 buçuk saat sürüyor..
Türkmen yurdunun ana gelir kaynağı doğalgaz.. Dünyanın en büyük dördüncü doğalgaz üreticisi konumunda.. Ülkede yüzölçümü nüfusa göre çok büyük, çünkü ülkenin önemli kısmı çöl arazisi..
Türkmenistan’da neredeyse herkesle “yavaş konuşmaları şartıyla” anlaşabiliyorsunuz.. Çok eski Türkçe kelimeleri tanıyabiliyorsunuz. Onlar da sizi anlıyor. Hızlı konuşursak kimse kimseyi anlamıyor, burada formül “yavaş” konuşmak..
Latin alfabesi kullanılıyor, tabelalarda yazılanları rahat anlıyorsunuz.. “Azadî Köşesi” yazıyor bir yerde, yani bağımsızlık caddesi.. Bir okulun tabelasında “Orta Mektep” yazıyor..
Ülkenin %85’i Türkmen, %89’u Müslüman.. “Selamün aleyküm” şeklinde selamlaşma yaygın.. Teşekkür ederken “sağ bolun” diyorlar, anladığınız gibi “sağolun” manasında..
Başkent Aşkabat çok temiz şehir.. Yerlerde çöp yok, hatta trafik ışıkları bile el beziyle silinmiş gibi tertemiz..
“AŞKABAT’TA SİYAH ARABA HİÇ YOK”
Çok ilginç ama Başkent Aşkabat›ta belediye otobüsleri bile beyaz renkli.. Beyaz ile gri ve tonları dışında başka renkte hiçbir araba yok.. Ve binaların tamamı beyaz renkli.. Oteller, kamu binaları, apartmanlar, otobüs durakları, cadde ve sokak arası yapılar, trafik ışıklarının direkleri, elektrik direkleri, hepsi istisnasız beyaza boyanmış.. Abartmıyorum, tamamı beyaz.. İtiraf edeyim bunu orada gözümle görünce öğrendim, böyle olduğunu bilmiyordum.
Sebebini sorduğumda devlet politikası olarak “Beyaz’ın şehrini oluşturmak” idealinin istendiğini öğrendim. Aşkabat kimilerine göre “aşk” ve “abad” yani “aşkın şehri” iken kimilerine göre de “ışığın, beyazın, ak’ın şehri” diye niteleniyor.
“AÇIK HAVADA SİGARA İÇMEK YASAK”
Ülkede açık havada sigara içmek hem sağlık açısından hem de sokakları temiz tutma açısından uygulanıyor. Herkes kurallara zorunlu olarak riayet ediyor. Daha önce Japonya ve Güney Kore’de görmüştüm ama oralarda oluşturulmuş alanlar vardı; burada ise yasak tüm alana yayılmış.
“BAŞKAN ERDOĞAN VE TÜRKMENİSTAN”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve heyetinin iki günlük Türkmenistan ziyareti “Türk Devletleri Teşkilatı”nın geçtiğimiz günlerde Yassıada’da ilan edilmesiyle birlikte çok daha önem arz ediyor. Türkmenistan henüz gözlemci üye, ancak ilerleyen zamanlarda ilişkiler geliştikçe ivme artacak gibi görünüyor. Ülkede herkes Türkiye’yi seviyor, akraba ve kardeş olarak aynı aile olunduğunu içselleştirmiş vaziyetteler..
Türkmenistan’da gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 15. Zirvesi kapsamında Başkan Erdoğan’ın İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi görüşmeleri önceki tecrübelerin sahaya yansıması açısından önemli bir denklem oluşturuyor.
“AŞKABAT SOKAKLARI NE DİYOR?”
Türkmenistan yıllarca SSCB çatısı altında bir etkiye mâruz kalmış olsa da atılım yapmaya müsait ülkelerden biri.. Sokaklarda vatandaşlar ülkemizin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yakından takip ediyor. Türkiye’den verdiği mesajlar 3 bin 419 km uzaklıktan duyuluyor.
Türkmenistan sosyolojik ve ekonomik anlamda değişip geliştikçe Türk Devletleri Teşkilatı da gelişecektir. Türkmenistan bir “ayna” diyebilirim.
“TÜRKİYE EKONOMİSİNİN YÖNÜ”
Başkan Erdoğan 19 yıldır halkın teveccühü ile Türkiye’yi yönetmekle kalmıyor, dünyaya da şekil veriyor. Son üç asrın etkilerini bir anda değiştirmenin zorluğuna rağmen Türkiye artık “küresel güç” haline geldi. Ülkemizin sadece iç dinamikleri değil, işte bu 19 yıllık birikim de birer satranç hamlesi gibi kullanıldıkça, Türkiye ekonomisi 2022’de halka yansımaları açısından çok daha yukarı yönlü hareket edecektir.
Birleşik Arap Emirlikleri mevzusu, dünya ölçeğindeki bir liderin sahayı ülkesi lehine nasıl şekillendirdiğinin ipucu oldu.
Türkiye; küresel oyunun tasarlanmış karakteri değil!.. Türkiye; kukla veya kuklacı da değil!.. Türkiye kuklacıyı yukarıdan gören ve senaryoyu yazıp sahneyi açan bir sürecin ötesine geçmek üzere! Ve uzun bir aradan sonra ilk kez müstakil ve tam bağımsız Türkiye’ye elimiz değmek üzere!
Lobilerin ve saldırıların en büyük sebebi budur!